Maçın ilk 11'leri belli olduğunda Barcelona'nın orta sahada ağır bastığını yazmıştım. Nitekim 90 dakika boyunca da Barcelona tartışılmaz bir biçimde orta sahayı, doğal olarak da oyunu kontrol etti. Lakin hesapta olmayan bir faktör, Di Maria, normalde 45'inci dakikada bitmesi gereken bir maçı 80'e kadar çekişmeli kıldı ama sonuç değişmedi.
Orta saha demek maç demek
Barcelona, maça çıkarken orta sahada sayıca üstünlükle çıktı ki ilk dakikadan itibaren oyunun kontrolünü de ele aldı. İlk gole kadar oynanan süreçte de Real Madrid orta üçlüsüne karşı ciddi bir direnç görmeden topu ileriye götürmeyi başardılar. Nitekim golü de buldular. 1-0'ın ardından da Barcelona hem orta sahanın hem oyunun hakimiydi lakin hesap dışı bir faktör, Di Maria, sahneye çıktı. Bu sezon Real Madrid'in açık ara en iyi ismi olan Arjantinli oyuncu, sol kanattan yaptığı iki bindirmenin sonunda takımını öne geçirdi ki burada Barcelona savunmasına da ayrı bir parantez açmak şart.
Barcelona'nın normal dizilişinde sağ stoperde Pique, sol stoperde ise Mascherano oynuyor. Martino, Ronaldo'ya karşı kademede daha hamleli ve çevik bir oyuncu olan Masche'yi sağ stoperde kullandı ama hava toplarını hesaba katmadı. Arjantinli oyuncu, kanattan gelen iki topta da kısa kalmasının yanı sıra pozisyon alma konusunda da hata yapınca Benzema'nın golleri geldi. Zaten yan top savunmasında problem yaşayan Barcelona'da bir de normal düzenin dışına çıkıldığında ne denli problem yaşandığı ortaya çıktı.
Skorun 2-1'e gelmesine ve Di Maria faktörüne rağmen oyunun kontrolünü Barcelona elinde tutmaya devam etti. Ki zaten 2-1'e gelmeden önce skor 3-0'da olabilirdi. Carlo Ancelotti, avantajı elde etmesine rağmen değişiklik yapmayarak Barcelona'yı orta sahada teşvik etti. Nitekim Barcelona'nın ilk golünde olduğu gibi ikinci golünde de orta sahadan bomboş başlayan bir atakla oyuna denge geldi.
Illarra?
Şampiyonluk için yenilmeyerek büyük bir avantaj elde edecek olan Carlo Ancelotti, tıpkı Atletico Madrid maçında olduğu gibi orta saha kurgusunu değiştirmedi; Illarra'yı sokup daha dirençli bir takım yaratmadı ve Barcelona'nın ekmeğine yağ sürdü. Hele ki ceza sahasında olmayan bir penaltı ile 3-2 öne geçtikten sonra yine orta alanda değişikliğe gitmedi. Halbuki hem Bale hem de Ronaldo sahada yokları oynadı. Bale'in çıkarılıp yerine bir orta saha takviyesinin yapılmasıyla Real skoru tutmakla kalmayabilir, dirençli bir orta saha ile pozisyon vermeyip kontra ataklarla farkı artırabilirdi. Lakin Carlo Ancelotti yine kilitlendi ve oyunu kenarda izledi.
Don Andres!
Carlo'dan beklenen hamle gelmeyince Barcelona skor olarak geride olmasına rağmen oyun üstünlüğünü elinde tutmayı sürdürdü. Ardından da Real Madrid, ilk golde yaptığı bir hatayı tekrarladı: 11 oyuncu birden Messi'yi izledi ve Messi'nin ara pası sonrası Katalanlar hem penaltı kazandı hem de Ramos atıldı. Skorun 3-3'e gelmesiyle de Andres Iniesta sahneye çıktı.
Iniesta ne istediyse o oldu. Oyunu istediği kanada yaptı. Tempoyu artırmak istediği an artırdı, oyunu soğutmak istediği an soğuttu. Barcelona'da tek yaratan isim oldu. Sonunda da oyuna damgasını vurdu. Elbette Iniesta'yı durdurmak mümkün değildi ama Carlo orta sahaya yapacağı bir hamleyle Iniesta'nın besleyeceği oyuncuları tıkayabilirdi. Lakin bu hamle gelmeyince Iniesta maestro gibi sadece Barça'yı değil tüm oyunu yönetti. Sonunda da penaltıyı alarak takımının galip gelmesini sağladı.
Avantaj Atleti'de mi?
Barcelona bu galibiyetle farkı bire indirdi. Dahası, fikstür avantajı da Real'e kıyasla Barça'nın lehine. Lakin şunu da unutmamak şart. Herkes bu iki takıma odaklanmışken aradan Atletico Madrid sıyrılabilir. Kazanmaları gereken maçları alıyorlar ve ligin son haftasında da Barça karşısında şampiyonluk maçına çıkabilirler.
Son Dakika › Spor › Teknik Direktör Faktörü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?