Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı, Türkiye'de özellikle özel kesimin tasarruf pek sevmediğini, bu nedenle konunun Finansal İstikrar Komitesi'nin gündeminde yer aldığını belirterek, "Oradan çıkan tavsiye kararları büyük ölçüde hayata geçecek gibi görünüyor" açıklamasında bulundu Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı, Türkiye'de özellikle özel kesimin tasarruf pek sevmediğini, bu nedenle konunun Finansal İstikrar Komitesi'nin gündeminde yer aldığını belirterek, "Oradan çıkan tavsiye kararları büyük ölçüde hayata geçecek gibi görünüyor" açıklamasında bulundu.
Başçı, "Forum İstanbul 2012"nin ikinci gününde yaptığı açılış konuşmasında, bugün dünyada bir "kamu borcu" problemine doğru gidildiğini söyledi. Bu konuda dikkatli olmakta fayda olduğunun altını çizen Başçı, "Dolayısıyla, 'çok kısa vadede ben ekonomiyi destekleyeceğim', 'kamu harcamalarını artırayım', 'biraz vergileri azaltayım' demek, kısa vadede 'saman alevi' gibi etki yapabilir. Fakat kamu borç yükü, finansal istikrar açısından uzun vadeli olumsuz etkilerini hiç bir zaman hiç kimsenin aklından çıkarmaması gerekir" uyarısında bulundu. Başçı, finansal istikrarsızlığın sadece kamu borcundan kaynaklanmadığını, bankacılık sistemi ve finansal sektör üzerinde de dikkatli olunması gerektiğini, aksi taktirde benzer yüklerin, yine dönüp dolaşıp kamunun borç yükü olarak kendisini gösterdiğini vurguladı.
-"GİRİŞİMCİLİKTE VERGİ ENGELİ OLDUĞU TESPİT EDİLDİ"-
Türkiye'de gözetim ve denetimden sorumlu birçok kuruluş bulunduğunu söyleyen Başçı, bu kurumları MB, BDDK, SPK, TMSF ve sigortacılıkla ilgili Hazine Müsteşarlığı olarak sıralarken, yeni mevzuat çerçevesinde bu kurumların "Finansal İstikrar Komitesi" adı altında "tavsiye kararı" oluşturan bir organ olarak bir araya geldiğini söyledi. Bu komitede finansal istikrarın nasıl güçlendirilebileceği, neler yapılabileceği gibi konuların tartışıldığnı söyleyen Başçı, burada alınan kararların, tavsiye kararlarına bağlanabildiğini belirtti. Başçı, "Burada çok önemli bir çalışma yapıldı. Maliye Bakanlığımız açıkladı. Finansal sektörün vergilendirilmesiyle ilgili önemli eksikliklerimizin olduğunu fark ettik. Yenilikçilik, Ar-Ge, girişimcilik gibi konularda bir takım vergi engelleri olduğu tespit edildi. Özellikle risk sermayesi, girişim sermayesiyle ilgili Türkiye'de bir takım vergi dezavantajlarının olduğu ortaya çıktı. Benzer şekilde melek yatırımcı olarak bilinen bir girişimin Türkiye'de kullanılmadığı, bunun da önünde bir takım vergisel engeller olduğu, bu toplantılarda ortaya çıktı. Maliye Bakanlığımız'dan biz, tavsiye verici bir kuruluş olarak rica ettik ve 'acaba bu konuları değerlendirebilir miyiz?' dedik. Maliye Bakanlığımız, bizzat toplantılara katılarak, detaylı bir şekilde buradaki engelleri, 'birer birer nasıl ortadan kaldırırız?' çalışmasını bizlerle birlikte yaptılar ve bu konuda bir açıklama yakın zamanda yapıldı."
-"ÖZEL KESİM FAZLA TASARRUF YAPMIYOR"-
Bunun yanı sıra Türkiye'de bir tasarruf açığı olduğunu anımsatan Başçı, "Özel kesim özellikle tasarrufu pek sevmiyor. Çok da fazla tasarruf yapmıyor. O nedenle Türkiye'de özel kesimin, bireysel emeklilik sisteminin reformuyla tasarrufları nasıl güçlendirilebilir konusunda finansal istikrar komitesi gündeminde yer aldı. Oradan çıkan tavsiye kararları da büyük ölçüde hayata geçecek gibi görünüyor. Çok önemli bir reform bu. Kamuoyunda bilinirliği çok az ancak, bu tanındıkça, bilindikçe tasarrufu teşvik edici, BES sistemine geçileceği anlaşılıyor. O yüzden, şu ana kadar olan çalışmalar, genelde yapısal açıdan konuya baktı. Onun dışında da her bir kurum, ne yapıyor. Onunla ilgili biraraya gelmek ve birbirimizi dinlemek, koordinasyon açısından da faydalı oluyor" dedi.
-"SOKAKTAKİ VATANDAŞ FİNANS VE FİYAT İSTİKRARININ DEĞERİNİ ARTIK BİLİYOR"-
Başçı, Türkiye'nin geçmişte fiyat ve finansal istikrarın olmaması nedeni ile çok muzdarip olduğunu, çok büyük maliyetleri üstlendiğini söyledi. Ancak bu durumun, kamuoyunda "farkındalık" açısından bir faydası olduğunu ifade eden Başçı, "Bu fiyat istikrarı ve finansal istikrarın değerini sokaktaki vatandaş gayet iyi biliyor. Bu bizim için bir avantaj. Bu küresel kriz ortamında mevcut, halen bitmemiş olan 2008 krizi ortamında bu çok büyük bir avantaj. Bu avantajı biz kaybetmeden, bu alanda dikkatli olmaya devam ederek, diğer alanlarda da hükümet bazında ve sivil toplum kuruluşları bazında reformlarımızı, yatırımlarımızı yapmaya devam ederek, geleceğe güvenle baksak, 2023 yılı gerçekten Türkiye için çok iyi bir 100. yıl olabilir" diye konuştu.
Son Dakika › Ekonomi › 'Özel Kesim Tasarrufu Pek Sevmiyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?