Bursa'dan Endülüs'e İşbirliği Çıkartması

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), İslamiyetin Avrupa'ya kazandırdığı önemli bilim ve kültür merkezi İspanya'nın Endülüs bölgesine çıkarma yaptı.

Nüfus olarak İspanya'nın 17 bölgesi içerisinde en büyük bölgesi olan ve İslam Medeniyeti'nin 7. yüzyıldan itibaren eserler verdiği Endülüs'deki Malaga, Sevilla, Cordoba ve Granada şehirlerindeki, 4 günlük gezide Malaga ve Sevilla Ticaret ve Sanayi Odalları ile görüşmeler gerçekleştirildi.

BTSO tarafından bugünkü modern dünyanın temellerinin atıldığı Avrupa'daki Müslüman medeniyetinin izlerini taşıyan Endülüs'e iş ve kültür gezisi düzenlendi. Geziye BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Milletvekilleri Mustafa Öztürk, Necati Özensoy, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, BTSO Yönetim kurulu ve meclis üyeleri ile birçok ilçe oda başkanı, kamu kurumu temsilcileri katıldı.

Endülüs bölgesine yapılan yoluculukların giriş kapısı olan liman kenti Malaga'daki Al Cazaba Kalesi'ni gezen heyet daha sonra şehrin fethedilmesinin ardından bir caminin yerine inşa edilen Malaga Katedrali'ni gezdi.

"İSPANYA BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yönetim kurulu üyeleri ve milletvekilleri Mustafa Öztürk ile Necati Özensoy'un oluşturduğu bir heyet Malaga Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaret etti. Ziyarette konuşan Başkan Burkay, Bursa'dan İspanya'ya ihracat yapan 223 şirket bulunduğunu ifade ederek, "Bursa'da yatırım yapan 22 İspanyol firması var. Özellikle bilgisayar, tekstil-konfeksiyon, otomotiv yan sanayi, makine gibi birçok sektörde iş yaptığımız firmalar var. Bu anlamda İspanya bizim için çok önemli. İlişkilerimizin daha da artarak devam etmesini istiyoruz" diye konuştu.

Malaga Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Jeronimo Perez Casero daha önce oda olarak iki kez Türkiye'ye geldiklerini ve özellikle turizm sektörü ile ilgili çok önemli ilişkiler kurduklarını ifade etti. Bundan sonraki süreçte de ilişkilerin daha da iyi bir şekilde ilerlemesini temenni ettiğini dile getiren Casero, "Turizm bizim için çok önemli ve her geçen gün Türk turist sayısı artıyor. Şu anda yıllık 130 bin Türk turist buraya geliyor. Yüzde otuz artış var. İspanya'dan da her yıl 350 bin kişi Türkiye'ye gidiyor. Bu rakamlar her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu ziyaretlerin yüzde 30 iş maksatlı seyahatler. Ticari turizm sayesinde iki ülke arasındaki ticari faaliyetlerimiz de artış gösteriyor" diye konuştu.

Aynı anda hem Arap, Osmanlı ve Kuzey Afrika hem de Gotik, Barok ve Rönesans izlerini taşıyan, farklı kültürlerin ve mimari formların, renklerin harman olduğu Endülüs'ün başkenti Sevilla'da da heyet önemli temaslarda bulundu. 10. yy'da inşaa edilen kraliyet sarayı ve askeri kale Alcazar'ı da gören heyet, 12. yüzyılda Almohad Ulucamii yıkılıp yerine inşa edilen devasa büyüklükteki Sevilla Katedrali'ni de gördü.

Amerika'nın keşfi ile Avrupa'ya ticari bağlantının yapıldığı için Altın şehir unvanını alan Sevilla'da, 13 yüzyıldan kalma Altın Kule'yi de gördü. Torre del Oroa Nehri kenarında yer alan, 13 yüzyıldan kalma bu gözlem kulesi, antik şehir duvarlarının bir parçası olarak inşa edildi. İsmini kaplandığı altın renkli çinilerden almış bu bina ayrıca sömürgelerden getirilen değerli cevherlerin özellikle de altının muhafazası için kullanılmış. Şimdi denizcilik müzesine ev sahipliği yapıyor.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve yönetim kurulu üyeleri, Sevilla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Francisco Herrero ile de görüştü. Herrero, yaptıkları çalışmalarla Türkiye ve Sevilla arasındaki ilişkileri geliştirmeye çalıştıklarını belirterek, "Türkiye'nin önde gelen odaları ile işbirliği yapıp onların desteğini alıyoruz. Bu anlamda sizin ziyaretiniz bizim için çok önemli. Sevilla da zeytincilik ihracatta birincidir. Yıllık 2 milyar dolarlık zeytinyağı ve zeytin ihracatı gerçekleştiriyoruz. Bursa ile benzeyen özelliğimiz zeytin üretimidir. Sevilla da ikinci sırada ise uçak yapımı var. Boeing"in uçak yapımı ile ilgili projenin içerisinde Türkiye'de bulunuyor. Ayrıca Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi platformu şehrimizde kuruludur. Endülüs bölgesi Avrupa'nın en güneyi olduğu için yılın 365 günün 225 günü güneşlidir. Güneşten elektrik üretiyoruz. Güneş panellerinin aynalarının yüzde kırkı ve destek borularının da bir bölümü Türkiye'den geliyor. Bu anlamda Türkiye bizim için önemli bir partnerdir" diye konuştu.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay'da, "Bir delegasyonla İspanya'ya geldik. Çok değerli iki parlementerimiz şu anda yanımızda. Ekibimizde 138 tane iş adamı var. BTSO'nun 35 bin üyesi var. İhracatçı birliklerimiz var toplam yıllık ihracatımız 24 milyar dolar. Sanayi olarak baktığımızda da Türkiye'de önde olan tüm sanayilerin merkezi Bursa'dır. Sanayi ve enerji yatırımları konusunda Bursa'dan destek sağlayabiliriz" diye konuştu.

Endülüs medeniyeti, birçok bakımdan çağını ve sonrasını etkiledi. Cordaba'daki Büyük Camii ortasına devasa büyüklükte bir hançer gibi katedral konulsa da Dünyanın 3. büyük cami olma özelliğini koruyor.

İstanbul'daki Roma Dönemi ustalarının yaptığı 3'lü muhteşem mihrabı ve 9 asırlık kemerleri ile halen dünyanın en büyük mabetlerinden birisi. Ancak Kurtuba Camii'nin içerisinde rehberlerin anlatırken, cami denmesine bile izin vermeyen Katolik Hristiyan anlayışı kırmızı ve sarı renkli kemerlerin arasından geçip her akşam ayinlerini sürdürüyorlar. Avrupa'daki tarihi ve en büyük camiyi Müslüman ve Hristiyan yılda 15 milyon turist ziyaret ediyor. Granada'daki El Hamra Sarayı'da el sanatlarının Avrupa'da 9. yüzyılda zirve olmasına yol açan bir yapı. Halen dünyanın 3. önemli sarayı olarak yılda 20 milyon ziyaretçi alarak Avrupa'nın en çok görülen mekanlarının başında geliyor. Al Hambra Sarayı Müslümanların zarafetini ve zevkini Avrupa'nın ortasında halen bir bayrak gibi dalgalandırıyor.

İspanya'nın en yüksek dağı Sierra Nevada'nın eteklerinde 9. yüzyıldan itibaren her 40 yılda bir yapılan ilave yapılarla muhteşem bir görünüme ulaşan sarayda 'El Galibi Allah' ibareleri bütün odalarda kullanılmış. Sultanlara 'Galip Allah'tır' mesajı her odada verilerek Cennet'in yer yüzündeki gölgesi gibi düşünülen mekanda insanın acziyetini unutmaması sağlanmış.

İspanya'nın Endülüs Bölgesinde, ülkenin en yüksek dağları olan Sierra Nevada Dağları'nın eteklerindeki bir vadide kurulmuş Granada, asıl ününü Endülüs Emevileri'nden kalma büyüleyici Al Hambra Sarayına borçlu. Granada 1492'de Kraliçe Isabel ve kocası Ferdinand'a son teslim olan Müslüman kenti.

Al Hambra, 700 yıldır ihtişamından hiçbir şey kaybetmeden ayakta duruyor. Al Hambra'nın bulunduğu vadinin yanındaki tepede yer alan Albayzín, labirenti andıran dolambaçlı dar sokakları ve bembeyaz evleri ile Mağribiler'in eski Medine'si sayılıyor.

Eski bir Mağribi kalesi olan Albayzín'in dar sokaklarında dolaşmak insana huzur veriyor. Avrupalı ünlü aktiristlerde UNESCO tarafından dünya miras listesinde kabul edilen bu mahalleden milyonlarca avro ödeyerek küçük evler satın almaktan geri kalmıyorlar. - BURSA