Cumhurbaşkanı Erdoğan Gölbaşı'nda

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her gün bu nasıl diktatör ki gazetelerinden, televizyonlarından küfredecekler, hakaret edecekler ben diktatör olacağım. Ben diktatör olsam sen küfredersin ha. Sen kalkıp da affedersin hakaret edersin ha. Diktatörün olduğu bir ülkede bunları yapamazsın. Adamın anında işini bitirirler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eski Belediye Meydanı'nda Go¨lbas¸ı halkıyla bir araya geldi.

Erdoğan, 12 yıldır Ankara'da yaşadığını belirterek, artık Ankara'nın fahri değil, asıl hemşehrisi olduğunu belirterek, "Ne kadar Rizeli ne kadar İstanbulluysam artık o kadar da Ankaralıyım" diye konuştu.

Ankara'nın her ilçesinde, caddesinde, mahallesinde çok güzel hatıraları bulunduğunu anlatan Erdoğan, Ankaralıların ve Ankara'nın her köşesinin gönlünde ayrı bir yeri olduğunu belirtti.

Ankara'nın kendilerini hiç yalnız bırakmadığını, hep desteklediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'nın hizmetin değerini bildiğini, bunun için de tercihini daima, istismardan, ideolojilerden yana değil, hizmetten yana yaptığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte pazar günü de istikrardan, güvenden, yeni Türkiye'den yana yapacağına inanıyorum. Yeni Türkiye'ye evet mi? Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz? Aman ha sandıklara yüzde 100 katılın. Pazar günü tarihinin en yüksek katılımıyla Ankara sandıklara sahip çıkıyor mu? Maşallah. Ankara'ya da bu yakışır" diye konuştu.

Gölbaşı'na yapılacak 200 yataklı hastaneyle ilgili çalışmaların son aşamaya geldiği müjdesini veren Erdoğan, projenin tamamlanmak üzere olduğunu, ihale ve inşa aşamasına geçileceğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mogan Gölünün temizlenmesi projesinin de hazır olduğunu, bütçenin ayrıldığını, çok yakında somut adımların atılacağını paylaştı.

Gölbaşı'nı ikiye bölen Konya yolu meselesinin ise çevre yolundan Aksaray istikametine yapılacak otoyolla zaten kendiliğinden çözüleceğini ifade eden Erdoğan, hepsinin hayırlı olması temennisinde bulundu.

"78 milyon vatandaşıma içimi dökmek istiyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilerle hasbıhal etmek, dertleşmek, tüm Türkiye'ye seslenmek, 78 milyon vatandaşa içini dökmek istediğini dile getirerek, milletin ilk defa seçtiği bir Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlattı.

Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdiklerini belirten Erdoğan, "Bu ülkede iki önemli tehlike var. Bunlardan bir tanesi 'makbul Türkler', bir diğeri de 'makbul Kürtler.' Biz her ikisine de 'hayır' diyoruz. Bizim anlayışımızda ne siyasi Kürtçülük, ne siyasi Türkçülük vardır" dedi.

"Kimmiş o diktatör"

Erdoğan, terör örgütünün güdümündeki partinin, Türk bayrağına alternatif bayrak çıkardığını eleştirerek, şöyle devam etti:

"Bunları görüyoruz değil mi. Şimdi sözüm ona bazı aydınlar çıkmış. Ne aydını, bunlar karanlık. Bizim bayrağımıza alternatif bayrak çıkaranlardan yana mı olacaksınız, yoksa bayrağımızdan yana mı olacaksınız?

Neymiş 'diktatör.' Kimmiş o diktatör. 20 partinin seçime girdiği yerde diktatör. 90 parti var, 20'si seçime giriyor. Kardeşlerim, her gün bu nasıl diktatör ki gazetelerinden, televizyonlarından küfredecekler, hakaret edecekler ben diktatör olacağım. Ben diktatör olsam sen küfredersin ha. Sen kalkıp da affedersin hakaret edersin ha. Diktatörün olduğu bir ülkede bunları yapamazsın. Adamın anında işini bitirirler. Biz demokrasiye inandık, bu yola böyle çıktık. Ama demokrasiyle yola çıkarken bizi idamla tehdit edenlere, 'Biz kefenimizle bu yoldayız' dedik. Bunu Doğan medyasının sosyal medyasında yapmadı mı? Bak şimdi allayıp, pullayıp, pudralayıp çıkarıyorlar. Diyorlar ki, 'yine bu yola bunlarla devam etmemeliyiz'. "

"Milli irade seni tanıyor, biliyor"

Erdoğan, neden meydanlarda olduğuna ilişkin, "Tek sebebi var. Bunlar yıllarca bu ülkede hükümetler kurdular, hükümetler indirdiler. Artık bu ülkede millet hükümet kuracak, millet hükümet indirecek. Sıkıntıları buradan geliyor. Bunlar milli iradeyi ipotek altına almak istiyorlardı" açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde milli iradenin bunlara "hayır" dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzde 52 ile milletin "Erdoğan" dediğini vurguladı.

Erdoğan, şimdi ise eski Türkiye koalisyonu kurulduğunu, geçmişte ülkenin yönetilemez bir halde bulunduğunu, siyaset kurumunun felç olduğunu, hizmet üretme kabiliyetini yitirdiğini, ekonominin çöktüğünü anlattı.

AK Parti'nin 2002'de yönetimi DSP, MHP ve ANAP'tan aldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben şimdi buradan bu partilere gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: MHP, DSP  5 yıllığına iktidara gelmemiş miydi? Niye bunlar 3 buçuk yılda bırakıp kaçtılar, niye 'erken seçim' dediler? Fakat iyiki de demişler yoksa bu millet onların 5 yıllık zulmüne nasıl tahammül edecekti"  diye konuştu.

Milletin MHP'yi parlamentoya bile sokmadığını ve cezalandırdığına işaret ederek, "Şimdi çıkmış meydanlarda dolaşıyor, 'tek başına iktidar' diyor" eleştirisinde bulundu.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Be kardeşim, milli irade seni tanıyor, biliyor. Siz değil misiniz 25 bankayı batıran? 50 milyar dolar faturayı bu millete kesen siz değil misiniz? SHP'si, DYP'si, ANAP'ı, DSP'si, MHP'si bu milletten, memurdan, işçiden 15 katrilyon para kestiler. Bunun adı 'zorunlu tasarruf'. Çünkü memurlara, işçiye maaş ödeyemiyorlardı. Başbakan oldum masama geldi bu konu. 'Devlet, memuruna, işçisine borçlu olur mu?' dedim. Sendikaları çağırdık ve bunu biz ödedik. Bu MHP'ye, CHP'ye, DSP'ye gönül verenlere sorun 'siz bu ülkede ne yaptınız?"

"Onun için meydanlardayım"

Erdoğan, "Ben Cumhurbaşkanı olarak niye meydanlardayım, niye bunları söylüyorum? Çünkü milli irade bu makama getirdi ve 12 yıl başbakanlık yaptım. Dolayısıyla yaptıklarımızı anlatmak ve yanlışa düşmemek için bunları söylemek zorundayım. Onun için meydanlardayım" dedi.

Devletin o dönemde Düzce, Bolu, Sakarya, Kocaeli depreminin altında kaldığına vurgu yapan Erdoğan, Bingöl, Simav ve Van depreminde hükümetin en kısa sürede yıkılan yerleri yeniden inşa ettiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kürt kardeşlerime, Güneydoğu'daki kardeşlerime sesleniyorum, Ey benim Kürt kardeşlerim. Bunlar sizi sevmiyor, bunlar sizin sadece istismarınızı yapıyor. Sizi, biz seviyoruz. Allah için seviyoruz ama Kürt olduğun için değil, beni yaradan Allah, seni de yarattığı için seviyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)