34. Yased Olağan Genel Kurul Toplantısı

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Bizim doğu ve güneydoğuda verebileceğimiz en önemli teşvik çözüm sürecidir. O da huzurun, barışın ve kardeşliğin oluşmasıdır" dedi.

Zeybekci, Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) 34. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, YASED'in aktif olarak çalıştıkları kuruluşlardan biri olduğunu belirterek, bugüne kadar çok güzel fikirler ortaya koyduğunu ve problemlerin çözümüne katkı sağladığını kaydetti.

Yeni seçilecek başkanla da çok büyük bir performans ile iş birliklerinin devamını dileyen Zeybekci, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya ve sahip olduğu özellikleri anlattı.

Bakan Zeybekci, Türkiye'nin bir geçmişine bir de bugün geldiği noktaya bakıldığında gelecekle ilgili çok daha fazla şeyler yapılabileceğini gösteren bir ülke olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Türkiye, genç bir girişimcinin gelecekle ilgili muhteşem hayaller kurabileceği bir ülke. Bütün bu özellikleri bilançonun pozitifine, aktifine koyduğunuz zaman pasifine baktığınızda evet Türkiye'nin pasifinde eksiğimiz var. Yer altı, yer üstü zenginliklerimiz var, coğrafi ve stratejik anlamda önemli özelliğimiz var. Dünyanın enerji hammadde tüketim, üretim pazarlarının orta yerinde olan bir ülke. Türkiye'nin genç, dinamik gelecekle ilgili pozitif beklentisi olan ve geleceğin fırsatlarını çok yüksek seviyede öngörebilen girişimci ruhu var. Eksiğimiz sermaye. Napolyon savaştan sonra 'her şeyi değerlendirelim' demiş. Generaller 'barut bitti' demişler. O da 'konuşacak bir şey yok' demiş. Bizim de her şeyimiz var ama barut eksik."

Hükümetin Bireysel Emeklililk Sistemi (BES) kararından sonra tasarruf oranının daha yeni yüzde 15'ler seviyesine geldiğini anlatan Zeybekci, "Çin'in yüzde 50, Hindistan'ın yüzde 40, Avrupa ortalamasının yüzde 25 tasarruf oranları bulunuyor. Türkiye'nin ihtiyacı sermaye. Dünyada güvenli yatırım yapmak isteyen, liman arayan sermayeyi Türkiye'ye çekmek önemli. Yapmamız gereken şeyler gayet basit. Öngörülebilir, sürdürülebilir, uluslararası standartlarda yatırım ortamında siyasi ve hukuki bir ortam dünyaya sunmaktır" diye konuştu.

Zeybekci, bunlar yapıldığında dünya sermayesinin macera aramadığını aktararak, "Türkiye'ye gelip de Türkiye Cumhuriyeti'nin ay yıldızlı tapusunu veya Türkiye Cumhuriyeti'nin ticari, medeni, vergiyle ve diğer hukuk kurallarına tabi olarak 'ben seninle aynı hukuk kurallarını paylaşmaya geldim' diyecek sermaye bizim için başımızın üstünde yeri olması gerekir. Tek istediği 'benim başıma bir şey gelmesin' diyor. Dünyadaki standart hukuk ve demokrasi ortamı, siyasi istikrar olsun istiyor. Türkiye de bunu başardı" şeklinde konuştu.

Hükümetin, 5 ayrı grupta topladığı teşviklerin bulunduğunu belirten Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"6. bölgede istediğimiz teşvikte başarılı olamıyoruz. Sebep ne? Güvenlik. Bizim doğu ve güneydoğuda verebileceğimiz en önemli teşvik çözüm sürecidir. O da huzurun, barışın ve kardeşliğin oluşmasıdır. Yatırım ortamının, istikrarın ve güvenliğin sağlam olması son derece önemlidir.  Bazen 6. bölge değil 66. bölge teşviki verseniz bile olmuyor. Bunun başka bir sebebi var. Belirli yerlerde kümelenme olmuş. Kümelenmenin olduğu şehirlerde oluşan kültürü, ürünü başka bir yere götüremiyorsunuz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çözüm sürecinde başarıya ulaşmak zorundayız. Başka şansımız yok. O coğrafyada her kim varsa çözüm sürecine katkı vermek zorundadır. Gelecekle ilgili verebileceğiniz en büyük teşvik, barış ve huzur, kardeşlik ortamıdır. İnşallah bunlar başarılacak ve bugüne kadar harekete geçiremediğimiz bir coğrafya, bütün avantajlarıyla harekete geçecek."

"Türkiye'nin, bu milletin yeniden bir devrime ihtiyacı var"

Bakan Zeybekci, evrensel standartlarda demokrasinin ve hukukun tüm kurum, kurul ve kurallarıyla çalıştığı bir Türkiye'nin ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'de, bir türlü içinden çıkamadığımız, bir türlü içinde gerekli düzenlemeleri yapamadığımız bir 'darbe anayasası' var. Demokrasiyle ilgili sıkıntıları olan, evrensel standartlarda hukuk kurallarıyla sıkıntıları bulunan, hükmeden ve idare eden devlet, her şeyi kontrol altında tutan biraz paranoyak bir devlet anlayışının yer aldığı bir anayasadan siyaset olarak kurtulamadık" şeklinde konuştu.

Evrensel standartlarda tüm özellikleri içinde barındıran bir anayasanın gerçekleştirilemediğini anlatan Zeybekci, "Bu, ülkemizle ilgili üzerimizde taşıdığımız ve soru işaretlerini barındıran bir alan. Bundan kaynaklanan demokrasiyle ilgili sıkıntılar var. Anayasadan kaynaklanan hukuk kurallarıyla ilgili de sıkıntılarımız var. Türkiye'de milletin iradesinin siyasete ve siyaset eliyle devlet yönetimine yansımasında hastalıklarımız hala devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Anayasayla başlayan süreçte Türkiye'de iktidar ümidi olan muhalefet yaratmak zorunda olunduğuna işaret eden Zeybekci, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Mevcut sistemimiz, güçlü iktidar çıkarabiliyor. Zaman zaman zorlansa da millet hemfikir olduğu zaman güçlü bir iktidarı üretebiliyor ama bu sistem hiçbir zaman güçlü bir muhalefet üretmedi, üretemiyor ve üretemeyecek. Güçlü bir muhalefet üretemediğiniz zaman demokrasiniz hep sıkıntıda oluyor. Normal yollarla iktidara gelme ümidi olmayan bir muhalefet, yok olma, kaybolma, ortadan silinme tehlikesini önünde hep bir tehdit olarak gören bir muhalefet, kendi varlığını devam ettirmek ve iktidara gelebilmek için illegal, demokrasi dışı, hukuk dışı her türlü girişimin peşine takılmaya hazır halde bekliyor. Demokrasi, siyaset, hukuk hepsini bir araya koyduğunuzda, Türkiye'nin, bu milletin yeniden bir devrime ihtiyacı var"

(Son)