Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, dernek olarak üyeleriyle birlikte emisyon salınımını 2030 yılına kadar yüzde 40 azaltma yönünde çalışacaklarına dair söz verdiklerini bildirdi.
İMSAD'dan yapılan açıklamaya göre Hinginar, Sürdürülebilir Yapılı Çevre Konferanslar Serisi'nin (The Sustainable Built Environment Conference Series) Türkiye ayağı olan SBE16 İstanbul Konferansının açılışında konuştu.
Burada yaptığı konuşmada hızla artan dünya nüfusunun şehirleşmeyi de artırdığını, bununla birlikte yaşlanan nüfus nedeniyle kalabalık ailelerin yerini yalnız yaşayanların aldığını aktaran Hinginar, bu durumun da plansız kentleşmenin en önemli nedenlerinden biri olduğunu kaydetti.
Hinginar, plansız kentleşme ve sanayileşmenin başta iklim değişikliği olmak üzere tüm canlıların yaşamını giderek daha olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Özellikle gıdaya ve enerjiye ulaşmada sıkıntıların, kitlesel göçlere ve ne yazık ki mevcut ve muhtemel savaşlara yol açtığına işaret eden Hinginar, bu nedenlerle tüm ülkelerin ve sanayicilerin strateji belirlemede çok dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Hinginar, sera gazları emisyonunu azaltıcı sorumlulukların Türkiye inşaat sektörü açısından büyük önem taşıdığını, gelecek dönemde sıfır veya sıfıra yakın enerjili binaların yeşil binaların giderek zorunlu hale geleceğini ifade etti.
Avrupa Birliği'nin 2008 yılında kabul ettiği yönetmeliğe değinen Hinginar, "Bu yönetmelikle Avrupa'da 2019 yılından itibaren bütün kamu binalarında ve bundan iki yıl sonra da bütün yeni binalarda sıfıra yakın enerjili binalar yapılmasını zorunlu kılmış bulunuyor. Aynı zamanda tüm AB üyesi ülkelerin emisyon salınımının da 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltılması hedefleniyor. Bu konuları artık bizim de ülkemizde ciddiyetle değerlendirmemiz zorunlu hale gelmiştir. Bizim de Türkiye İMSAD olarak, üyelerimizle birlikte emisyon salınımımızı 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltma yönünde çalışacağımızı ben burada bir Türkiye İMSAD sözü olarak veriyorum ve eminim ki bugün ve gelecekteki Türkiye İMSAD yönetimleri bu sözümüzün takipçisi olacaktır." ifadelerini kullandı.
Hinginar, Türkiye inşaat malzemesi sanayisinin gelişmesini ve sürdürülebilirliğini ilgilendiren çevre, iklim değişikliği ve enerji verimliliği politikalarının oluşturulmasına katkı sağlamak ve inşaat sanayinde bu konularda iş birliğinin arttırılması, farkındalığın sağlanması amacıyla birçok çalışmaya imza attıklarını anımsattı.
Dernek olarak yaptıkları faaliyetlerden bahseden Hinginar, son dönemde ülkede yaşanan üzücü terör olayları ve 15 Temmuz 2016 gecesi milli irade ve demokrasiyi hedef alarak girişilen menfur darbe kalkışması nedeniyle yabancıların gelmekten çekindiğini belirtti.
Hinginar, SBE16 İstanbul konferansının 400'den fazla yabancı partnerine ve kuruma Türkiye'deki normalleşme süreci hakkında bilgi veren bir mektup gönderdiklerini ve konferansa pek çok ülkeden konuşmacı ve dinleyicinin katılımını sağladıklarına dikkati çekti.
"Akıllı kent veya yaşanabilir şehirler gibi kavramların ortak paydası insan mutluluğu"
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Vekili Mehmet Özçelik ise akıllı kent veya yaşanabilir şehirler gibi kavramların ortak paydasının insan mutluluğu ve sağlıklı bir ortamda yaşama arzusu anlamına geldiğini bildirdi.
Yüksek katlı modern binalar ve dev kulelerin bugün büyük şehirlerin gerçeği olmakla birlikte, ideal kentlerin hedeflediği bir kentsel ortamı göstermediğine işaret eden Özçelik, "TOKİ olarak, kent kavramında konut boyutunun önemli bir tarafında duruyoruz." diye konuştu.
Özçelik, yatay yapılaşmanın dayanışma kültürünün esas alındığı ve farklı gelir gruplarını buluşturan mahalle kültürünün geçmişte olduğu gibi gelecekte de önemli olduğuna dikkati çekti.
Schneider Elektrik Akıllı Şehirler Global Direktörü Gordon Falconer de akıllı şehir inşa etmenin en ideal yolunu boş sayfa yaklaşımı ile açıkladı.
Falconer, şunları da kaydetti:
"Akıllı şehir kavramı şehir gelişimi için önemli olan birtakım temel unsurları içermektedir. Bunların arasında akıllı şehir ifadesinden ne anlaşıldığı, böyle bir kavrama neden ihtiyaç duyulduğu ve kimler tarafından oluşturulabileceği gibi temel sorular yer almaktadır. Bu açıdan, öncelikle akıllı şehir oluşturmak için planlama ilk adım olmalı ve daha sonraki adım olan tasarımda akıllı şehir teknolojilerinin önemli olduğu unutulmamalıdır. Bir akıllı şehir inşa etmek için boş sayfa ile başlamak en idealidir ama 'boş sayfa' yaklaşımı genellikle zordur ve işin sırrı kamunun geliştiricileri akıllı şehir teknolojilerini ve düşünce tarzını uygulamaları için teşvik etmesidir."
Avrupa Bina Performansı Enstitüsü Direktörü Oliver Rapf ise binalardaki enerji tüketimi konusunda çok önemli gereksinimler bulunduğunu, ancak bu tür gereksinimlerin hükümetleri ve yatırımcıları tek başına zorladığını vurguladı.
Neredeyse sıfır enerjili binaların yaklaşımında koşullar, paydaşlar ve uzun vadeli stratejinin tanımının iyi belirlenmesi gerektiğine dikkati çeken Rapf, "Geleceğin binasında olmazsa olmaz kriterler var. Öncelikle enerji etkin olmalı. Yenilenebilir enerji üretimi ve enerjisini depolayabilme imkanı olmalıdır. Diğer yandan var olan taleplere cevap verebilmeli, iklim değişikliğinin getirdiği sorumlulukları yerine getirebilmeli ve başka sektörlerle ilişki kurarak yeni gelişmelere entegre olabilir yapıda olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Ekonomi › Sbe16 İstanbul Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?