Türkiye'de Medya ve Kültürel Hegemonya" Paneli - Son Dakika
Kültür Sanat

Türkiye'de Medya ve Kültürel Hegemonya" Paneli

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sertaç Timur Demir, "Otorite savaşının en önemli ayağı kültür, kültürün de fikir ve gündem oluşturabilen mizahtır.

19.11.2016 18:02

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sertaç Timur Demir, "Otorite savaşının en önemli ayağı kültür, kültürün de fikir ve gündem oluşturabilen mizahtır." dedi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından organize edilen " Türkiye'de Medya ve Kültürel Hegemonya" başlıklı panelde konuşan Demir, kırılma noktalarında mizah dergilerinin nerede durduklarına dair bir araştırma yaptığını, o dönemlerin arşivlerine ulaştığını anlattı.

Mizah dergilerinin geçmişten bugüne klişe bir yaklaşımları bulunduğunun altını çizen Demir, "Cumhuriyet döneminde mizah bir eğlenceye dönüşmüş. Menderes dönemine geldiğinizde dergilerde Menderes'in memleketi satan, kaba saba, Amerikan yanlısı olduğuna dair yaklaşımlar sergilenmiş ve hatta darağacını bile çizen dergiler olmuştur. Bütün o dönem içerisinde Abdülhamit ve Menderes'in hayvan suretinde çizildiğini görüyoruz. 1990'lara gelindiğinde de terörün görmezden gelindiğini görüyoruz." şeklinde konuştu.

Mizah dergilerinin genelde muhalif olmak zorunda olduğuna dair bir vurgunun yapıldığını, ancak gerçek muhalefet noktasında sıkıntılar bulunduğunu, kendi çevresine hiçbir zaman eleştiri getirmediğinin görüldüğünü ifade eden Demir, otorite savaşının en önemli ayağının kültür, kültürün de fikir ve gündem oluşturabilen mizah olduğuna dikkati çekti.

Milliyet gazetesi yazarı Samed Karagöz ise hayata dair her şeyi anlama ve anlatmanın kültür olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Muhafazakar kesim Gezi olaylarıyla birlikte kültürel iktidardaki boşluğun farkına vardı. Sanatçıların toplumu nasıl yönlendirdiklerini bu süreçte gördü. Bu nedenle eksikliğin giderilmesi noktasında birtakım adımlar atılıyor. Kültürel hegemonya söylemi de bu süreçten sonra dillendirilmeye başlandı. Türkiye'de geçmiş tarihte kesilen bir sanat damarı var. O tarihlerde geleneksel sanatlar icra ediliyordu ve buna karşı muhafazakar kesim bir geri dönüş olarak yine geleneksel sanatlara yöneldi."

Karagöz, dünyadaki sanat algısının sürekli değişim geçirdiğini Türkiye'de ise seküler kesimin bu alanda çalışmalar yaparken muhafazakar kesimin kayda değer çalışmalarının bulunmadığını ve geleneği olan sanatların çağa ve genç kuşağa hitap edecek bir gelişime uğramadığını söyledi.

Gençlerin sanata teşvik edilmesinin önemine değinen Karagöz, "Kurumlar ancak sanatı destekleyebilir ancak sanat üretimi iyi eğitimle alakalıdır. İnsanlar üniversite çağındaki çocuklarının senarist veya yönetmen olmasını birinci öncelik olarak teşvik etmiyor. Toplum bunun değerli bir çaba olduğunu hala kavrayamadı." ifadelerini kullandı.

Sabah gazetesi okur temsilcisi İbrahim Altay da kültürel iktidar kurulan ülkelerin fiziki ve zihinsel işgal gördüğünü belirterek, "Türkiye fiziksel işgali bertaraf etmiştir ama zihinsel işgali edememiştir. Bu sadece Türkiye'de değil bütün çevre ülkelerde böyledir. Bu ülkelerde devşirilme ajanlar olur ve sistem bu şekilde toplumlara dayatılır. Batı kültürü noktasında da içerikten tamamen uzakta kalmışız. Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde Türk müziği yasaklanırken bu müziğin Arap müziği olduğu iddia edilmiştir. O dönem Mısır'da da geleneksel müzik yasaklandığında Türk müziği olduğunun iddia edildiğini görüyoruz." dedi.

Kaynak: AA

Son Dakika Kültür Sanat Türkiye'de Medya ve Kültürel Hegemonya' Paneli - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement