Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği (UKUB) Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Özoğul, " Türkiye'de üretim sanayisinin yoğunlaştığı İstanbul, Adapazarı ve Bursa üçgeninin merkez noktasında olan Yalova'da bir 'Kalıpçılık İhtisas OSB' kurulması için çalışmalara başladık" dedi.
TOSB Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "3. ulusal Kalıpçılık Semineri"nde konuşan Özoğul, Türkiye'de başta otomotiv sanayisindeki gelişmelerle son 15 yıldır kalıpçılığın hızlı bir şekilde yol katettiğini belirterek, buna rağmen tecrübe açısından Avrupa'nın en az 5 yıl gerisinde olduklarını söyledi.
Türk kalıpçılığının istenen seviyeye ulaşamamasının nedenlerinden birinin, Türk kalıpçılarının mühendislik yazılımlarından yeterince faydalanmaması olduğuna dikkati çeken Özoğul, "Bizim kalıpçılarımız genellikle üretim odaklı. Olayın bilgisayar başı, masa başı, tasarım ve analiz kısmında yeterli zaman harcanmıyor. Analizler ya yapılmıyor ya da doğru yapılamıyor. Bunun neticesinde de imalatta sıkıntılar yaşanıyor" diye konuştu.
Özoğul, müşterilerin üreticilere bir kalıp tasarımı vermediği zaman, firmaların kendi kafalarına göre tasarım ve imalat yöntemleri kullandıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Standart olmayan bu tür üretimde hem sektörün genel kalitesi hem katma değeri hem de rekabet şansını aşağı düşürüyor. Biz bu konuyla ilgili bir bağımsız kalite denetim kuruluşuyla ortaklaşa denetim mekanizması kuracağız. Burada bir değerlendirme ve belgelendirme sistemi oluşturacağız. Kalıpçılığa özel sertifika verilmesine yönelik bu çalışma kapsamında talep eden firmalara böyle bir akreditasyon hizmeti hayata geçirip firmaların kalıp imalatı konusunda sertifikalandırılmasını sağlayacağız. Bu çalışmanın ulusal anlamda kalıpçılık sektörünün gelişmesine, katma değerin artmasına ve rakebet gücünün yükselmesine sebep olacağını düşünüyoruz."
"Kalıpçılık İhtisas OSB'de hedef 2016"
Geçen yıl Türkiye'de kalıpçılığa özel ilk ihtisas organize sanayi bölgesinin kurulmasına yönelik çok önemli adımlar attıklarına vurgu yapan Özoğul, "Türkiye'de üretim sanayisinin yoğunlaştığı İstanbul, Adapazarı ve Bursa üçgeninin merkez noktasında olan Yalova'da bir 'Kalıpçılık İhtisas OSB' kurulması için çalışmalara başladık. Şuan bakanlıktan OSB'nin kuruluş onayını bekleme aşamasındayız. Hedefimiz 2016 yılı sonuna kadar OSB'mizi faaliyete geçirmek" ifadesini kullandı.
Özoğul, Türkiye'nin küresel markaların imalat üssü haline gelmesinin, işbirliği, dayanışma ve gelişimi destekleyen, rekabet anlayışı içerisinde çalışabilen güçlü bir tedarik zincirinin bulunmasından kaynaklandığını anlatarak, "Kalıpçılığın da bu zincirin en güçlü halkalarından biri haline gelmesi için sadece halihazırda kullanılan malzemeleri ve imalat yöntemlerini değil, gelecekte kullanılacak malzemeleri ve imalat yöntemlerini araştırmalı, kendimizi bu konularda geliştirmeli ve değerimizi arttırmalıyız. Dogmatik zihniyetin tersine Türkiye asla düşük ve orta teknoloji seviyesinde üretim yapan bir ara eleman ülkesi olmamalıdır" diye konuştu.
"Otomobildeki ithalat artışı tehlikeli noktada"
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer de otomotiv sanayisinde geçen 8 aylık dönemde 2012 yılına göre önemli artışlar sağlandığına dikkati çekti.
Pazardaki artışın büyük bir kısmının ithalat artışıyla sağlandığına belirten Tezer, "Otomobilde artık pazarın yüzde 80'i, hafif ticari araçlarda da yüzde 46'sı ithal araçlarla dolmaya başladı. Ağır ticari araçlarda bu seviyeler yok ancak otomobildeki bu yükseliş son derece tehlikeli bir noktaya girdi" dedi.
Tezer, Türkiye'nin hafif ticari araç üretiminde Avrupa'da lider ülke olduğunu vurgulayarak, aynı zamanda tasarımda da önde oldukları için çok güçlü bir tedarik zinciri ilişkilerinin bulunduğunu kaydetti.
Bu ürünlerde ciddi bir pazar payının bulunduğunu aktaran Tezer, şöyle devam etti:
"Buna dayanarak yurt dışında ciddi bir rekabet gücümüz vardı. Avrupa'da hafif ticari araç imalatında bizim arkamızdan İspanya ve Almanya geliyor. Biz, 27 ülke arasında bu konuda önder pozisyondayız. Bu yetkinliğimizi tasarımla da bütünleştirdik. Üretilen ürünlerin bir kısmında fikri ve sınai mülkiyeti hakkına da sahibiz. Dolayısıyla bu olay, tedarik zincirinin tümü bakımından hayati bir önem taşıyor."
Tezer, bu yıl içinde yüzde 15 civarında pazar payı kaybettiklerine işaret ederek, "Bunun iki nedeni var. Birincisi, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) yüzde 50 civarında arttı, ikincisi K2 Yetki Belgesi, aracın tesciliyle ilgili kaydı olmasını gerektiren bir belge bu. ÖTV, Katma Değer Vergisi (KDV) ve K2 Yetki Belgesi'yle neredeyse küçük esnaf ve kobilerin ihtiyaç duyduğu bu araçlarda yüzde 45'lere gelen vergi yükü var. Dolayısıyla bu ciddi bir dezavantaj olarak karşımızda. Bunlara bakıldığında bu yıl Türkiye'deki üretimin, 1 milyonlar civarında kalacağını gösteriyor" ifadesini kullandı. - Kocaeli
Son Dakika › Ekonomi › '3. Ulusal Kalıpçılık Semineri' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?