Yatırımların Finansmanında İslami Sermayenin Kullanılması" Konferansı

Malezya Menkul Değerler Komisyonu Genel Müdürü ve Geliştirme Başkanı Mohd Radzuan Tajuddin, "3 ayaklı bir emeklilik sistemi oluşturmak lazım. Dünya Bankası'nın yardımıyla bu etkili bir likidite havuzunun oluşmasını sağlayabilir" dedi.

Tajuddin, Anadolu Ajansı'nın (AA) "global iletişim ortağı" olduğu, Dünya Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul iş birliğiyle G20 çatısı altında düzenlenen "Yatırımların Finansmanında İslami Sermayenin Kullanılması" konferansında düzenlenen panelde konuştu.

Etkili bir emeklilik sisteminin çok önemli olduğunu vurgulayan Tajuddin, "3 ayaklı bir emeklilik sistemi oluşturmak lazım. Devletin emeklilik sistemi, mesleki ve bireysel emeklilik sistemi gibi. Bu üçünün güzel bir dengeye kavuşması lazım. Dünya Bankası'nın yardımıyla bu etkili bir likidite havuzunun oluşmasını sermaye oluşumu bakımından sağlayabilir" ifadelerini kullandı.

Tajuddin, İslami finansmanda, İslami Varlık Yönetimi Sektörü ve Tekafül unsurlarının da geliştirilmesi gerektiğini belirterek, bunun aslında likiditenin, sermaye oluşumunda cezbedilmesi için son derece önemli olduğunu söyledi.

Devlet yatırım fonlarının da bu anlamda önemli olduğunu vurgulayan Tajuddin şöyle devam etti:

"İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) devletleri tarafından yönetilen bu fonlar şu anda 2,9 trilyon dolar değerinde. Kendi kendimize 'bunun yüzde kaçı İslami finansmana kanalize ediliyor?' diye soralım. Yönetim altındaki bu şekildeki fonlardan çok düşük bir miktar İslami finansmana gidiyor. İİT, bu konuda adım atmıyor. 'Bu 2,9 trilyon doların yüzde 10'u bile bu uzun dönemli finansmanı desteklemeye, ekonomik kalkınmaya ve büyümeye giderse ne fark eder?' diye bakıyoruz.

Bizim Malezya'da baktığımız diğer alan ise 'Müslüman nüfus içinde yüksek net değeri olan serveti harekete geçirmek.' Dünyada 35 milyon yüksek net değer serveti var ve bunun yüzde 7'si Müslüman. Likidite açısından sermaye oluşumu için toplu bir potansiyel oluşuyor."

Tajuddin, son olarak İslami finans ve yatırım alanına geleneksel likiditeyi cezbetmek gerektiğini ifade ederek, İİT ülkeleri arasında çok daha fazla bağ geliştirilmesiyle, uzun vadeli sermaye oluşturabileceğini kaydetti.

"Kanada ve Avustralya'daki emeklilik fonları istisna teşkil ediyor"

Dünya Bankası Önde Gelen Menkul Kıymetler Piyasası Uzmanı Ana Fiorella Carvajal da gelişmekte olan piyasalarda finansal boşluğun yılda 1-1,5 trilyon dolar olduğunun öngörüldüğünü söyledi.

KOBİ'lerin finansmanı konusunda da kapatılması gereken uçurumlar bulunduğuna değinen Carvajal, "Kurumsal yatırımcılar giderek büyüyor. Epey bir varlık birikiyor. Sadece gelişmekte olan piyasalarda 2012 itibarıyla emeklilik fonlarına bakıldığında 2 trilyon, sigorta şirketlerinin ise yaklaşık 3 trilyonu varmış. Ülke varlık fonlarına baktığımızda ise yaklaşık 6 trilyonluk bir rakam görüyoruz" diye konuştu.

Carvajal, konuya ilişkin  bir sunum da yaparak, Kanada ve Avustralya'daki emeklilik fonlarının istisna teşkil ettiğini, varlıkların yüzde 15'inin altyapıya yatırıldığını söyledi.

Gelişmekte olan piyasalarda bu yüzdenin daha da düştüğüne işaret eden Carvajal, Latin Amerika'nın da bir istisna olduğunu ve Şili ile Peru'da diğer fonlara kıyasla bazı emeklilik fonlarının alt yapıya önemli oranda varlık yatırdığını kaydetti.

Alkhair Bankası Üst Yöneticisi (CEO) Ayman Sejiny ise sermayenin en pahalı fonlama finansman kaynağı olduğunu belirterek, devletlerin kendi tasarrufunu sermaye haline getirdiğini ve bunun en pahalı yol olduğunu aktardı.

Suudi Arabistan'dan ihraç haberi aldıklarını belirten Sejiny, "Sukuku, kendileri için en önemli finansman kaynaklarından biri haline getirmiş durumdalar. Sukuku aynı zamanda halk tarafından kolayca satın alınabilecek bir şey haline getirmeye çalışıyorlar. Mesela Singapur'da elinizde nakit varsa kolayca sukuka geçebiliyorsunuz. İslami finansa uyumluluk bu alanda kişisel bir tercihtir. Devletin sukuk satışı üzerinde odaklanmasını destekliyorum" diye konuştu.

Suudi Arabistan'da özel şirketlere sukuk çıkarmak için en çok desteği kendilerinin verdiğini aktaran Sejiny, altyapı için milyonlarca metrekare üzerinde çeşitli şirketlere destek olmayı amaçladıklarını anlattı.