South Park: The Stich Of Truth (Ps3)

Bir çocuğun hayal dünyası sınırsızdır. Birçok şey düşünür, sorgular. Kimi zaman okuduğu bir çizgi romandan, kimi zaman da izlediği bir filmden etkilenir, yetişkinlerin kolay kolay fark edemeyeceği şeyleri çıkarabilir. Bunları bir kenarda biriktirmeyi, genellikle de saklamayı sever. Aklında farklı bir şeyler yapmak vardır, ama beklemeyi seçer. Ta ki doğru zaman gelene, eline imkanlar geçene kadar. Belki de South Park'ın yaratıcıları Matt Stone ve Trey Parker da böyle çocuklardı. Beklemeyi seçen, zamanı geldiğinde de fikirlerini tüm dünyayla paylaşan koca çocuklar.

Yıllardır devam eden ve tüm dünyada bir fenomen halini alan South Park dizisi, Matt Stone ve Trey Parker'ın da katkılarıyla oyun olarak karşımıza çıktı. Yapımcı koltuğunda Obsidian Entertainment'ın yer aldığı oyun, aslında 2013 yılında bizlerle olacaktı. Fakat yayıncı THQ'da yaşanan sıkıntılı süreç, birçok oyunu olduğu gibi South Park'ı da etkiledi ve oyuna Ubisoft kucak açtı. Sonrasında da 4 Mart 2014 itibarıyla South Park: The Stich of Truth'u PC, PS3 ve X360 platformları için raflarda görebildik.

İnteraktif bir çizgi dizi

Evet, bu tanım aslında gayet doğru. Zira oyundaki karakterler, onların sesleri, tasarımları ve genel görsellik, televizyon dizisiyle neredeyse bire bir aynı. Kesinlikle yabancılık çekmiyor, "South Park esintili bir oyun" havasına girmiyorsunuz. Aksine, yıllardır izlediğiniz aynı South Park'ın bu kez içinde, size ait bir karakterle yer alıyor; izleyip de güldüğünüz karakterlerle konuşarak, etkileşime girerek seviye atlamaya çalışıyorsunuz.

Hadi git biraz yeni arkadaş edin...

Oyunda, kasabaya yeni taşınan bir ailenin çocuğuyuz. İlk başlarda anne ve babamız bir hayli konuşuyor; "Ne kadar güzel bir yere geldik değil mi, burada her şey var" gibisinden söylemlere girerek bizi neşelendirmeye çalışıyor. Ancak nafile. Karakterimiz konuşmadığı gibi yüzü de gülmüyor. Bunun üzerine kasabadaki çocuklarla arkadaşlık kurmamız için dışarı salınıyor, daha doğrusu evden kovuluyoruz.

#Sayfa#

İşe başlamadan evvel karakterimizin görünüşünü ve sınıfını seçmemiz gerekiyor. Görünüş kısmında saçtan yüz makyajına kadar birçok seçenek bulunuyor. Mor bir gözle bile gezebilirsiniz, ki ben karakterimi mor gözlü ve kırmızı ceketli biri yapmıştım. Sınıf seçimine geldiğimizde ise; savaşçı, büyücü, hırsız ve yahudi sınıflarını görüyoruz. Yahudi sınıfı, Cartman tarafından icat edilen paladin/monk karışımı bir sınıf. Ben, öncelikle favori sınıfım savaşçıyı seçerek yola koyuldum, ancak sonra farklı sınıflara da göz attığımda, aralarında pek de fark olmadığını gördüm. Yani evet, yakın dövüşlerde savaşçı sınıfı daha güçlüdür, büyücü ise özel güçleriyle savaşa etki eder. Ancak bir büyücü de savaşçıyla aynı silahı kullanabiliyor ve aynı etkiyi verebiliyor. Bu durumda, sınıflar arasında farklılık olarak geriye karakterlere özel saldırı çeşitleri kalıyor.

Doğruluk Çubuğu'nu bulmak

Mahalledeki yeni bir çocuk olarak, öncelikle arkadaş edinmeliyiz. Çünkü yardımlaşmak, arkamızın kollanması gibi konularda arkadaşlar çok önemli. Ne kadar fazla arkadaşımız olursa o kadar iyi. Bu arada, onlar hep konuşuyor, ancak bizim karakterimiz sonsuza dek susmaya devam ediyor. Önemli değil diyor ve bir süre sonra Cartman ile karşılaşıyoruz. Yani Kingdom of Kupa Keep'in (KKK) imparatoruyla.

Cartman'ın önderliğindeki imparatorlukla elfler arasındaki yıllardır süren bir savaştan söz ediliyor. Savaşın sebebi ise, oyuna da ismini veren The Stick of Truth, yani Doğruluk Çubuğu. Efsaneye göre bu çubuğa kim sahip olursa, dünyayı da o yönetebilir. Cartman ile ilk tanıştığımızda bu çubuk KKK'nin elinde bulunurken, elfler tarafından gelen saldırı sonucunda çubuk çalınıyor. Biz de yanımıza adamlarımızı alarak bu çubuğu bulup geri getirmekle görevlendiriliyoruz.

#Sayfa#

Bu, aslında bir arka bahçe oyunu, ya da sokakta, arkadaşlar arasında oluşturulan hayali dünyanın heyecanı. Kostümler giymiş çocukların, kendi oluşturdukları dünyadaki mücadeleleri. En şiddetli savaşın ortasında olduğunu düşünseniz ve o sırada anneniz size seslenip, "Hadi gel, yarın okul var" dese, her şey biter zaten.

Espriler, göndermeler, komedi...

Oyunda vakit geçirdiğiniz her an bir göndermeye tanıklık edebilir, göreceğiniz bir obje veya duyacağınız sözler sonrasında gülmeye başlayabilirsiniz. Arkadaşınızın annesiyle konuşmaya çalışabilir, o da size "Benim bu oyunda yerim ancak bu kadar" deyip, kenara çekilebilir. Bir yanda okulda işler ters giderken, bir yanda mahallede etrafınızı çeviren çocuklardan dayak yiyebilirsiniz. Tabii tüm bu karmaşada etrafı didik didik etmeye, gördüğünüz hemen her şeyi yanınıza almaya özen göstermelisiniz. Kimi zaman bir don, kimi zaman bir top, kimi zaman para, kimi zaman da bir makyaj malzemesi. Bu gibi şeyler, size yeni silah, zırh ve dahasını getirebilir.

Evet, bu bir sıra tabanlı RPG oyunu

South Park: The Stick of Truth, sıra tabanlı bir RPG oyunu. Bu da oyunun 2 boyutlu karton tarzda görselliğiyle uyumlu işleyiş gösteriyor. Sol tarafta karakteriniz ve arkadaşınız, sağ tarafta da güçlü veya güçsüz düşmanlarınız yer alıyor. Her karakterin normal saldırı hareketleri ve belli aralıklarla kullanabileceği özel güçleri bulunuyor. Gerçi özel güçler ve kullanılabilir silahlar da çoğu zaman komedinin ta kendisi oluyor. Bir sopayla adam dövmek, topla kafa patlatmak, yıldırım düşürmek gibi.

Oyunun RPG sistemi gerçekten hoş. Her ne kadar sıra tabanlı dense de, oyunda tek hamleyle sınırlandırılmanıza izin verilmemiş. Saldırıya geçmeden önce isterseniz kendinizin veya arkadaşınızın sağlığını yükseltebilir, sonra da saldırıya geçebilirsiniz. Evet, böylece arka arkaya iki işi birden yapmış oluyorsunuz. Diğer bir güzellik de, saldırırken yapacağınız zamanlama. Örneğin, bir sopayla topa vurarak düşmanınızı ortadan kaldırmak istiyorsunuz. Topu havaya attıktan sonra öyle bir zamanda vurmalısınız ki en iyi hasarı sağlayabilesiniz. Bu tip vuruşlar, mükemmel vuruş olarak nitelendiriliyor ve düşmanlar size saldırırken yine iyi zamanlama yaparak kendinizi korumaya çekebiliyorsunuz da. Anlayacağınız, otobüs bekler gibi beklemiyorsunuz.

#Sayfa#

Grafikler ve sesler

Az evvel de bahsettim zaten. Oyundaki seslendirmeler, dizidekilerle aynı. Karakterler ve dünya da dizidekiyle aynı. Görsel yapıya da pek bir şey söylemeye gerek yok. Dizinin interaktif bir versiyonu çıkmış ortaya ve şüphesiz ki bunda Matt Stone ve Trey Parker'ın da payı büyük. Her ne kadar oyunu Obsidian hazırlamış olsa da, serinin yaratıcılarının dokunuş ve tavsiyeleriyle birlikte bire bir South Park çıkmış ortaya.

Oyundan zevk almak için diziyi izlemek gerekir mi?

Böyle bir zorunluluk yok açıkçası. Eğer South Park'a karşı bir nefretiniz yoksa ve orta seviye İngilizce biliyorsanız, yine de zevk alabileceğiniz bir RPG oyunu olmuş. Tabii seriyi zaten seviyorsanız bu oyuna da bayılacaksınızdır. Çünkü attığınız her adımda "Aaa bunu biliyorum, şu adamı tanıyorum, şimdi böyle olacak, ahaha" gibi yüzlerce tepki vermeniz ve ardından da kahkaha atmanız olası.

En az 15 saatlik bir oyun süresi sunan yapım, eğlenceli yan görevleriyle birlikte bu süreyi 20 saatin üzerine çıkarabiliyor.

Kısacası South Park, televizyon dünyasından oyun dünyasına adım atan en iyi oyunlardan bir tanesi olmuş. Ayrıca, son zamanlarda çıkan en eğlenceli RPG'lerden bir tanesi olduğunu da söylememiz gerekiyor.

İyi oyunlar!