İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nce 28 Şubat sürecine ilişkin başlatılan soruşturmayla ilgili olarak, "Öncelikle dönemin askeri lobilerinin, askeri kurumlar içerisindeki çetelerin, daha sonra da onlarla birlikte hareket eden sivil generallerin sorgulanmasını, yapılanların hesabının sorulmasını çok isterim, temenni ederim" dedi.
Prof. Dr. Dursun, 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan aramalar ve gözaltı kararlarıyla ilgili olarak, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
" Türkiye'de 28 Şubat'tan sonra toplum olarak demokrasinin önemini tam olarak anlayamamış olsak bile, bu yolda epeyce mesafe kat edildi. Şükürler olsun ki bunun en son örneği, 12 Eylül Referandumu ile ortaya çıkan anayasa değişikliğiydi" şeklinde konuştu.
Bu anayasa değişikliği ile "12 Eylül davası"nın açıldığını anımsatan Dursun, 28 Şubat olaylarına ilişkin olarak da böyle bir soruşturma yapılmasını hep istediklerini kaydetti.
Dursun, bu süreçte Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Başkanlığı görevinden, dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Kemal Alemdaroğlu tarafından, "Başörtülü öğrencilerin ders ve sınavlara alınmaması" yönündeki sözlü uyarısına uymadığı için alındığını söyledi.
28 Şubat sürecinde kendisinin de sorunlar yaşadığını ve bu sürecin
"post-modern darbe" olarak yargılanması hususunu birçok kez dile getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Şefik Dursun, şunları söyledi:
"Ben öyle zannediyorum ki gerçekten, 28 Şubat'ta, o dönemin yöneticileri genel bir değerlendirme ile 12 Eylül işkenceleri olarak ifade edilen insani olmayan olaylara benzer olayları, toplumumuza, öğrencilerimize, ailelerimize yaşattı. 28 Şubat aslında, faaliyet merkezi olarak üniversiteleri seçti. 28 Şubat, en çok üniversiteler üzerinde, toplumun evlatlarının eğitim hakları üzerinde, gayriinsani işkenceye varan uygulamalar nedeniyle daha çok iz bıraktı."
-"Üniversitelerdeki sivil generaller"-
28 Şubat sürecinde görev yapan bir öğretim üyesi olarak, "bütün üniversitelerin anası olan İstanbul Üniversitesi"nin buna alet olmaması için elinden geleni yaptığını ifade eden Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öyle sanıyorum ki bu çabaları Rabbim de milletim de gördü. 28 Şubat'ın başlangıcında aslında sadece bir kesimin değil, birçok kesimin özgürlüklerini kısıtlayan bir tavır sergilenmişti. Dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ki ben ona 'sivil general' diyorum, rektörlük makamını bu post modern darbecilerin istediği yönde kullandı. Alemdaroğlu, öğrencilerin onurlarını incitmek, onları küçük düşürmek, bu vesileyle milletimizi rencide etmek gibi çok basit ama temel insan hakları ve özgürlüklerine aykırı, benim de işkence dediğim şeyleri diğer bir 'sivil general' Nur Serter ile birlikte uyguladı. Buna işkence diyorum, çünkü bana göre bir insanın eğitim hakkını elinden almanın onu öldürmekten farkı yoktur."
Dursun, artık üniversitelerin daha rahat olduğunu dile getirerek, "Ancak yapılan bir darbe var, darbenin failleri şu an ortada ve bu yaptıkları işlerin hiçbir anayasal ve yasal temeli yok. Öncelikle dönemin askeri lobilerinin, askeri kurumlar içerisindeki çetelerin birinci derecede, daha sonra da onlarla birlikte hareket eden sivil generallerin sorgulanmasını, yapılanların hesabının sorulmasını çok isterim, temenni ederim" şeklinde konuştu.
- İSTANBUL
Son Dakika › Yaşam › 28 Şubat Soruşturması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?