Yargıtay Başkanı Ali Alkan, sosyal medyanın artan gücünün, ifade özgürlüğünün geldiği aşama anlamında oldukça önemli olduğunu söyledi.
Ali Alkan, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve İZFAŞ tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı'nın açılış törenindeki konuşmasında, bilişim alanındaki gelişmelerin, toplumlarda sosyal, siyasal ve ekonomik değişimleri ve gelişimleri doğrudan etkilediğini söyledi.
Buna bağlı olarak hukuk alanında yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini, sosyal olaylar ve bunlara verilen tepkilerin, artık bilişim aracılığıyla gerçekleştirilir ve ölçülür hale geldiğine işaret eden Alkan, şöyle konuştu:
"Son yıllarda özellikle Ortadoğu ülkelerinde daha fazla demokrasi talebiyle gelişen sosyal olaylarda, bilişimin çok büyük rolü olmuştur. Ülkemizde de son günlerde başta çevreci bir duyarlılıkla başlayan sonraları ise kimilerine göre siyasi iktidarın uygulamaları nedeniyle daha fazla demokrasi talebine dönüşen, kimilerine göre ise 'anarşi ve vandalizme' dönüşen olaylarda da sosyal medya önemli rol üstlenmiştir. Anlık ileti gönderilmesi hatta polis telsizine karşılık sosyal medya aracılığıyla bas konuş benzeri programlar kullanılmıştır. Sosyal medyanın artan gücü, ifade özgürlüğünün geldiği aşama anlamında oldukça önemlidir."
Alkan, her hakkın kullanımında bazı ilkeler bulunduğunun gözetilmesinin önemine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bütün çağdaş toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de ifade özgürlüğünün bir enstrümanı olan gösteri yürüyüşleri, serbesttir. Ancak, başkalarının hukukuna tecavüz sonucunu doğuran hiçbir hakkın kötüye kullanımını hiçbir hukuk düzeni kabul edemez. İfade özgürlüğü temel haktır ve bu hakkın kullanımı için devlet pasif değil belki aktif rol üstlenmelidir. Ancak kişilerin seyahat özgürlüğü, mülkiyet hakkı, kişi özgürlük ve güvenliği de temel haktır ve bu hakkın kullanılması için de devlet aktif rol almak zorundadır. Kişilerin kendisini güvende hissetmesini sağlayacak olan kamu otoritesi, bu güvenliğin hukuki güvenliği de kapsadığını bilmelidir."
"Yargıtay, oluşan içtihatları ve bilgi birikimini tüm kamunun hizmetine sunacak"
Ali Alkan, çağın gerisinde kalmamak amacıyla UYAP ile entegre "Yargıtay Bilgi Sistemi"ni kullandıklarına değinerek, "Bu kapsamda Yargıtay, oluşan içtihatları tüm yerel mahkemelerle paylaştığı gibi tüm kamunun paylaşım ve bilgisine sunma çalışmalarına devam etmekte olup, kişisel verilerin kararlardan ayıklanması noktasında sıkıntılar bilişimcilerin katkısıyla aşıldığında, Yargıtay oluşan içtihatları ve bilgi birikimini tüm kamunun hizmetine sunacaktır" dedi.
"Bilişim ile ilgili kavramları anlamamız ve hukuki olarak bu kavramlar karşısındaki tutumlarımızı netleştirmemiz gerekmektedir" görüşünü dile getiren Alkan, şunları kaydetti:
"Her ne kadar Yargıtay uygulamaları ile bilişim suçları ve bu suçlar içindeki kavramlar tanımlanmışsa da genel ve geçerli tanımlamaların yer aldığı Avrupa Siber Suçlar Sözleşmesi, bir an önce TBMM tarafından onaylanmalı ve iç hukuk hükmü haline getirilerek doktiriner hukuk açısından referans noktası olması sağlanmalıdır. Bilişim suçlarını yargılamakla görevli ihtisas mahkemeleri oluşturulmalı, mahkemelerin oluşumu için gerekli sayıda konunun uzmanı hakim ve cumhuriyet savcısı ile bu konuda yetişmiş personel ataması yapılmalıdır. Çünkü adli soruşturmanın bir öesi olan kolluk güçleri uzmanlaşsa bile, yargılama makamında aynı uzmanlaşma olmazsa, istenen sonuca istenen hızda ulaşmak mümkün olmayacaktır."
"Bilgisayar ve dijital materyallere el koyma"
Kanun maddesi ile gerekçesi arasında bilişim sistemine girme ve kalma fiiline yönelik var olan çelişkinin giderilmesinin önemine değinen Alkan, şöyle devam etti:
"Kişi hak ve özgürlüklerinin başında gelen özel hayatın gizliliğini ihlal gerekçe gösterilerek hırsızlık suçunda dahi şüphelinin evinin aranması talebine çoğu kez red kararı verilirken, şahsın tüm özel hayatının içerisinde bulunabileceği bilgisayar ve dijital materyallere inceleme kararı, çok basit konularda bile rahatlıkla verilebilmektedir. Örneğin para cezası veya takipsizlik kararı verilecek basit bir hakaret suçunda dahi şüphelinin tüm dijital materyallerine el konularak hem bunları kullanarak elde edeceği faydadan alıkonulmakta hem de yazdığı tek bir yorum yüzünden tüm bilgileri incelenmektedir. Bu da suç ve ceza arasındaki oranın bozulmasına yol açmaktadır. Çoğu zaman şüpheli, yaptığı hakareti kabul etse dahi ileride itiraz edebileceğinden bilgisayarı gene de incelenmektedir."
Ali Alkan, elektronik iletişim araçları vasıtasıyla temel hak ve hürriyetlerle ilgili özgürlükçü yaklaşımlar kötüye kullanılarak, çocuk ve gençlere uyuşturucu alışkanlığı, intihara yönlendirme, cinsel istismar, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklar edinmesini teşvik eden yayınlardan uzak durarak korunmasının da Anayasa hükmü olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini vurguladı.
TCK ile uyumlu olacak şekilde, bilişimle ilgili suçların önüne geçilmesi ve takibi konularında ayrı düzenleme yapılmasının önemine işaret eden Alkan, "Bu kurultayda bulut bilişim ile ilgili bir arama kararı verilebilir mi, verilirse nasıl uygulanır, kopyası nasıl alınır, online arama nasıl yapılır veya yapılabilir mi, e-posta ne zaman iletişim ne zaman depolanan veridir, ya da akıllı telefonlardan yapılacak bir facebook görüşmesi ile ilgili izleme kararı nasıl alınmalıdır, akıllı telefonun hafızasındaki bilgiye ihtiyaç duyulduğunda iletişim tespiti mi bilgisayarda arama izni mi istenecektir konularına açıklık getirileceğini umuyorum" diye konuştu.
"UYAP pazarlanabilir"
TBD Başkanı Turhan Menteş de spam gönderilmesi gibi birçok bilişim suçunun Türkiye'de henüz tanımlanmadığını belirtti.
Bilişim suçu ile bilişim araçlarıyla işlenen suç kavramlarının, karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Menteş, bilişim araçlarıyla işlenen suçların karşılığının mevcut ceza kanununda bulunduğunu ileri sürdü.
Menteş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu 2023 vizyonunun yakalanabilmesi için ortalama büyüme oranının yüzde 8,5'a çıkarılması gerektiğini kaydederek, "Dünyada bunu başarabilen ülkelerin kullandığı ortak yöntem, bilişim teknolojileriyle atılım yapmak. İlk 10 ülke arasına girme hedefi yakalanamasa bile bilişim sektörünün, dünya pazarında çok önemli yere geleceğine inanıyorum" şeklinde konuştu.
Yargıda kullanılan UYAP Bilişim Sistemi'nin, gelişmiş Avrupa ülkelerinin çoğunda bile bulunmadığına dikkati çeken Menteş, "UYAP'ın alt yapısı, birçok ülkeye pazarlanabilir. Bunu pazarlayacak olan da kamu idaresidir" dedi.
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Çataltepe de Türkiye'de 70 milyona yakın mobil abone, 3G teknolojisiyle birlikte 44 milyon internet abonesi bulunduğu belirterek, kısa sürede bu rakama ulaşıldığına dikkati çekti.
Yeni teknolojilerin kullanımının, beraberinde birçok yeni hukuki sorunu da beraberinde getirdiğini ifade eden Çataltepe, kurultayın, bu sorunların çözümünde yol göstermesi dileğinde bulundu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) 1. Hukuk Müşaviri Atilla Öztürk de kurultayda, hukuk dallarının sanal alemdeki karşılığının bulunmaya çalışıldığını belirterek, "İnternet, her geçen gün daha fazla kullanılıyor. Eski hukuk gibi yaşanan olaya göre mevzuat oluşturacak vaktimiz yok. Bilişim hukukunun, delillerin tespiti hukukuyla birlikte bir an önce oluşturulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, hukukun önemine değinerek, kurultaydan alınacak kararların, kanunların oluşturulmasında yol haritası oluşturacağını kaydetti.
Kültürpark Fuar alanında düzenlenen ve 3 gün sürecek kurultayda, 12 panel, 12 seminer ve 6 çalıştay düzenlenecek, 10 akademik bildiri sunulacak. - İzmir
Son Dakika › Yerel › Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?