Bankaların Karına "Kur" Freni

İntegral Menkul Değerler Analisti Beste Naz Süllü, son aylarda kurda yaşanan hareketlenmenin bankacılık sektörünün ocak ayındaki kar artışını olumsuz etkilemesi konusunda, "TL'nin döviz sepeti karşısındaki değer kaybı nedeniyle yatırımcılar mevduat hesaplarındaki paranın erimesini önlemek amacıyla yabancı para cinsinden mevduatlara geçti ve bu da bankalara ek bir maliyet oluşturdu" değerlendirmesinde bulundu.

Bankaların bu yılın ocak ayında dönem net karı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 44 gerileyerek 1,4 milyar liraya düşerken, kar artışındaki hızlı düşüşte yabancı para cinsinden faiz giderlerindeki yüzde 58'lik yükseliş etkili oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bankaların yabancı para cinsinden faiz giderleri ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 58 artışla 867 milyon liradan 1 milyar 372 milyon liraya yükseldi. Söz konusu faiz giderlerinin ayrıntılarına bakıldığında, aynı dönemde mevduatlara verilen faiz miktarı 462 milyon liradan 688 milyon liraya (yüzde 49 artış), bankalara verilen faizler de 260 milyon liradan 406 milyon liraya (yüzde 56 artış) ulaştı.

Böylece, geçen yıl ocak ayında yabancı para cinsinden gelir-gider dengesi açısından 563 milyon lira kar eden bankalar, bu yılın aynı ayını 837 milyon lira zarar ile kapattılar.

"YP mevduatlara geçiş bankaların maliyetini artırdı"

İntegral Menkul Değerler Analisti Beste Naz Süllü, son aylarda kurda yaşanan hareketlenmenin bankacılık sektörünün ocak ayındaki kar artışına olumsuz etkisi konusunda AA muhabirine yaptığı açıklamada, "TL'nin döviz sepeti karşısındaki değer kaybı nedeniyle yatırımcılar mevduat hesaplarındaki paranın erimesini önlemek amacıyla yabancı para cinsinden mevduatlara geçti ve bu da bankalara ek bir maliyet oluşturdu" diye konuştu.

Yurt dışındaki gelişmelerin bankaların karına etkisine de değinen Süllü, "Amerikan Merkez Bankasının (Fed) bu yıl içinde olası bir faiz artırımına gitmesi, Merkez Bankamızın da faiz artırma konusunda elini bağlayacağı gibi yeni bir faiz artışı da söz konusu olacaktır. Türkiye'nin en güçlü ve aktif kalitesi yüksek olan bankacılık sektörü için bu durum belki de 2008 yılında teğet geçen krizden daha ağır bir bedel ödemesine sebep olabilir ve bankalar, artan faizler karşısında kısa dönem borç çevirmede sorun yaşama noktasına gelebilir" görüşünü ifade etti. - Ankara