Van Depreminin 4. Yılı

Van'da 23 Ekim'de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin 4. yılı nedeniyle anma programı düzenlendi.

AFAD İl Müdürlüğü'nce Van Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen programa Eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Vali İbrahim Taşyapan, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Van depreminde yapılan kurtarma çalışmalarıyla ilgili hazırlanan film, salondakilere duygulu anlar yaşattı.

Van depreminde yürütülen sağlık, arama-kurtarma, yardım gibi çalışmaların koordinatörlüğünü üstlenen Beşir Atalay, yaptığı konuşmada, depremden 3.5 saat sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kabinenin büyük bir bölümünün Van'a geldiğini anımsatarak, o günlerde yaşanan acıyı anlatmanın mümkün olmadığını söyledi.

Atalay, hastane ile AFAD binasının dışında tüm kamu kurumlarının hasar gördüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Van depreminde milletin bütünleşmesi bize kalan en büyük duygu oldu. Ömrümde bir kaç kez milletin bu denli bütünleştiğini gördüm. Biri Sakarya depremi, o zaman devlet gidemedi millet gitti oraya. Van'da ise devlet ile millet el ele oldu. Vanlılara biz bunu çok anlatmak isteriz. Depremden hemen sonra yola dizilen yardım tırlarının getirdiği malzemeleri koyacak yer kalmadı. Onunla gurur duymak lazım. Onlara teşekkür ediyoruz. O gün gurur duyulacak bir gündür. Rabbim o birliği bütünlüğü bozmasın."

Depremzedeler yemek yemedikçe yemek yemediğini, onları rahat ettirmeden kendilerinin uyumadığını anlatan Atalay, "O sene kış çabuk geldi. 33 konteyner kenti kışın ortasında kurduk. Konteyner yoktu, bir yandan üretiliyor bir yandan taşınıyordu. 30 bin konteyner taşıdık. 15 bin tır konteyner taşıdı. Sonra evlere başladık. Burada sıfırın altında 15 derecede beton döktüler. O çabalarla bu konutlar bitti. Yıl dolduğunda teslim edilecek dendi ve yılı dolduğunda teslim ettik. Bunlar bu devletin, milletin başarıları" diye konuştu.

Atalay, tamamladıkları yeni sistemle artık afet durumlarında AFAD olarak düğmeye bastıklarında tüm kurumların ne yapması gerektiğini bildiğini aktararak, hangi bakanlık ve kurumun, özel kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının görevlerinin belli olduğunu ve ekstra bir organizasyona ihtiyacın kalmadığını vurguladı.

Önceden deprem döneminde çok ucuz olmasına rağmen çadır bulamadıklarını anımsatan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Türkiye'nin çadır stoğu yoktu. Muş'ta, Van depremi sırasında 5 bin çadırın olduğunu söylediler ama 500 çadır çıktı. Şu anda Türkiye'de 27 lojistik merkezi kurduk. Bunların içinde o bölgenin nüfusuna, deprem riskine göre malzemeler gönderildi. Her bölgemizin hesapları yapıldı. Çadır, battaniye, ısıtma malzemesi, aydınlatma, acil kurtarma malzemesi hepsi stoklandı."

"Van'da tek yürek olundu"

AFAD Başkanı Oktay ise bu tür etkinlikleri yaparken amaçlarının acıları tazelemek değil, bu tür acıları tekrar yaşamamak için nelerin daha iyi yapılması gerektiğini konuşmak olduğunun altını çizdi.

Oktay, Van depremi sırasında insanların büyük bir birliktelik oluşturduğunu anımsatarak, şunları söyledi:

"Depremin hemen ardından Türkiye nasıl tek yürek olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün bakanlarımız, illerimiz, sivil toplum kuruluşları ve insanlar Van'da tek yürek oldu. Arama kurtarma ekiplerimiz Van'a sevk edildi. 75 bin çadırın dağıtıldığı, 13 çadır kentin, 33 konteyner kentin kurulduğu 30 bin konteynerin Van'a taşındığı çok büyük bir çalışmadan söz ediyoruz. 39'uncu gün gelmeden konutların temelini atan bir ülkeden söz ediyoruz. Bir yılı dolmadan bütün hak sahiplerine konutlarını teslim eden bir ülkeden söz ediyoruz. En ileri ülkelerin bunu başaramayacağını gördük. 25 bin 186 konut bugün itibariyle tamamlanan konut sayısı. 5.5 milyar kaynak kullanıldı ve bu konuda bir sıkıntı yaşanmadı."

Vali İbrahim Taşyapan da Van depreminde yürüttüğü çalışmalarla göz dolduran AFAD'ın afetlerdeki çok başlılığı ortadan kaldıran bir kurum haline geldiğini ifade ederek, "Türkiye'de son yaşadığımız göç hadisesi de bir afettir ve bundan da yüzümüzün akıyla çıkıyoruz. Allah bu tür acıları bir daha yaşatmasın" dedi.