Yıkım Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bulut, yıkım çalışmalarında yaşanılan tüm kazaların gerçek sebebinin binaların taşıyıcı kolonlarının alttan kırılarak çökertilmesi sonucu oluştuğunu belirtti.
Bulut, yaptığı yazılı açıklamada, bugüne kadar yaşanmış ve ölümle sonuçlanmış yıkım çalışmalarının bir kaza gibi kamuoyuna duyurulduğunu ileri sürerek, Amasya, Ankara Altındağ ve Çankırı'daki yıkım faaliyetlerini örnek gösterdi.
Durumun tamamen farklı olduğunu, kazaların gerçek sebebinin binaların taşıyıcı kolonlarının alttan kırılarak çökertilmesi sonucu oluştuğunu vurgulayan Bulut, şunları kaydetti:
"Dünyaca ünlü Rus ruleti fenomenliğine çok yakında Türk usulü yıkımın rakip olacağını düşünüyorum. 8 katlı bir binanın dip kısmına girerek taşıyıcı kolonları kesmek suretiyle çökertilmesi ve çökmeye başlayan binanın altından sadece 3-5 saniye içerisinde kaçmaya çalışmak adeta ölümle dans etmek, hayatınızla kumar oynamaktır, çılgınlıktır, kabul edilemez. Yıkım sektörünün temsilcisi olarak daha fazla kazanç elde etmek uğruna yapılan bu çılgınlığı esefle kınıyorum."
Yıkımların uzun erişimli yıkım makinesiyle yapılması gerektiğini savunan Bulut, şöyle devam etti:
"Yıkım makinesi uzun kolu sayesinde 8 katlı binaların bile en üst kısmına erişerek yukarıdan aşağıya ısırıp, parçalayarak kontrollü şekilde güvenli yıkım sağlamaktadır. Yukarıdan aşağı yıkıldığı için çökme riski bulunmamaktadır. Herhangi bir çökertme yapmaya gerek kalmamaktadır. Herhangi bir kontrol dışı blok çökmesi olsa dahi, makinenin kolları uzun olduğu için makinenin operatörü yıkılan binadan uzak ve güvenli mesafededir."
Türkiye'de 25'e yakın yıkım makinesi bulunduğunu bildiren Bulut, bunların da güvenli ama pahalı yöntem olduğu için tercih edilmediğini belirtti.
Bulut, dernek olarak yıkım konusunda her türlü desteğe hazır olduklarını ifade etti.
Son Dakika › Ekonomi › Yıkım Çalışmalarındaki Kazaların Nedeni Kolonlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?