Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, profesyonel askerliğe geçme gibi bir çalışmalarının bulunmadığını söyledi.
Yılmaz, TBMM Genel Kurulu'nda sözlü soruları yanıtladı.
Yılmaz, Kıbrıs Türkleri'ni temsil etmeyen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kıbrıs Türkleri'nin haklarını hiçe sayarak tek taraflı şekilde Doğu Akdeniz'e sahildar ülkelerle deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmaları imzaladığını anımsattı. Bu anlaşmaların Türkiye ve KKTC açısından hiçbir geçerliliği ve bağlayıcılığı bulunmadığını söyleyen Yılmaz, "BM'ye iletilen ve BM belgesi olarak yayınlanan görüşlerimizde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin deniz yetki alanlarını sınırlandırma teşebbüslerinin kabul edilmeyeceği belirtilmiş ve özellikle 32 derece 16 dakika 18 saniye Doğu boylamından itibaren Akdeniz'de Kıbrıs adasının batısında bulunan deniz alanlarında Türkiye'nin meşru hak ve yetkilerinin bulunduğu kayda geçirilmiş" dedi.
KKTC ile Türkiye arasında 21 Eylül 2011 tarihinde kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması imzalandığını ifade eden Yılmaz, "Ülkemizin Doğu Akdeniz'de egemen haklarının bulunduğu alanlarda 3. ülkelerin, ülkemizin rızası olmadan herhangi bir tasarrufta bulunması mümkün değildir. Biz çok açık bir şekilde söylüyoruz. Türkiye'nin egemenlik haklarının olduğu yerde hiç kimse Türkiye'nin haklarını ihlal edemez. Bu söz konusu bile değil" diye konuştu.
Yılmaz, Nisan ayı itibariyle 36 muvazzaf askeri personelin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/1003 numaralı soruşturması, 288 muvazzaf askeri personelin de İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/640 numaralı soruşturması kapsamında yargılandığının tespit edildiğini bildirdi.
Profesyonel askerliğe geçme gibi bir çalışmalarının olmadığına dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
"Zaten Silahlı Kuvvetler'in üçte biri profesyonel durumdadır. Yaklaşık 100 bin astsubayımız, 50 bin subayımız var. 50 bin uzman erbaş dersen 200 bin yapar. 600 bin asker içerisinde üçte biri zaten profesyonel. Profesyonel askerliğe geçme gibi bir çalışmamız yok. Bu ülkedeki gerek Kürt gerek Türk gerek Laz kim olursa, gerek Sünni gerek Alevi, gerek dinsiz veya ateist hiç farketmez hepsi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Silahlı Kuvvetler'de hiçbir şekilde ne kimsenin mezhebine bakılır, ne kimsenin ırkına bakılır. Dolayısıyla böyle bir durum yok."
-"İntihar işini basite almıyorum"
Asker intiharlarına ilişkin olarak da Yılmaz, Silahlı Kuvvetler'in de bu toplumun bir parçası olduğunu belirterek, "Bir intihar nasıl ki sivil hayatta varsa daha önce de söyledim sanatçılarımızdan, rektörlerimizden intihar edenler var. Silahlı Kuvvetler'deki Mehmetçiklerimizden gönül arzu eder ki kimse intihar etmesin. İntihar sadece Türk ordusunun veya Türk halkının problemi değil. Dünyadaki her ülkenin sorunu problemidir. İntihar işini basite almıyorum. İntihar işi çok kompleks ve çözümü de çok zordur" şeklinde konuştu.
Yılmaz, harp okullarına alınacak öğrencilerde bulunması gereken niteliklerin Harp Okulları Kanunu ile Harp Okulları Yönetmeliği'nde belirtilmiş olduğunu anımsatarak, aynı şekilde harp okullarından ilişik kesme nedenlerinin de mevzuatta bulunduğunu söyledi.
Mezhebin hiçbir öğrencinin ilişik kesme işlemlerinin konusunu oluşturmadığını belirten Yılmaz, "Öğrencilerin dini inançları veya mezhepleri dikkate alınarak ilişik kesme işlemleri yapılmamaktadır. 1 Ocak 2010-1 Ocak 2013 tarihleri arasında harp okullarından çeşitli nedenlerle bin 381 öğrenci ayrılmıştır. Öğrencilerin dini inanç ve mezhepleriyle ilgili herhangi bir kayıt tutulmamaktadır" dedi.
TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, yarın saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.
- TBMM
Son Dakika › Politika › 'Silahlı Kuvvetlerde Ne Mezhebe Bakılır Ne Irka' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?