Babacan'dan ?zam' Açıklaması (2/son) - Son Dakika
Ekonomi

Babacan'dan ?zam' Açıklaması (2/son)

Babacan\'dan ?zam\' Açıklaması (2/son)

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bütçe açıklarının kapatılmasına yönelik son yapılan gelir arttırıcı vergi artışlarına ilişkin olarak, Akaryakıt içerisinde kuruş bazında sabit olan ve 2 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bütçe açıklarının...

24.09.2012 14:27

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bütçe açıklarının kapatılmasına yönelik son yapılan gelir arttırıcı vergi artışlarına ilişkin olarak, Akaryakıt içerisinde kuruş bazında sabit olan ve 2 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bütçe açıklarının kapatılmasına yönelik son yapılan gelir arttırıcı vergi artışlarına ilişkin olarak, "Akaryakıta baktığımızda 2009 yılı Aralık ayından bu yana vergilerle ilgili önemli bir düzenleme yapılmamıştı. Akaryakıt içerisinde kuruş bazında sabit olan ve 2.5 yıldır değişmeyen ÖTV'yi enflasyon oranında bugüne getirmiş olduk" değerlendirmesinde bulundu.

Babacan, ana teması, "Hassas Bir Dünyada Finans: Riskler ve Fırsatlar" başlıklı İstanbul Finans Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, dış piyasadaki risklerin halen devam ettiğine dikkat çekti. Bu çerçeveden bakıldığında dikkatli gitmekte fayda olduğunu belirten Babacan, Türkiye'nin borç stokunun düşük olmasının etkisi ile olası bir türbülanstan korunmuş olduğunun altını çizdi. Cari açık ve enflasyonun dikkat edilmesi gerekin iki unsur olduğuna işaret eden Babacan, özellikle bankaların kredi hacminin hızlı artış göstermesi karşısında harekete geçtiklerini kaydetti.

-"BU YIL BELKİ YÜZDE 3 KÜSURLARDA BÜYÜYECEĞİZ"-

Babacan, hızlı artan kredi hacminin tüketici finansmanına ve iç tüketime yönelmesi karşısında, hem hükümet olarak, hem de ilgili birimlerinin bazı adımları atmalarını gerektirdiğini hatırlattı. Babacan, "Merkez Bankamız, BDDK, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, beraberce ama bağımsız attıkları adımlarla bu kredi artışının biraz önünü kesmeyi, biraz yavaşlatmayı sağlayıcı tedbirleri gerçekleştirdiler ve bunların sonuçlarını da almış olduk. Belki bu yıl büyüme oranımız daha düşük olacak. Belki yüzde 3 küsurlarda bir büyüme göreceğiz bu yıl. Ancak, bu istikrar için de sürdürebilir bir büyüme oranı olacak. Bunu unutmayalım" uyarısında bulundu.

-"BAS GAZA, BAS GAZA DENDİĞİNDE, ŞOFÖR DİNLEMEYECEKTİR"-

Babacan, büyümeye ilişkin yapılan eleştirilere, sisli havada ve virajlı bir yolda giden otobüs benzetmesinde bulunarak, şunları söyledi:

"Bu yıl hızlı büyüyelim. ya bu çeyrek, bu ay çok yüksek büyüme oranı alalım da gerisini sonra düşünürüz.' Bu işte memleketi felakete götürür. Bir bakıma siste, virajlı bir yolda, otobüs kullanan şoföre ki şoför dikkatli kullanıyordur. Sağına-soluna, trafiğin her yönüne bakıyordur. Siste ve virajda ne kadar dikkatli ve ne kadar hızlı gidilmesi gerektiğini bilen bir şofördür. Eğer yolculardan "Ya kardeşim! Niye yavaş gidiyorsun. Bas gaza, bas gaza' dendiğinde herhalde şoför, dinlemeyecektir. Gereğini yapacaktır. O sorumluluğun bilincini yerine getirecektir. Dolayısıyla mutlaka dikkatli gitmemiz gerekiyor ve Türkiye'nin potansiyel büyümesi, kaynakları, tasarruf oranları ile orantılı büyüme oranları görmemiz gerekiyor. Bizim bu yılki büyüme oranımız yüzde 3 küsur diyoruz. Belki gelecek sene bu yüzde 4 küsur olacak. Bu oranlar Avrupa'nın en hızlı büyüme oranları. Tekrar ediyorum. Avrupa'nın en hızlı büyüme oranları. Tabi yüzde 9-8'den yüzde 3-4'leri duyduğumuzda "Ne oluyor ya, yavaşlıyor muyuz?' diye değerlendirilebilir ama bunlar, en yüksek büyüme oranları olacak. Türkiye ekonomisi 2012'de de, 2013'de de Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olacak. Önemli olan huzur ve istikrardır. Güven ortamıdır."

Babacan, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması konusuna da değinirken, "Bu konuda kim ne kadar gürültü çıkartırsa çıkartın, zorunlu eğitim 8'den 12 yıla çıkmış oldu" dedi.

-BÜTÇENİN BOZULMASI-

Zirvede panelist ve gazetecilerden gelen soruları da yanıtlayan Bakan Babacan, bütçedeki bozulmanın sorulması üzerine, 2012 yılı bütçe açığının, yılbaşında öngörülenden bir miktar daha fazla olacağıyla ilgili hesaplar yaptıklarını belirterek, "Daha da önemlisi bunun 2013'e nasıl sirayet edeceği çok çok önemli olacaktı" dedi. Bütçe harcamalarının genelde, her yıl aşağı yukarı enflasyon artı büyüme oranı ile arttığına dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin giderlerinin enflasyon artı büyüme olarak arttığını, aynı miktarda da gelir artışı sağlanması gerektiğine işaret eden Babacan, o nedenle bütçe dengesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Dolayısıyla burada atılan adımların en önemli amacı, bu bütçe açığımızı mümkün olduğunca, kontrol edilebilir, sürdürülebilir bir seviyede tutabilmek" diye konuştu.

-"BÜTÇE DENGESİ BOZULDUĞUNDA, NE HUZUR NE İSTİKRAR KALIR"-

Türkiye'de enerji kaynaklarının önemli bir kısmının ithal olduğuna dikkati çeken Babacan, vergi artışlarına ilişkin olarak açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Neler yapıldı?" diye baktığımızda, Türkiye'de satın alınan otomobillerin yüzde 70'i ithal. Doğalgaz tamamen ithal. Petrolün hemen hemen tümü ithal. Kömürümüzün önemli bir kısmını yine ithal ediyoruz. Dolayısı ile enerji kalemlerimiz, dışarı bağımlı olduğumuz kalemler.Dışa bağımlı olduğumuz kalemlerde de iç tüketime, bunun üzerindeki vergilere dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle akaryakıta baktığımızda, 2009'un Aralık ayından bu yana, akaryakıt vergileriyle ilgili vergi düzenlemesi yapılmamıştı ki akaryakıtta vergiler litre başına sabittir. Yani litre başına belli bir kuruştur. Yüzde değildir. Yani yüzde olsa, fiyatlar arttıkça vergi gelirleri de artar diyebilirsiniz. Litre başına sabit bir kuruş olduğu için ve 2009'dan bu yana da hiç ayarlama olmadığı için bir bakıma bunun ÖTV kısmında, yani litre başına kuruş kısmında, geçtiğimiz 2009 Aralık'tan bu yana sadece enflasyonu karşılayacak bir ayarlama yaptık. Büyüme yok içinde. Sadece yaptığız 2009 yılı Aralık'tan, bugüne kadar ne kadar enflasyon olduysa, o enflasyon oranında akaryakıt içerisindeki ÖTV'yi kuruş bazında sabit olana ve 2.5 yıldır değişmeyen ÖTV'yi enflasyon oranında bugüne getirmiş olduk. Önemli olan bu konuda istikrar, huzur güven ortamıdır. Bütçe dengesi bozulduğunda, Türkiye'de ne güven kalır, ne huzur kalır. Bunun bilincinde hareket etmemiz lazım."

-"İÇ TÜKETİMDEN DAHA ÇOK VERGİ TOPLUYORUZ ANCAK, BÜYÜMENİN KOMPOZİSYONU DEĞİŞTİ"-

Babacan, "Kendimizi yeni zamlara hazırlayalım mı?" şeklindeki bir soru üzerine, bütçedeki bozulmada üçte bir nedenin gelirlerin beklenen kadar olmaması, üçte iki sebebin ise giderlerin artmış olması diye açıkladı. Dolayısıyla atılacak adımların da bu çerçevede düşünülmesi gerektiğini dile getiren Babacan, "Burada sadece "Büyüme yüzde 4 değil, yüzde 3 küsur oldu onun için vergi gelirleri düştü' diye yaklaşmamak lazım. Bu teknik olarak da yanlış. Biz de büyümenin kompozisyonu değişti. Büyüme iç tüketimden ihracat ağırlıklı bir büyümeye dönünce, biz ihracata kaynak ayırıyoruz. Vergi iadesi düşürdüğümüzde. Halbuki iç tüketimden daha çok vergi topluyoruz. Şimdi iç tüketimden ihracata dönünce vergi gelirlerinde bir miktar kayıp oluştu. Burada belki vergi gelirlerimiz biraz düştü ama sıhhatli bir büyüme şekli olacak Türkiye için. İç tüketimin daha makul oranlarda seyretmesi ama onun yanında ihracatla dış taleple gelen büyüme, bizim tam arzu ettiğimiz bir büyüme kompozisyonu. Biraz bütçe maliyeti var ama biz buna katlanırız, o kadar önemli değil. Önemli olan istikrardır. Türkiye'nin tasarruf oranlarıyla orantılı bir şekilde büyümesi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya sahip olması önemli."

-" OVP'Yİ BİRKAÇ HAFTA İÇİNDE AÇIKLIYORUZ"-

Babacan, "OVP doğrultusunda sene sonunda nasıl bir revize olacak. 2013-1014 hedefleri nelerdir?"sorusu üzerine, "Birkaç haftaya kadar yenilenmiş Orta Vadeli Programı (OVP) açıklayacağız. Bu gelecek sene bütçesiyle de çok alakalı. Gelecek sene bütçesiyle ilgili kararlarımızı vereceğiz, sonra OVP'nin detaylarını açıklayacağız" yanıtını verdi. Babacan, "2013'de dış talep bacağında sıkıntı olursa, Türkiye nasıl bir büyüme dinamiği oluşturacak?" sorusu üzerine, "Biz, hükümet olarak tamamladığımız beklentilerimizi, birkaç hafta içinde resmen açıklamış olacağız" diye yanıtladı.

-"BÜYÜM VE İŞSİZLİK BEKLENENİN ALTINDA OLACAK"-

Babacan, görünüm olarak bakıldığında 2012 yılında, cari açığın beklenenden daha aşağıda olmasına karşın, büyümenin beklenenden bir miktar daha aşağıda kalacağını, ancak bunun Avrupa'nın en hızlı büyüme rakamları olacağını, işsizliğin beklenenin bir puan altında sapacağını, bütçede de bir puanlık belki bir sapmanın olabileceğini açıkladı. Babacan, hükümetin 2013 için neler hedeflediğinin ise OVP ile ilan edileceğini bildirdi.

-"TATLI TATLI SATMAK İSTİYORUZ"-

Babacan, önümüzdeki 6 ayda yeni ihraç planları olup olmayacağına ilişkin olarak, Hazine Müsteşarlığı'nın çok profesyonel çalıştığını, çok dikkatli bir çalışma içinde olduğunu söyledi. Babacan, "İster iç borçlanma aracı, ister Eurobond ihracı olsun, ister kira sertifikası enstrümanı olsun, piyasa şartlarına göre gelişmeleri takip ediyor. Uygun bulduğu zamanda, bu işlemler yapılıyor. Ne kadar sıklıkla olur. Toplam rakam ne olur? Fazla bir şey söylemiyoruz şu anda. Kendi borçlanma ihtiyacımızı da dikkate alacak şekilde bir çizgi izlemek istiyoruz. Birden bire piyasayı "kira sertifikası' kağıtlarına boğacak bir yaklaşım istemiyoruz. Biraz tatlı tatlı satmak istiyoruz. Tabir yerindeyse, ticaret tabiriyle.." dedi.

-"HALK BANK'IN İKİNCİL HALKA ARZINDA YÜZDE 24'E KADAR ÇIKABİLİRİZ"-

Halk Bankası'nın ikinci halka arzı için düğmeye bastıklarını açıklayan Babacan, "Orada süreç yürüyor. Şu anda Halk Bankımızın yüzde 25'i halka açık ama artı belki bir yüzde 15,20,24'e kadar çıkabilme durumumuz olacak. Halk Bankası, gerçekten, halka açıldıktan sonra çok yüksek bir performansı yakalamış bir bankamız. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na talimatı verdik. Önümüzdeki haftalar, aylar olabilecek diye tahmin ediyorum, acele içinde değiliz, uygun piyasa şartlarını bekliyoruz" diye konuştu.

-VAKIFBANK'IN HAZİNE'YE DEVRİ-

Vakıfbank hisselerinin Hazine tarafından alınmasına ilişkin olarak Babacan, Vakıfbank'ın ortaklık yapısıyla ilgili bir miktar belirsizliklerin söz konusu olduğunu belirterek, "Kamu bankası mı? Özel sektör bankası mı? Bu noktada dönem dönem sorunlara yol açıyordu" dedi. Babacan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Vakıflar Genel Müdürlüğümüz çoğunluk hisseye sahip olup da, çok düşük miktarda temettülerle işini yapmasındansa, bu hisseler karşılığında bir fon oluşturup, o fonun geliriyle Vakıf Bankımızın asli görevlerini yapmasının daha uygun olacağını düşündük. Bu bizim Vakıflar Genel Müdürlüğümüzden de gelen bir talep oldu aslında. Geçmişte kamu bankalarına Hazine tarafından destek sağlanıyordu. Şimdi özel sektör gibi çalışıyorlar. Sadece Ziraat Bankamız son 9 yıllık aldığımız temettü nakit olarak 10 milyar dolara ulaşmış durumda. Bankalara katkıda bulunmayı bırakın, bankalar Hazine'ye katkı verir bankalar haline dönüştü. Diğer taraftan BDDK'nın düzenlemesi ile kar ağırlıklı olarak bankada tutulması gerektiği için, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün banka hisselerinden fazla bir istifadesi olmayacaktır. Hazine olarak bir menkul kıymet sepeti oluşturacağız. Bu menkul kıymet sepetine hisseleri karşılığında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün idaresine vereceğiz. Sahibi de Vakıflar Genel Müdürlüğü olmayacak. Sadece idaresini yürütecek. İlk vakıf senedinde ne yazdıysa, o senede uygun hareket etmelerini beraberinde getirecek bir adım olacak." (ANKA-SON)

(HMD/ES/HF) - İstanbul

Kaynak: ANKA

Son Dakika Ekonomi Babacan'dan ?zam' Açıklaması (2/son) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement