Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, kurumun faaliyetleri neticesinde yıllık ortalama 3,3 milyar lira tüketici refahına katkı sağlandığını vurgulayarak "Rekabetin bozulmamasına yönelik önceden aldığımız kararlar da verdiğimiz cezalar kadar önemli. Bu kararlar alınmasaydı, fiyat artışları nedeniyle tüketicinin cebinden gerçekçi bir tahminle 3 yılda yaklaşık 10 milyar lira çıkacaktı." dedi.
Torlak, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi.
Buradaki konuşmasında, kurumun 20. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenledikleri "Rekabet Zirvesi" programını 31 Ekim-3 Kasım'da İstanbul'da gerçekleştirdiklerini anımsatan Torlak, zirvede ulusal ve uluslararası arenada rekabet hukuku, rekabet politikaları ve ilişkili düzenleme alanlarında güncel gelişmelerin ve tecrübelerin paylaşıldığını, sorunların ve çözüm yollarının masaya yatırıldığını ifade etti.
Torlak, söz konusu zirve kapsamında, kurumun 2014-2016 dönemindeki faaliyetlerine yönelik etki değerlendirmesi çalışması hazırladıklarına dikkati çekerek bu kapsamda 23 Rekabet Kurulu kararı neticesinde engellenen fiyat artışları veya elde edilen daha düşük fiyatlar sayesinde tüketicilere sağlanan maddi faydaların boyutunun değerlendirildiğini söyledi.
Rekabet Kurumu müdahaleleri neticesinde tüketicilere sağlanan faydanın, yıllık ortalama 355 milyon lira olduğunu dile getiren Torlak, bunun kurumun ilgili dönemdeki yıllık ortalama bütçe giderinin 5,5 katı büyüklüğünde olduğunu aktardı.
Torlak, OECD kılavuzu dikkate alındığında ise kurumun faaliyetleri neticesinde yıllık ortalama 3,3 milyar lira tüketici refahına katkı sağlandığını vurgulayarak "Bu tahmini tutar kurumun bütçe giderlerinin 51 katı düzeyinde. Cezalarla gündeme geliyoruz ama rekabetin bozulmamasına yönelik önceden aldığımız kararlar da verdiğimiz cezalar kadar önemli. Bu kararlar alınmasaydı, fiyat artışları nedeniyle tüketicinin cebinden gerçekçi bir tahminle 3 yılda yaklaşık 10 milyar lira çıkacaktı." diye konuştu.
Bugüne kadar toplamda 3 milyar liraya yakın idari para cezası uygulandığını belirten Torlak, 2017'de gıda sektörü ve elektronik platformlarla ilgili şikayetlerin öne çıktığını dile getirdi. Torlak, "Bir dosya bazında en yüksek ceza 2013'te 12 bankaya verilen ceza oldu. Teşebbüs olarak ise TÜPRAŞ'a 400 milyon liralık ceza uygulandı. Aslında 20 yılın yüzde 50'si bunlardan oluşuyor. 2017'de yaklaşık 300 milyon liralık ceza kesildi." ifadelerini kullandı.
Torlak, ucuz et satışının sadece iki market zincirinde gerçekleşmesi üzerine yapılan "haksız rekabet" eleştirileriyle ilgili Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürlüğü tarafından kendilerine muafiyet başvurusu yapıldığını anımsatarak ESK'nin toptan ve perakende kırmızı et sektöründeki pazar payının yüzde 3'ü geçmediği ve alt gelir gruplarının kırmızı ete erişiminin sağlanması amaçlandığı için muafiyetin tanındığını söyledi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun (TESK) ucuz et ve kıymanın kasaplarda da satılması için kuruma başvuruda bulunduğunu bildiren Torlak, buna ilişkin değerlendirme sürecinin devam ettiğini kaydetti.
Torlak, kurumsal kredilerde rekabeti bozucu bir eylem içerisinde oldukları gerekçesiyle bankalara yönelik soruşturmada nihai kararın verildiğini anımsatarak "Burada 3 teşebbüsün rekabet ihlali gerçekleştirdiğine karar verildi. Bu dosya bir pişmanlık müracaatıyla gerçekleştiği için bu üç teşebbüsten pişmanlık başvurusu gerçekleştiren bankanın verilen cezanın yüzde 100 indirilmesiyle, diğer iki bankaya ise belirli miktarlarda idari para cezası uygulanmasına karar verilmiş oldu." diye konuştu.
Uzlaşma teşvik edilecek
Pişmanlık başvurusunun Türkiye'de çok örneği olmadığının altını çizen Torlak, yasa değişikliği içerisinde uzlaşmayı teşvik edici maddelerin de olduğuna işaret etti. Torlak, "Yasa değişikliği önerimiz şu anda Başbakanlıkta. Orada pişmanlıktan ziyade uzlaşmayı teşvik eden değişikliklerimiz var." dedi.
Kuruma gelen dosyalarda farklı süre kıstasları olduğuna dikkati çeken Torlak, en kısa sürede devralma ve birleşme dosyalarına cevap verildiğini anlattı.
Torlak, Google ile ilgili dünyanın farklı ülkelerinde soruşma süreçlerinin devam ettiğinin altını çizerek Türkiye'de de sürecin sürdüğünü kaydetti.
Demir çelik sektöründe kamuoyuna yansıyan konulardan hareketle inceleme yaptırdıklarına işaret eden Torlak, sektördeki fiyat artışlarının maliyetlerin artmasından ve arzın azalmasından kaynaklı olduğunun tespit edildiğini ve herhangi bir soruşturma açılmasına gerek olmadığının kararlaştırdığını sözlerine ekledi.
Son Dakika › Ekonomi › Rekabet Kurumundan Tüketici Refahına 3 Yılda 10 Milyar Lira Katkı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?