Prof. Dr. Mazhar Bağlı: "Toplumsal Dayanışma Duygusunun Azalması Ciddi Tehlikedir"

Prof. Dr. Mazhar Bağlı, kadınların kendi aralarındaki dayanışma duygusunun örnek teşkil ettiğini belirterek, "Yaptığımız araştırmalarda toplumsal dayanışma duygusunun azaldığını tespit ettik. Bu bizim için ciddi bir tehlikedir" dedi.

Bağcılar Belediyesi Kadın Meclisi'nin bu ay ki konuğu Prof. Dr. Mazhar Bağlı oldu. Prof. Dr. Bağlı, Kadın Aile Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen programda 'Toplumsal İşbirliği ve Dayanışma Kültürü' konulu söyleşide bulundu.

Prof. Dr. Bağlı, Fransız Sosyolog Durkeim'in, bu konunun üzerinde çok durduğunu belirterek, uçakların yolcuları sağlıklı ve güvenli şekilde pistlere indirmelerini örnek gösterdi. Havalimanı görevlileri, radar, kule ve pilotlar arasındaki irtibatın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Bağlı, "Biz, kimin hangi görev yaptığını bilmiyoruz. Ama bir kule görevlisinin görevi pilotun yaptığı görevden daha önemlidir. Havacılıktaki kule ile pilot arasındaki bir kavramın yanlış anlaşılması veya telaffuz edememesi neticesinde kazalar meydana gelebiliyor. ABD'de pilot ile kule arasındaki anlaşmazlık neticesinde iki uçak bir adanın üzerinde çarpışmıştı ve 600 kişi ölmüştü. Bunun üzerine havacılık alanında pilot ile kule görevlileri arasındaki standart dil değiştirilmiştir" diye konuştu.

"İSLAM DÜNYASI İŞBİRLİĞİ İÇİNDE OLMALI"

İslam dünyasında dayanışma ve işbirliği mekanizmasının esasen var olduğunu da anlatan Prof. Dr. Bağlı, oysa bu kavramın batı dünyasında daha iyi gerçekleştiğine dikkat çekti. Batı dünyasında bunun zorunluluk, İslam dünyasında ise gönüllülük esasına göre olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bağlı, "İslam dünyasında gönüllülük üzerine çalışanların sayısı maalesef az. Kanada Toronto'daki kütüphanede çalışırken, orada gönüllü olarak görev yapanların olduğunu gördüm. Gönüllü olarak trafik polisliği yapanlar vardı" dedi.

"ENDONEZYA VE MALEZYALILAR MÜSLÜMAN TÜCCARLARDAN ETKİLENDİ"

Hazreti Muhammed'in (s.a.v), Mekke'den Medine'ye göç ettiğinde titiz bir planlama yaptığını vurgulayan Prof. Dr. Bağlı, "Medineliler hurma yetiştirmede uzmandı. Mekkeliler de ticarette. Bu yüzden Mekkelilerin tarım yapmasına izin vermiyor. Onların bu mesleğini elinden alıp başka bir mesleğe yönlendirmek sağlıklı mekanizmayı oluşturmazdı" diye konuştu. Endonezya ve Malezya'nın, eski dönemlerde Müslüman tüccarlar arasındaki dayanışma ve sağlıklı işbirliğine şahit olunca Müslümanlığı kabul ettiğini de kaydeden Prof. Dr. Bağlı, "Oraya giden tüccarlar arasındaki güven esasına dayalı ilişkileri onlar katında itibar kazandırıyordu" şeklinde konuştu.

"ANNELİK ÜZERİNDE DURULMALI"

Ülkedeki geleneksel aile yapısında bir hiyerarşi olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Bağlı, ancak günümüzde bu anlamda büyük bir değişim yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Bağlı, "Kimden neyi istediğimizi tam olarak ortaya koyamazsak ciddi handikaplar beraberinde geliyor. Ben medresede eğitim gördüm. İmam Hatip Okulu mezunuyum. Bediüzzaman, annesinden öğrendiği bilgilerin üzerine bilgi koyduğunu söylemiştir. Kadın yerine annelik üzerinde durulmalıdır. Tüm dinler kadınlar üzerinden yayılmıştır. Semavi dinler dahil ilk kabul edenler kadınlardır" diye konuştu.

Prof. Dr. Bağlı, kadının, kadınlık özelliği dolayısıyla değil analık özelliğiyle ön plana çıkarılması gerektiğini de belirterek, "Toplumsal işbirliği oluşturulmalıdır. Kadınların kendi aralarındaki bu dayanışma bize örnek teşkil eder. Yaptığımız araştırmalarda toplumsal dayanışma duygusunun azaldığını tespit ettik. Bu bizim için ciddi bir tehlikedir. Brezilya, Yunanistan, Portekiz ve Arjantin'de ortaya çıkan ekonomik sorunlar krizler getirmiştir. Oysa bizde böyle bir sorun yaşanmadı. Bu da dayanışma ruhumuzdan kaynaklanmaktadır" dedi. - İSTANBUL