Sendika Temsilcisi Demir basın açıklamasında, "Milli Eğitim Bakanlığı, 11 yıldan beri tek parti dönemi iktidarını yaşamalarına rağmen beş bakan değiştirdi. Gelen her bakan, sanki başka bir partinin bakanıymış gibi önceki bakandan farklı şeyler yapma arayışına girdi. Daha önceki bakan döneminde görevlendirilen bakanlık personeli, yeni bakan tarafından anında değiştirildi. Önceki bakan döneminde çıkarılan yönetmelikler ve genelgeler yeni bakan tarafından değiştirilme ihtiyacı hissedildi. Daha önceki bakan tarafından yürütülen projeler, faaliyetler yeni bakan tarafından rafa kaldırıldı veya unutulmaya terk edildi. Bu kısır döngü son bakana kadar devam etti. Bundan sonra da devam edeceğe benziyor. Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in kör-topal da olsa bir şekilde çalışmayı beceren 'Milli Eğitim Bakanlığı'nı köklü değişimler yapacağım' hevesi ile kurumsal hafızasını ve tecrübesini yerle bir etmesinden sonra bakanlığın tutulacak tarafı kalmadı. Anladığımız kadarıyla yeni Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı Bey'in amacı bu yerle bir edilmiş, elle tutulacak bir tarafı kalmamış bakanlığı derleyip toparlamak değil, yeni bakanımızın gayesi seçime kadar önceki bakan Sayın Ömer Dinçer'in milli eğitim camiasında oluşturduğu AKP karşıtlığı psikolojisini yok etmek. Ak Parti'nin eğitim camiasında yaşamış olduğu hasarı tamir etmek." diye ifade etti.
'BİNLERCE SINIF ÖĞRETMENİ MAĞDUR'
Bakan Avcı'nın son zamanlarda bazı popülist politikalara soyunduğunu kaydeden Demir, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Bundan dolayı, taşra teşkilatı rotasyonunu iptal ettiler. Yine bu yüzden öğretmenlere ek ödeme vermeyi kabul ettiler ve yine bu yüzden Doğu ve Güneydoğu'da öğretmen bırakmama pahasına 45 bin civarında öğretmenin özür grubu değişikliğini gerçekleştirdiler. Eskiden beri Bakanlığın kanunla çelişen yönetmelik, yönetmelikle çelişen genelge ve tüm bunlar ile çelişen resmi yazı yayınlama alışkanlığı vardı. Bu durum abartılı bir şekilde artmış. Bakanlığın çalıştırdığı yüzlerce hukuk müşavirine danışmadan, çıkardığı birçok yönetmelik, yapmış olduğu birçok uygulama uzun yıllardan beri mahkemelerden dönüyor. Doğal olarak bu yönetmelik ve uygulamalara göre işlem yapmış birçok eğitim camiası personeli mağdur duruma düştü/düşüyor. Yakın zamanda yapılan alan değişikliği ile teknoloji tasarım ve zihinsel engelliler, sınıf öğretmenliğine geçişi yapılan, (12 yıllık zorunlu eğitimin mağduru) sınıf öğretmenlerinin atama işlemleri mahkeme tarafında iptal edildi. Şimdi binlerce öğretmen mağdur durumda, ne yapacağını bilmiyor, bakanlığın mahkeme kararını nasıl uygulayacağını bekliyor.
'YÖNETİCİ ATAMAK İSTEYEN İLLERDE ŞUAN KAOS YAŞANIYOR'
Bakanlık özellikle son zamanlarda en basit konularda bile yönetmelik çıkarma kabiliyetini yitirmiş durumda, bunun en son örneği, herkesçe kabul görmüş olan yönetici atama yönetmeliğini değiştirme sürecinde yaşananlar; bakanlık, kabul görmüş eski yönetmeliği değiştirdi. Gayesi birilerine avantaj sağlayacak mülakat sistemini getirmekti. Ama yönetmelik değiştirme işini eline yüzüne bulaştırdı. Önce pratikte uygulanabilmesi mümkün olmayan bir yönetmelik çıkardı. Bu yönetmeliğe göre tek bir atama yapamadan aylar sonra o yönetmeliği değiştirmek zorunda kaldı. Bakanlık kendini o kadar iş bilmez duruma sokmuş, üstüne düşen işleri yapamaz hale getirmiş ki, illere destek değil, köstek olacak duruma gelmiş. Yeni çıkarılan yönetici atama yönetmeliğine göre yönetici atamak isteyen illerde şuan kaos yaşanıyor/yaşanacak. Kaosun birinci sebebi; dönüşen okulların yöneticilerinin durumlarındaki belirsizlik, ikinci ve en önemli sebebi ise MEBBİS sistemi üzerinde yönetici atama modülünün halen açılmamış olması, diğer bir sebebi ise mülakatlarda yaşanabilecek/yaşanan suiistimallerin yol açacağı mahkeme başvuruları ve en son olarak da yönetici atama yönetmeliğine göre önceliğin norm kadro fazlalarına verilmesi gerekirken, bakanlığın isteği doğrultusunda önceliğin sınava dayalı atanmak isteyenlere verilmesi.
'100 BİNLERCE ORTA ÖĞRETİMLİ BAŞLARINI AĞRITACAK'
Bakanlığın eline yüzüne bulaştırdığı diğer bir iş 'Fatih Projesi' alt yapı çalışmaları; 22 haziranda bitmesi gereken işler, okullar açılmak üzere, halen bitmiş değil ve kısa zamanda bitecek gibi de görünmüyor. Özellikle 31 ilde çalışma yürüten bir firma işleri eline yüzüne bulaştırmış. 12 yıllık zorunlu eğitime geçişten kaynaklanan derslik, materyal ve öğretmen açığı ile ilgili yapılması gereken iş ve işlemler, yürürlükteki mevzuatın 12 yıllık zorunlu eğitime uyarlanma çalışmaları ve 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında dönüşümü yapılmamış okulların durumu, dönüşümü yapılan okullar da yöneticilik pozisyonunu kaybetmekle karşı karşıya kalan okul yöneticilerinin sorunlarının çözülmemesi ve ortaöğretime yerleşemeyen 100 binlerce öğrencinin yarattığı ürkütücü tablo ise bakanlığın başını daha çok ağrıtacak gibi görünüyor.
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Eğitim › Şanlıurfa, Eğitim Sorunlarının Çözümünü Bekliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?