EFSUN YILMAZ - Yunanistan'dan 1946 yılında Türkiye'ye geldiğinde zor günler geçiren 93 yaşındaki Ahmet Süvari, yıllarını geçirdiği dayalı döşeli evini, kendisi gibi çaresiz kalan Suriyeli aileye "bedelsiz" açtı.
Cansız bedeni Bodrum sahiline vuran 3 yaşındaki Aylan Kurdi, küçük çocuğuyla sınırdan geçmeye çalışırken Macar kameramanın çelmesiyle yere düşen Osama Abdul Mohsen ve binlerce Suriyelinin dramını dünya kamuoyu tartışırken, Konak ilçesi Ballıkuyu semtinde yaşayan 93 yaşındaki bir işçi emeklisi "insanlık dersi" verdi.
Selanik'ten Türkiye'ye 1946 yılında eşiyle geldikten sonra parasızlık ve kimsesizlik nedeniyle büyük sıkıntılar yaşayan Ahmet Süvari, yıllar sonra dişinden tırnağından arttırdığı parayla dar bir yokuşta mütevazı bir ev sahibi oldu.
Eşini kaybedince 44 yıl yaşadığı ve çocuklarını büyüttüğü evinden ayrılarak üst kattaki oğlunun yanına yerleşen Süvari, eşyalı evini de Suriye'deki iç savaştan kaçarak yaşam mücadelesi veren Rohev Jlosy-Muhammed Nabo ile 2 küçük çocuğuna bıraktı.
"Görür görmez kanımız kaynadı"
Ahmet Süvari'nin oğlu Hasan Süvari AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriyeli ailenin semtlerindeki bir rutubetli evde başka Suriyeli ailelerle yaşam mücadelesi verirken tanıdığını söyledi.
İnşaatlarda çalışan Muhammed Nabo'nun o evin kendisine düşen kirasını bile ödemekte zorluk çektiğini, sokakta kalmak üzere olduğunu ifade eden Süvari, şunları anlattı:
"Babam Selanik'ten geldiğinde yaşadıklarını anlatırdı bize. Onları görünce o günleri düşündüm. Zaten Suriyeli aileyi görür görmez kanımız kaynamıştı. Mallarını, mülklerini bırakıp gelmişler. Babamla konuştum, o da isteyince bizim evde yaşamaya başladılar. Kira almıyoruz. Ne kadar isterlerse kalabilirler. Nasip bu garibanlarınmış."
Evi içindeki eşyayla Suriyeli aileye açtıklarını, bir ihtiyaçları olduğunda yine ellerinden geldiğince yardıma koşmaya çalıştıklarını dile getiren Hasan Süvari, özellikle 2,5 yaşındaki Ayaa ve 4 yaşındaki Byan'ı çok sevdiklerini, çocukları maddi imkanları elverdiğince okutmak istediklerini belirtti.
Türkiye'de 44 yılını geçirdiği 2 oda, 1 salon yuvasını hiç tanımadığı Suriyeli aileye bedelsiz açan Ahmet Süvari de yeni bir ülkede yaşamaya çalışmanın çok zor olduğunu iyi bildiğini söyledi.
Eşiyle bir kamyonun arkasında Türkiye'ye kaçtığını anlatan 93 yaşındaki Ahmet Süvari, şöyle konuştu:
"Bir canımız vardı, kaçak geldim. Kim derse ki 'zorluk çekmedim' yalandır. Hepimiz kardeşiz, kaderin o şamarını ben yedim, onlar da acı çeksin istemedim. İstedikleri kadar evimde yaşasınlar, ben onlara 'git' demem. Kimse onları ellemesin. İstedikleri kadar burada duracaklar. Basmane'nin Suriyelilerle dolu olduğunu söylüyorlar. Herkes evini açsa sokakta insan kalmaz valla ama açmıyorlar. Herkes paraya bakıyor."
Suriyeli ailenin babası olmuş
Halep'te medikal sektöründe çalışan Muhammed Nabo ise Suriye'nin karışık olduğunu, iş imkanı kalmadığını belirterek, "Su yoktu, elektrik yoktu. Çocuklar üzüntü yaşıyordu. Olaylar çıktı, ortalık barbar doldu. Biz de sınır kapıları açıkken gelmeye karar verdik" dedi.
İlk günlerde çok zorlandıklarını söyleyen Nabo, "Hacı Baba, yuvasını bize verdi, o benim için artık bir babadır. Onu ve ailesini yabancı görmüyoruz. Bizi yalnız bırakmadı. Allah razı olsun. Elalem de görsün Suriyelilere yardım eden Hacı Baba gibiler var. Onlar da Suriyelilere yardım eli uzatsın" diye konuştu.
Ülkesinde anaokulu öğretmenliği yapan 4 aylık hamile Rohev Jlosy ise iç savaş sona erince çocuklarıyla vatanlarına dönmek istediklerini şu sözlerle anlattı:
"Hayalim ülkeme dönmek. Burada yine de garibanız, hep garibanız ama Hacı Baba'yı unutmam yine gelirim. Her şey yoluna girerse Suriye'deki evime de beklerim."
Son Dakika › Yerel › Ahmet Dede'den İnsanlık Dersi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?