Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Açıklaması - Son Dakika
Ekonomi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Devlet tahvilleri ile özel sektör tahvillerini vergi düzenleme açısından eşitleyince ciddi bir alan hızla gelişiyor."

25.05.2012 14:10

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Devlet tahvilleri ile özel sektör tahvillerini vergi düzenleme açısından eşitleyince ciddi bir alan hızla gelişiyor. Bankalarımız, reel sektör kuruluşlarımız içeride ve dışarıda güzel bir talep de geliyor. Hazine ihraçlarını, özel sektör ihraçları geçebilecek" dedi.

Babacan, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin 11. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, özel sektörün tahvil ihracının yeni alan açtığını belirterek, "Devlet tahvilleri ile özel sektör tahvillerini vergi düzenleme açısından eşitleyince ciddi bir alan hızla gelişiyor. Bankalarımız, reel sektör kuruluşlarımız içeride ve dışarıda güzel bir talep de geliyor. Hazine ihraçlarını, özel sektör ihraçları geçebilecek. Bunu bir noktada bekliyoruz. Bu devletin finans yapısında kendine çeki düzen vermesi ve özel sektöre alan açması ile mümkün" diye konuştu.

Kamunun borçlanma gereğinin yüksek olduğu bir dönemde olunsaydı özel sektörün tahvil çıkartmasının mümkün olmayacağını vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz hafta BM'de Genel Kurul etkinliği düzenlendi. 2009'daki küresel ekonomiden sonra, ikinci değerlendirme yapıldı. 193 ülkenin katılımıyla bunu gerçekleştirdik. Bundan 6 ay önce bize BM'den gelen teklifte 'bunun eş başkanlığını yapar mısınız-' dediler ve Türkiye orada eş başkan oldu. Buna sadece devlet yetkilileri değil akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası temsilcileri de katıldı. Dün ve evvelsi gün OECD Bakanlar Konseyi toplandı. Geçtiğimiz sene ekim ayında Bakanlar Konseyi için aday olmuştuk ve bir hafta-10 gün içinde başkanlığa seçilmiştik. OECD gibi 'zenginler kulübü' olarak adlandırılan organizasyonda Türkiye'nin başkanlık yapması oldukça enteresan ve güzel bir gelişme oldu. Bütün dünya gündeminde yer alan toplantıda Türkiye'nin görünürlüğü adına verdiği katkı önemli oldu. Biz sadece kamu maliyesi, bankacılık değil, uyguladığımız sosyal politikalarla da son derece dikkati çekiyoruz."

-"AB'den çık' demek, 'kapıdan çık' demek kadar kolay değil"-

Gelecek ayların AB için son derece kritik olacağını belirten Babacan, şunları söyledi:

"2013 yılı da ABD için son derece kritik olacak. 2012 yılı ile ilgili AB kararlar aldı. Bu kararların uygulanıp uygulanamayacağını göreceğiz. Alınan kararları uygulamaya çalışan Hollanda'da hükümet düştü. Arkasından Romanya'da düştü. Arkasından Fransa ve Yunanistan'da seçim yapıldı. Fransa'da kurulan hükümetin henüz ekonomi politikalarıyla ilgili net bir duruşu yok. Seçim söylemleri var, bir de işin gerçeği var. AB zirvesinde büyük hayal kırıklığı yaşandı. Sözler verilmiş, imzalar atılmış, 25 ülke 'tamam yapıyoruz' demiş. Siz

'yeni seçildim değiştirmek istiyorum' demişsiniz. 25 ülkede her yeni seçilen mutabakatları bozacak olursa bu nasıl Avrupa Birliği, bu nasıl Avrupa ülkesi- Daha ciddi duruş ve süreklilik bekliyoruz. İtalya'da güzel reformlar yapılıyor.

İspanya'da yeni hükümet gayret içerisinde ama en sıkıntılı tablo Yunanistan ile alakalı. Yunanistan'ın ne olursa olsun çöküşüne izin verilmemesi gerekiyor. Ülkelerden biri sorun yaşadığında fişini çekiyorsunuz. 'Avro Bölgesi'nden çıkabilirsin' diyorsunuz. 'AB'den çık' demek 'kapıdan çık' demek kadar kolay değil. Bunun Türkçesi bir çöküştür iflasın daha ötesindedir. Yunanistan ekonomisi AB'nin yüzde 2'sidir. AB, toplam büyüklüğünün yüzde 2'sini çözmekte zorlanıyorsa, bu sorun başka yerlere de yansır. Her ülke kendi ev ödevini yapacak. Ciddi bir siyasi liderlik sorunu görüyoruz."

-"Türkiye küresel İslami finans piyasasında yerini almalı"-

Babacan, Türkiye'de katılım bankacılığının, bankacılık sisteminin çok önemli vazgeçilmez parçası olduğunu ifade ederek, "Kriz dönemlerinde ayrımcılık gördük, yaşadık. Ancak biz 2005 yılı sonundaki düzenlemelerle katılım bankalarımızla ticari bankalarımızın mevduatını eşitledik. Rekabet noktasında işi zemine ulaştırdık. 2005 yılı sonunda 292 şube sayısı, bugün itibariyle 695'e çıkmış bir şube sayısı var. Personel sayısı 5 bin 747'den 14 bin 124'e çıkmış. Toplam bankacılık sektörümüze baktığımızda toplam şubelerin yüzde 6,6'sı katılım bankalarına ve istihdam edilen personelin 7,2'si katılım bankalarına ait. Sektör içindeki payı 2005 sonunda yüzde 2,4 şu anda 4,6 ama yeterli değil, sadece nereden nereye gelindiğini gösteriyor. Bu ivmenin devam edeceğini tahmin ediyorum" şeklinde konuştu.

KOBİ kredilerinin yüzde 9,4'ünü katılım bankalarının verdiğini anlatan Babacan, sektörde payına düşenin iki mislini katılım bankalarının sağladığını kaydetti.

Babacan, bütün bu rakamların katılım bankalarının sektör ortalamasına göre daha hızlı geliştiğini gösterdiğini aktararak, şunları dile getirdi:

"Biz bu trendin devam etmesini istiyoruz. Mevcut yeni enstrümanlarla atıl kalmış fonları sisteme kazandırmaları açısından katılım bankalarını önemsiyoruz.

'Katılım bankaları olmasaydı zaten diğer bankalar yapardı' diyemiyorum. Bu bankalar, diğer bankaların erişemediği yerde çalışıyorlar ve sektörü büyüten bir özelliğe de sahip. Yeni SPK Yasası önemli olacak. Daha geniş perspektifi olacak. İstanbul'un dünyanın en büyük 10 finans merkezi olması için hazırlandı. Çalışmalar hız kazanmış durumda bulunuyor. Katılım bankaları, reel sektöre dayalı iş yaptıkları için risk yönetimi açısından farklı noktada bulunuyor. Kar-zarar paylaşımı ekonomideki iniş çıkışlara karşı sigorta görevi görüyor. Kriz dönemindeki IMF raporunda 'katılım bankalarının risk yönetimi açısından daha iyi performans ortaya koyduğunu' söylüyordu. Biz, 1 trilyon dolar büyüklüğe ulaşmış küresel İslami finans piyasasında Türkiye'nin yer almasını istiyoruz."

-Kira sertifikaları-

SPK'nın kira sertifikalarına ilişkin Nisan 2010 tarihinde tebliğ yayınladığını anımsatan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu özel sektörün önünü açmak için önemli bir adımdı. Geçen yılın başında bu araçlarla ilgili getirdiğimiz vergi düzenlemeleri tetikleyici unsur oldu. Faizli enstrümanlarla, faizsiz enstrümanlar arasındaki vergi adaletini sağladık. 2011 yılının ekim ayında kira sertifikalarının kurul kayıt ücretinin farklılaştırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararımızı da çıkarttık. Bugüne baktığımızda artık sektörde ciddi hareketlenme söz konusu. Hazine'nin çıkartacağı kira sertifikaları da sektöre ilave bir enstrüman imkanı sağlayacak. Bu piyasanın oluşmasına da destek sağlayacak. Özel sektör daha geniş bir imkan bulacak. Hazine gösterge olacak ve o gösterge üzerinden kira sertifikaları uygulamaları daha kolaylaşmış olacak."

- İSTANBUL

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement