Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İşte Gezi olaylarında bir şeyler denediler, 17 Aralık'ta bir şeyler denediler, 25 Aralık'ta bir şeyler denediler. Yani bunları savuşturmayalım, bunları bir kenara koymayalım. Bunlar aslında aceleci bir tavırla yakayı ele verme oldu" dedi.
Erdoğan, ATV-A Haber ortak yayınında, "Başbakan ile Gündem Özel" programında, soruları yanıtladı.
Daha önce de başkanlık, yarı başkanlık gibi önerilerde bulunduğu ancak muhalefetin buna yanaşmadığının hatırlatılması ve bu konuda niye ısrar ettiğinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, olayın kendi ısrarından öte olduğunu, anayasanın 104. maddesinde yer alıp da uygulanmayan 6-7 unsur bulunduğunu ifade etti.
"Niye acaba onlar uygulanmıyor? Bugüne kadar gelen cumhurbaşkanları bunu uygulamakta neden geri durdular?" diye soran Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu, işte bunu bir defa gündemden çıkaracak ve daha rahat uygulamaya sokacak. Biz, gelişmiş ülkelere baktığımızda en gelişmiş ülkeler acaba hangi sistemle yönetiliyor? Ülkemizin daha iyi yönetilmesini istemiyor muyuz? Daha iyi yerlere gelmesini istemiyor muyuz? Yani bundan 40 sene, 50 sene, 60 sene önce getirilmiş bir sistemin aynen korunması, aynen onunla devam etmek durumunda mıyız? Dünya nasıl bir değişim içindeyse siyasette de bizim bir güncellemeyi yapmak herhalde milletimizin desteğiyle olumlu bir adım değil mi? Burada milletimiz zaten buna destek verirse bu olacak. Muhalefet partileri ister ya da istemez. Millet ister mi istemez mi bu önemli. Yüzde 69 ile millet 'ben seçeceğim' derken muhalefete rağmen, bizim dışımızdaki bütün partilere, böyle bir reaksiyonu ortaya koyduğuna göre, böyle bir reaksiyon koyarsa bu olur. Yoksa şu andaki mevcut yapıyla yola devam edeceğiz. Olay budur"
Erdoğan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve diğer bazı siyasetçilerin başkanlık sistemine geçmeyi düşündükleri ama başaramadıkları anımsatılarak, "Siz bunu başarabilir misiniz" diye sorulması üzerine, bu siyasetçilerin konuyu gündeme getirdikleri dönemde partilerinin gerileme trendinde olduğunu vurguladı.
Dolayısıyla konuyu halka anlatmakta zorlandıklarını ifade eden Erdoğan,"Şu anda biz de aynı durumda olursak, millet bu konuda 'tamam yürü, biz bu noktada hak veriyoruz, arkandayız' derse bu iş olacak. Demediği takdirde bunu yapacak halimiz yok" diye konuştu.
Türkiye'de 1960'dan beri bir vesayet oluşturulduğu, Parlamentonun kuşatma altına alındığı, bir şekilde milli iradenin paylaştırıldığının ifade edilmesi ve ülkeyi buradan mı çıkarmayı hedeflediklerinin sorulmasına karşılık Erdoğan, "Bu, bir tanesi diyebiliriz. Bakın çok önemli olan şey. Mesela 10 Kasım 1938, Gazi Mustafa Kemal rahmetli oldu. Hemen ertesi gün Meclis kuşatma altına alındı. Niye? İsmet İnönü'yü cumhurbaşkanı yapacaklardı. Böyle bir mantık olabilir mi? Böyle bir anlayış olabilir mi? Ulus'taki Meclis, hemen kuşatma altına alındı. Biz artık bunları değiştirme noktasındayız" ifadesini kullandı.
Aynı şeyin 1962'de Cemal Gürsel ile yapıldığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin artık bunları aşması, gündemden çıkarması gerektiğini vurguladı.
"Biz artık bunları düşünemeyiz" diyen Erdoğan, bundan sonra 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına nasıl girileceğinin, ileri demokrasinin nasıl yakalanacağının konuşulması gerektiğini aktardı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Acaba bir yerden darbe gelir mi gelmez mi? İşte Gezi olaylarında bir şeyler denediler, 17 Aralık'ta bir şeyler denediler, 25 Aralık'ta bir şeyler denediler. Yani bunları savuşturmayalım, bunları bir kenara koymayalım. Bunlar aslında aceleci bir tavırla yakayı ele verme oldu. Eğer güçlü bir iktidar olmamış olsaydık, bu oyuna eğer gelmeye kalksaydık bu paralel yapının attığı bu adımların maalesef bir darbe olarak bedelini ağır öderdik. Çok açık, net ortaya çıktı ve bu girişim bertaraf edildi. Tabi artık bunlara dayanamayacağımız gibi bir de turlar noktasında da Parlamentoda, hatırlayın 1980 miydi? 114 tur yapıldı. Böyle bir şey olabilir mi? Bırakalım millete, milletimiz ne derse. Tek turda işi bitirir. Olmadı iki tur. Bitti. İkinci turdan öte yok."
Erdoğan, "Bu yönetim anlayışıyla, vizyonlarında ortaya koydukları, demokrasinin derinleşmesi, refah toplumu ve öncü ülke hedefleri çerçevesinden bakınca nasıl bir Türkiye hayal ettiği"ne ilişkin soruya karşılık, en önemli hayallerinin 2023'te dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek, kişi başına düşen milli gelirde 25 bin doları yakalamak ve Türkiye'nin dünyada savunma sanayide kendi ihtiyaçlarını yüzde 80-85 karşılayabilen bir ülke haline gelmesi olduğunu belirtti.
İhracatta 500 milyar doları yakalamak gibi bir hedefleri bulunduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, bu hedeflerin yakalanacağını ifade etti.
Bu hedefleri İhracatçılar Meclisinde istişare ederek belirlediklerine değinen Erdoğan, bunlara yönelik adımlarını kararlı bir şekilde attıklarını dile getirdi.
Kendilerinin bunlarla muhalefetin ise hep başka şeylerle uğraştığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yıllarca eğer biz yerimizde saydıysak, eğer yıllarca biz 230 milyar dolar gayrisafi milli hasılaya ulaştıysak 79 senede, düşünebiliyor musunuz? Ne ile uğraştı bunlar? Yattılar kalktılar, başörtüsü, yattılar kalktılar cami, yattılar kalktılar Kur'an, Kur'an kursu bunlarla uğraştılar. İrtica aşağı, irtica yukarı bunlarla uğraştılar. Şimdi bunlar gündemden düştü. Ülke bir huzur ülkesi haline geldi. Ülkede bir bölünme var mı? Bir parçalanma var mı? Tam aksine şu anda ülke ekonomide hamdolsun kişi başına milli gelirde 11 bin dolara ulaştı. ve artık Türkiye, bakın göreve geldiğimizde, veren el olarak 45 milyon dolar az gelişmiş ülkelere destek verirken bugün 3,5 milyar dolar bu desteği verir hale geldik. Öbür tarafta ülkemizin borcuna bakıyoruz milli gelire oran yüzde 73'tü geldiğimizde ama şimdi yüzde 35'e düştü. Buraya geldik. IMF'ye borcumuz vardı 23,5 milyar dolar, sıfırladık. Şimdi biz onlara 5 milyar dolar borç verebileceğimizi söyledik. Merkez Bankamız neredeyse sıfırlanıyordu. 27,5 milyar dolar döviz rezervi vardı, şu anda 133 milyar dolar döviz rezervine sahibiz. Yeterli mi? Değil, daha da artacak. Kimle vardı? Bu muhalefet partileri o zaman buradaydılar. Ziraat Bankası gibi bir banka gidiyordu. Halk Bankasıyla bütünleştirdiler, kurtaramadılar. Geldik biz, ayırdık. Şu anda her iki banka da güçlü banka halinde. Vakıf Bank nerelerdeydi, şimdi nereye geldi. Bunları görmemiz lazım. Görev zararı yutturmacasıyla hatırlayın 40 milyar dolar, 50 milyar dolar, maalesef ülke bedel ödedi. Bunu millet ödedi. Şu anda Türkiye'nin yakaladığı ivme tüm dünyanın dikkatini çekiyor. Onun için dünya bütün bunlara 'sessiz devrim' adını taktı. Bu sessiz devrimle biz emin adımlarla şu anda 2023, 2053, 2071 bu hedefle koşuyoruz, koşacağız."
- Ankara
Son Dakika › Politika › Erdoğan: İşte Gezi Olaylarında Bir Şeyler Denediler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (2)