Dakka 1 Gol 1?in Yorumu Olmaz!

Türk futbolu batmıştır.

Batıranlar da koltuğunu korumak için gerçekleri gizleyip, toplumun karşısına maskeyle çıkanlardır.

Bunların başında medya gelir!

Şansal Büyüka bugünkü yazısında 'iflas' diyor… Türk futbolu iflas etmiş!

Hangi iflas? Suya sabuna dokunmadan yöneticileri ve TFF'yi koruma altına alıp onlara kalkan olanların hiç mi bu iflasta payı yok!

Banka hortumlaması misali duygu hortumlamasıyla reyting ve koltuk uğruna taraftarı sömürenlerin hiç mi payı yok.

Türk futbolunu bu hale getirenler; yalakalardır.

Gerçekleri bildikleri halde söylemeyenlerdir.

'Emret başkanım' diyenlerdir.

Teknik direktör pazarlayanlardır.

Her kulübe boncuk dağıtanlardır,

Her futbolcuyu hatalarında bile koruyanlardır.

Küfürbazlara kulak tıkayanlardır.

Emre'nin bilek çekmesinde, kulağının üzerine yatanlardır.

Şike olaylarında suskun kalanlardır.

Her yenilgiden sonra 'olur böyle şeyler, futbolda bunlar var' diyenlerdir.

Doğruları söyleyen dürüst meslektaşlarını bir liraya satanlardır.

Bu ülke ne çekiyorsa yalakaların yüzünden çekiyor.

Artık bardak taştı!

Hiçbir şey asla eskisi gibi olmamalı.

Türk futbolunun kurtulması için;

Yöneticilik konusunda iflas etmişler bir daha ortada dolaşmamalı.

Medya doğruyu söyleyenlerin olmalı, sahibinin sesi olanlar artık yok olmalı.

Perde arkasını bilenlerin timsah gözyaşları

Erman Toroğlu da Hırvat maçıyla ilgili 'Timsah gözyaşları' diyor yazısının başlığında…

Çok haklı.

Timsah gözyaşları tanımlaması, yazdıklarımı doğruluyor.

Şöyle diyor Erman;

'Türk futbolunda son yıllarda bir kumpas kuruldu. Bunun içinde gazeteciler de var. Televizyon yorumcuları da var. Futbolcular da var. Bazı yöneticiler de var. Eski futbol federasyonundan elemanlar da var. Bu kumpas, Türk futbolunu bu rezil hale getirdi. Şike ve teşvikler dahil. Bazılarını iyi biliyorum. Kamuoyunun önünde timsah gözyaşları döküyorlar. Ama perdenin arkasında her şeyi biliyorlar ve bazıları da bu olayların sonuna kadar içinde. İnşallah bir gün çoğunun maskesi düşecek.'

Düştü bile Erman!

Toplum iflas edenlerin alayını çok iyi biliyor.

Kimler bu futbolun içine etti toplum farkında…

Hırvat maçıyla maskeleri düştü artık!

Bozuk düzeni savunacak halleri de kalmadı ama malum, bunların yüzleri kasap süngerini kozmetik olarak kullanır!

Biliyorsun…

Kazanıyorsunuz ama nasıl? Futbol oynamıyorsunuz ki…

Zaman hükmünü icra etti, dibe vurduk.

2008'de Avrupa 3. olduk diyenlere de duyurulur.

Atmayın!

2008'de UEFA 3.'lük-4.'lük maçını oynatmadı. Kim üçüncü belli değil ama bizim uyanıklar hemen 3.'lüğü kapıverdiler.

Hocalarına ve futbolculara yaranacaklar ya!

2008'de biz de İsviçre'deydik. Her şeyi biliyoruz.

Avrupalının söylediği tek şey vardı o maçlardan sonra;

'Kazanıyorsunuz ama nasıl? Futbol oynamıyorsunuz ki!...'

Bunu herkes biliyor.

Ama Türk futbolunun dibine dinamit koyanlar bunu büyük bir başları olarak sundular.

Futbolsuzluk daha o zamanlar başladı.

Hatta İsviçre maçında aldığımız ulusal ceza ile…

Ne değişti o günden bu güne?

Her şey bozuk, bir Hiddink var yabancı!

Vurun kellesini gitsin!

Ötekiler;

Medya duayenleri, TFF, futbolcular kalsın!

Gülerim ağlanacak halimize.

Kafalar değişmedikçe, futbolda yabancı sayısı kısıtlanmadıkça, play off gökten zembille indikçe, Türk futboluna belli bir hedef çizilmedikçe başarmamız hayaldir.

Kötü müydük? Asla!... Beterin beteriydik!

Hırvat maçında berbattık!

Ne önünde ne sonunda gole dönük bir şey yapabildik. Belli ki bu iş sinirleri laçka olmuş futbolcular Volkan'la, Sabri'yle, Selçuk'la, Balta'yla, Arda'yla, Gökhan Gönül'le ve benzerleriyle olmuyor.

Nerede Tolga, Caner, Gökhan Töre, İsmail…

Ne suç işledi bu çocuklar da takım yüzü görmüyorlar.

Adam olacak çocuk b.kundan bellidir. Bu takımın da Avrupa 2012'ye gidemeyeceği grup maçlarından belliydi.

Gördünüz işte…

Zilin sesini duydunuz!

TFF Başkanı M. Ali Aydınlar bile salıya ikinci maç var bekleyelim ondan sonra konuşalım diyorsa bir kez daha yandık!

Şikede de öyle kararsız kalmış beklemeye yatmıştı Aydınlar, UEFA hoops dedi!

Dışardan kumandayla yönetildik!

Hırvat'a böyle yenildik.

Saniyelere dakikalara pek girmeyeceğim.

Beş olay aktarayım maçın yorumu bitsin;

1-Bütün gollerde Volkan hatalı. Hele ikincisinde… Hırvatlar sıfırdan orta yapıyor, arka direk dibinde sıfırdan kafa vuruyor, gol!... Peki Volkan nerede? Top gol olmadan Volkan gol olmuş vaziyette! Kalenin içinde!.... Komedi filmi gibi…

2- İlk gole dikkat!... Ön direğe doğru hareketlenen Oliç bir anda feyk atıyor ve kendi kalesine doğru yarım daire çizip geri dönüyor, Egemen'in markajından kurtulup kalenin ortasına geliyor golü atıyor! Gel de gülme! Dakka bir gol bir misali… Hiç gol yememesi gereken bir takım böyle bir maçta böyle bir gol yiyorsa Play Off'u nasıl kazanır?

3-İlk yarı %64 topa sahibiz, 2-0 mağlubuz!... İkinci yarı iki gol atar hiç olmazsa beraberliği kurtarırız derken 51'de durum 3-0 oluyor!... Keriz miyiz biz? (affedin taştım!)

4-Dört sarı kart var; Sabri, Hakan Balta, Arda, Emre… İkinci maçta yoklar. Pekii, oynadılar da ne oldu? Oynamazlarsa daha iyi olur. Belki yeneriz. İtibarı koruruz.

5-Hırvatlar iyi takım. Hem de çok iyi. Yunan'la 0-0 berabere kaldıkları için 2012'ye direkt gidemediler. Bunu da dün yazdım! Maçın favorisi Hırvatistan'dır dedim.

Yanılmadım. Üzüldüm!

Kaderi otlar belirlesin!

Şimdi yine Hiddink'i gönderin, Oğuz Çetin kalsın!

Hakeme de giydirin erkeklik sizde kalsın.

Hoca için de;

Abdullah Avcı'ya da yazık etmeyin!

Mustafa Denizli ile Terim arasında yazı tura atın.

Para çimlere dikine düşsün!

Her zamanki gibi;

Otlar kaderi belirlesin!