Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Zafer Kurtul, "2002-2003 yıllarında Türkiye'de bankacılık sisteminde çok büyük yolsuzluk vardı. Çok mutluyum ki bütün bankacılık sistemimizi temizledik. Artık bankalar çok şeffaf" dedi.
G20 Türkiye Dönem Başkanlığı ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) ortaklaşa düzenlediği 5. Yolsuzlukla Mücadele Konferansı, "İş Hayatının Odağına Dürüstlüğü Yerleştirmek" temasıyla gerçekleştirildi.
Konferans kapsamında düzenlenen ve hızlı büyüyen şirketlerde riskler ve iyi uygulamaların ele alındığı panelde konuşan Zafer Kurtul, Sabancı Holding'de çok net tanımlanmış ve üst yönetim tarafından da sahip çıkılan etik standartlar olduğunu belirtti.
Kurtul, uyum konularının mali sektörde bankalarda da çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bazen çok sıkılıyoruz, 'Çok bürokratik sert kurallar var' diyoruz. Bunlar bazen bizim karar almamızı geciktiriyor. Fakat her zaman şunu söylerim, çok kuvvetli bir uyum sistemimiz olduğu için daha fazla şeyi delege edebiliyoruz. Çok iyi bir uyum sistemi olması hız da sağlayabiliyor. 2002-2003 yıllarında Türkiye'de bankacılık sisteminde çok büyük yolsuzluk vardı. 26-27 banka TMSF'ye transfer edildi. Biz de böyle bir ortamda bankacılık yapıyorduk ama bu haksız rekabet oluyor. Eğer bir rakip, bu yönetmeliklere, uyum standardına sahip değilse o zaman doğru düzgün iş yapan şirketin rekabet etmesi zorlaşıyor. Onun için çok mutluyum ki biz bütün bankacılık sistemimizi temizledik. Artık bankalar çok şeffaf. Şeffaflık temel faktör. Daha iyi risk yönetimi söz konusu oluyor."
-"Yüzde 100 temiz kalabilmek için gerekirse çalışmalarınızı durdurun"
Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil de büyüme ve iş dürüstlüğü konusunda görüşlerini paylaştığı konuşmasında, yolsuzluk virüsünün çok eski zamanlardan beri süregelen bir durum olduğunu, yolsuzluğun geçmişe göre bu yüzyılda çok daha önem taşıdığını söyledi.
Kotil, yolsuzluğun iki taraf arasında gerçekleştiği değerlendirmesinde bulunarak şunları kaydetti:
"Yani tek bir taraf varsa yolsuzluk olması mümkün değil. Dünyanın bazı bölgeleri diğerlerine kıyasla daha dürüst ve daha temiz. Herhangi bir ülkede iş yapabilmek için daha direkt kuralların hayata geçirilmesi gerekiyor. Kimseyi suçlamıyorum ama mesele şu, bütün tarafların kurallara riayet etmesi gerekiyor. Bu virüs ne zaman başlayıp yaygınlaştı bilmiyorum ama çok kolaylıkla yaygınlaşıyor. İki taraf da suçlu bu noktada. Dürüstlük sadece parayla ilgili değil, aynı şekilde iç ilişkiler, etik kurallar, davranış kuralları da en az kurumsal dürüstlük kadar önemli."
Temel Kotil, bu kapsamda THY içinde içinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Tüm şirketlerin kendi içinde sağlam etik kuralları tesis etmek için gerekli çalışmaları yapmalarının şart olduğunu vurgulayan Kotil, bu çalışmaları yalnızca parayla ilgili meselelerle sınırlamamak gerektiğini dile getirdi.
Kotil, "Bizim açımızdan bakarsak ilişkiler, işveren, yolcu, devlet gibi bütün paydaşların bunun içinde olması gerekiyor. İstisnai durumlar çatlak gibi kabul edilmeli ve baştan engellenmeli. Küçük bir çatlağın nasıl bir kırığa sebep olabileceğini biliyorum" dedi.
THY'nin piyasa koşullarıyla nasıl başa çıktığı sorusu üzerine Kotil, şu değerlendirmede bulundu:
"Son 10 yılda 150'den fazla destinasyona uçmaya başladık. Yolsuzluk hata, kusur. Nasıl yapılırsa yapılsın zarar verir. Siz ve çalışanlarınız yolsuzluğa yüzde 100 karşı olmalısınız. Eğer küçük bir parça müsamaha gösterirseniz tehlikeli bir hal alır. Bizim yaklaşımız bu. Sahayla ilgili deneyimimden bahsedersem; dünyada yüzde 100 temiz bir yer yok. 'Açık ofisler, açık banka hesapları, hemen yapalım' dedikleri zaman 'Acelesi yok, yeni bir destinasyon için yavaş yavaş hazırlıklarımızı yapalım, gerekirse 5 yıl bekleriz' dedik. Ne yazık ki bazı gelişmekte olan ülkelerde biraz daha etkilendiğini görüyoruz. Tepeden tırnağa yüzde 100 sağlam durmanız ve herkesin sıfır tolerans göstermesi gerekiyor. Yüzde 100 temiz kalabilmek için gerekirse çalışmalarınızı durdurun, bekleyin."
Yolsuzlukla ilgili bir durum olduğunda rotayı, güzergahı durduklarını belirten Kotil, " Afrika'da 33 noktaya uçuyoruz. Hepsini kurallara uyarak gerçekleştirdik. Aynı şey dünyanın geri kalanı için de geçerli" diye konuştu.
"Ekonomi kayıtiçi olmalı"
Koç Holding CEO'su Turgay Durak ise ekonominin kayıtiçi olması gerektiğini belirterek, Türkiye'de 10 yıl önce çalışan nüfusun yarısının sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olduğunu, 10 yıl içinde yüzde 75'inin sosyal güvenlik sisteminde kayda alındığını anlattı.
Durak, "Bu da şu anlama geliyor; sosyal güvenlik primleri ödüyorlar ama aynı zamanda bir tarz vergi de ödüyorlar. Hükümetin ve iş dünyasının amacı şu olmalı; bütün çalışanlarımız sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olmalı. İkincisi aldıkları paralar tam olarak beyan edilmeli. Üçüncüsü bu paralar da onlara bankacılık sistemi aracılığıyla ödenmeli. Bu şekilde masa altı ödemelerin ihtimali düşer. Böylece rüşvet olasılığı da azalır. Tabii ki hesap verebilirlik ve kamu kurumlarının şeffaflığı da kuvvetli olmalı" diye konuştu.
Türk özelleştirme sisteminde tam şeffaflık gördüklerini belirten Durak, "Çünkü bütün anlaşmalar açık ihale sistemiyle, televizyon kanalıyla yayınlanıyor ve daha sonra da Özelleştirme Yüksek Kurulu'na gidiyor. Onun için son 12 yıldaki major özelleştirmeler benim fikrime göre şeffaf olmuştur" dedi.
Durak, ekonominin kayıt altına alınması yaklaşımının hükümet, büyük kurumlar ve büyük şirketlerden KOBİ'lere ve kendi hesabına çalışanlara doğru kayması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Son Dakika › Ekonomi › Yolsuzlukla Mücadele Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?