Glokom, 67 Milyon Kişiyi Etkiliyor"

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Glokom Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik, halk arasında "karasu" olarak bilinen glokomun, dünya üzerinde 67 milyon kişiyi etkilediğini, hastalığından habersiz olması nedeniyle, glokom hastalarının teşhis konulmadan önce görme yetilerinin yüzde 40'ını kaybedebildiğini bildirdi.

Tamçelik, 6-13 Mart Dünya Glokom Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, glokom hastalığında erken teşhisin önemine dikkati çekti.

Glokomun, hastanın görüşü bozulana kadar sessizce ilerleyebildiğini ve yıllarca teşhis edilemeyebildiğini, tedaviye başlayabilmek için bu göz rahatsızlığının yeterince erken tespit edilebilmesinin tek yolunun düzenli göz kontrolleri olduğunu belirtti.

Halk arasında "karasu" olarak bilinen glokomun, dünya üzerinde 67 milyon kişiyi etkilediğini aktaran Tamçelik, hastalığından habersiz olması nedeniyle, glokom hastalarının teşhis konulmadan önce görme yetilerinin yüzde 40'ını kaybedebildiğini ifade etti.

Tamçelik, Yunanistan ve Romanya'nın toplam nüfusundan daha fazla olan 30 milyon insanın, farkında bile olmadan görme kaybı yaşadığını anlatarak, şu bilgileri verdi:

"Günümüzde, dünya genelinde bu hastalık yüzünden görme yetisini kaybetmiş 4,5 milyon kişi bulunuyor. Oysa glokom dünya genelindeki önlenebilir körlük nedenleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Şu anda glokomun kesin bir tedavisi yok ancak etkin tedavi yöntemleriyle ilerlemesini yavaşlatmak mümkün. Artan göz tansiyonu, glokomun en önemli ve düzeltilebilir risk faktörüdür. Yani göz tansiyonunun kontrol altında tutulması, glokom hastalarının görme yetilerini koruyabilmesine yardımcı olur. Bunu sağlayabilmek için glokomun erken tanısı şart."

Bebeklerden yaşlılara kadar herkeste glokom olabileceğini vurgulayan Tamçelik, tedavi neticesinde, görme yetisinin olduğu gibi korunabileceğine işaret etti. Glokomun, göz damlaları, oral ilaçlar, lazer cerrahisi, geleneksel cerrahi ve bu yöntemlerin bir kombinasyonu ile tedavi edilebileceğine dikkati çeken Tamçelik, göz içi yüksek basınç gibi faktörlerin yanı sıra, ailesinde bu rahatsızlık bulunanlar, kırk yaş üzeri kişiler, diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastaları, fiziksel göz hasarı bulunanlar ve uzun süre steroid kullanmış kişilerde riskin yüksek olduğunu kaydetti.