Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkanı Tarhan Erdem, çözüm sürecine ilişkin, " Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin ender rastlanan, her ulusun tarihinde ender rastlanan bir durumla karşı karşıya gelmiştir. Çok büyük cesaretle bu meseleyi çözmek için girişimde bulunmuştur" dedi.
Erdem ile Avni Özgürel, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Fuat Keyman, Fehmi Koru, Hasan Karakaya ve Fadime Özkan, Kütahya'da bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Bir katılımcının, "toplumda bir kesime imtiyaz verildiği iddiası" ile ilgili sorusunu yanıtlayan Erdem, "Ben, bu memlekette 48 sene, bugünkü Başbakan'ın zihniyetinin karşısında siyaset yaptım" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı tutmak veya tutmamak bakımından herhangi bir sorunu bulunmadığını dile getiren Erdem, şöyle devam etti:
"10 seneden fazla bir süredir başbakanlık yapan bir insanın, 'Bu öne mi çıkarılıyor-' dediğiniz gruba bir imtiyaz vermesi için ne sebep olabilir- Konuştuğunuz grup, Türkiye'de yüzde 7-8'dir. Adamın aldığı oy, yüzde 52'dir. Yüzde 52 oy sahibi olan bir adam, ilave olarak yüzde 5-6'ya niçin taviz verir- Bunu siz niçin düşünebiliyorsunuz- Bunu ciddi olarak merak ediyorum. Sizin söylediğiniz şu; adamın 250 dönüm toprağı var, 5 dönüm toprak almak için oyundan oyuna giriyor. Böyle bir şey olamaz. Sayın Başbakanımızın yüzde 1, 2, 3 oya ihtiyacı olur da bazı grupların oyunu almak için sizlerden bunu gizleyerek bazı teşebbüslerde bulunabilir. Adam fiilen yüzde 49 oy aldı, bugün görünen oyu yüzde 52. Böyle bir şey var mı-"
-"Terör meselesinin çok önemli bir kuralı var"-
Erdem, bir katılımcının, "Bundan sonra ne olacak-" sorusu üzerine İngiltere ve İspanya'da buna benzer süreçler yaşandığını ve hiç kimsenin gidip meclise,
"Ben şunları şunları yapacağım" diyerek işe başlamadığını anlattı.
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in çözüm için 10 yıl uğraşıp başardığına dikkati çeken Erdem, şunları kaydetti:
"Her defasında, her aşamayı ayrı ayrı halkına sundu. '2-3 ay sonra şunu yapacağım' demedi. 'Ben gidiyorum, onlarla masaya oturacağım, şunu teklif edeceğim, şunu teklif ederlerse kabul edeceğim veya etmeyeceğim' de demedi. Çünkü bu terör meselesinin çok önemli bir kuralı var. Savaşla bir hak alacağına inanan varsa masaya oturmaz. Savaş, masaya oturuluncaya kadar devam eder. Türkiye'de bundan 2-3 sene evvel taraflar masaya oturmayı kabul etti. Bir ara bozuldu sonra geçen yaz tekrar oturuldu. O masaya oturanların hepsi, iki taraf da gelirken de giderken de farklı insanlardır. Geldiği zamanki durumu ve kararlarıyla, kalktığı zamanki kararları farklıdır. Barış sürecinde veya herhangi bir müzakerede ön yargıyla, kırmızı çizgiyle masaya oturulmaz. O zaman masaya oturmayacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin ender rastlanan, her ulusun tarihinde ender rastlanan bir durumla karşı karşıya gelmiştir. Çok büyük cesaretle bu meseleyi çözmek için girişimde bulunmuştur. Muhatabını bana göre çok doğru tayin etmiştir. Bu muhatapla görüşmeye devam etmektedir."
-"Bu süreç başarıya ulaşacaktır"-
Keyman da çözüm sürecinin, Türkiye'de kanın durması, ülkenin normalleşmesi, kutuplaşmadan çıkması, insanlarının bir arada yaşaması için çok önemli olduğunu dile getirdi.
"Bu bir siyasi parti süreci değil, bu bir devlet projesi" diyen Keyman, heyette yer alma teklifini devletten aldığı için kabul ettiğini belirtti.
Keyman, bir devlet görevi yaptıklarına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kendi işimizi yapıyoruz, hafta sonları ailemizden ayrılıp gelerek, vatandaşlarla bu süreci paylaşıyoruz. Endişelerinizi, korkularınızı, desteklerinizi, tepkilerinizi alıyoruz. Bunları daha sonra bir rapor halinde sunacağız. Bu toplantıların sonunda hakikaten çok önemli bir Türkiye tablosu çıkacak. Bu süreç başarıya ulaşacaktır. Sayın Davutoğlu'nun söylediği gibi nehrin yarısını geçtik. Yarısını geçtikten sonra geriye dönüş yok. Artık, Türkiye'de silah olayının bitmesini konuşuyoruz. 30 yıldan sonra bu ülkede silahla bir şeyler söylemenin zamanı geçmiştir. Bundan sonra siyaset, sivil toplum, medya konuşacaktır ama silah konuşmayacaktır. Türk bayrağına, Türk milletine, Türk kimliğine hiçbir şey olmuyor. Bu ülkenin eşit vatandaşları olarak hepimiz bu ülkenin insanı ve vatandaşları olmakla daha fazla gurur duyacağız. Çünkü artık ölüm olmayacak, ötekileştirme olmayacak."
Bu günlerin değerinin bilinmesi gerektiğine işaret eden Keyman, Türkiye'nin süreçten, kutuplaşmayı, ötekileştirmeyi bırakmış, ekonomisi kuvvetlenmiş, çok daha güçlü bir ülke olarak çıkacağını sözlerine ekledi. - KÜTAHYA
Son Dakika › Yerel › Çözüm Süreci - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?