Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Işık Görker, " Batı Trakya'da yaşayan vatandaşlarımızın gerçekten kendi dillerinde bir yardıma ihtiyaçları var" dedi.
Görker, TÜ ile Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneğince Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen 23. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresinde yaptığı konuşmada, Batı Trakya'da yaşayan Türklerin çocuklarında, sosyal destek ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi incelediklerini söyledi.
Batı Trakya'da yaşayan vatandaşların, kendilerini ifade etmekte güçlük yaşadığını belirten Görker, "Batı Trakya'da yaşayan vatandaşlarımızın gerçekten kendi dillerinde bir yardıma ihtiyaçları var. İşin ilginç tarafı yakınmalarını kendi dilleriyle de çok iyi dile getiremiyorlar. Büyüyen çocuklar da kendi dillerini ebeveynlerinden daha az kullanıyor. Var olan bu sorunu çözemeyen bir toplumla karşı karşıyayız" dedi.
Görker, Batı Trakya'dan yardım talep eden birçok kişinin, Edirne'ye gelerek kendileriyle görüştüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Kentsel yaşam, savaş ve yer değiştirme gibi stresli yaşam olayları, ırk ayrımı, sosyal yönden dezavantajlı olma ve ekonomik yetersizlikler, psikiyatrik bulgularla kuvvetli derecede bağlantı gösteriyor. Sosyal desteğin çocuk ve ergenlerin yaşantısında ciddi bir rolü var. Destekleyici sosyal ağlarla yakın kişisel ilişkilerin fiziksel ve ruhsal sağlığı desteklediği ve olumlu sağlık algısıyla ilişkili olduğu çalışmalarda belirlenmiş bir gerçek. Sosyal destek düzeyi fazla olan bireyler, strese daha kolay uyum sağlıyor, psikolojik sorunlarla daha kolay başa çıkabiliyor. Sosyal destek ile çocuğun sorunla başa çıkma becerisinde ve okul başarısında da artış oluyor."
Yunanistan Trakya Demokritos Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Aspasia Serdari de göçün, aile dinamikleri üzerinde etkileri olduğunu belirtti.
Göçün, aile içinde bir rol değişimine neden olabildiğini ifade eden Serdari, göçmen aile çocuklarının, çok kısa sürede genç erişkinler gibi davranmaya başlayabildiğine dikkati çekti.
Okul çevresinin de çocuklar için büyük önem taşıdığını ifade eden Serdari,
"Çünkü çocukların yeni kültürle en çok haşır neşir oldukları yer burası ve çocuklar, ebeveynlerinin eski kimliği ve okulda gördükleri yeni toplumun kimliği arasında kalabiliyor. Göçmenlikte ergenlik daha özel bir konum içeriyor. Çünkü ergenler kimlik oluşum sürecinde olduklarından daha yoğun bir stres altında kalıp içe çekilme, somatik anksiyete ya da depresyon belirtilerini daha sık gösterebiliyorlar" diye konuştu. - EDİRNE
Son Dakika › Yerel › 23. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?