2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda... Dem Partili Tiryaki: Türkiye'de Bir Yerel Yönetim Reformu Şart - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda... Dem Partili Tiryaki: Türkiye'de Bir Yerel Yönetim Reformu Şart

16.12.2025 19:52  Güncelleme: 23:51

DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, TBMM Genel Kurulu'nda, "Türkiye'de bir yerel yönetim reformu şart. Bütün dünya ülkelerindeki demokrasinin genişletilmesi, büyütülmesi için yerel demokrasiyi güçlendirmeye çalışıyor. AKP'nin getirdikleri torba yasaların neredeyse tamamında yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlayacak hükümler var, seçilmiş belediye başkanlarını, Eş Başkanlarımızı görevden uzaklaştırıyor, yerine kayyum atıyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle belediyelerin hizmet binası yapması, belediyelerin araç alması, kiralaması, belediyelerin günlük gazete alması üç yıllığına yasaklanabiliyor" dedi.

(TBMM) - DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, TBMM Genel Kurulu'nda, " Türkiye'de bir yerel yönetim reformu şart. Bütün dünya, ülkelerindeki demokrasinin genişletilmesi, büyütülmesi için yerel demokrasiyi güçlendirmeye çalışıyor. AKP'nin getirdikleri torba yasaların neredeyse tamamında yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlayacak hükümler var, seçilmiş belediye başkanlarını, Eş Başkanlarımızı görevden uzaklaştırıyor, yerine kayyum atıyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle belediyelerin hizmet binası yapması, belediyelerin araç alması, kiralaması, belediyelerin günlük gazete alması üç yıllığına yasaklanabiliyor" dedi.

TBMM Başkanvekili Celal Adan'ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.

DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, çevre yönetimi konusunda bir sistem sorunu olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı konusunda bugünkü yapılan konuşmalarla bir kez daha tanıklık ettik ki aslında karşı karşıya olduğumuz sorun ciddi bir şekilde bir sistem sorunu; aynı zamanda, yönetim sorunuyla karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti devleti sadece çok fazla inşaat yaptığı için övünülecek bir devlet olmamalı, aynı zamanda çevrenin bütün bölümleriyle ve aynı zamanda iklimle ve çevreyle ilgili bölümlerle ilgili sözümüz olmalı. Bu ülkede özellikle inşaat meselesi tam anlamıyla bir yatırım aracı, bir meta ve aynı zamanda bu ihtiyacı karşılamak üzere rant haline gelmiş bir durumdur; biz bunu kabul etmiyoruz, biz inşaat sektörünün kendi içinde farklı yaşatılması gerektiğini düşünüyoruz. Konut meselesinin gerçek anlamda bir sosyal konut projesi olmaksızın başarılı olamayacağını düşünüyoruz. O nedenle, daha fazla konut yapmak değil aynı zamanda bu konutlara gerçek anlamda ihtiyacı olan herkesin erişebilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu olmadığı sürece en fazla konutu yapsanız bile karşılığı olmayan, daha fazla zenginlere rant sağlayan bir durumla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Dün görüştüğümüz gibi Ulus'taki yaşadığımız emeklilerin durumu bunu ifade ediyor.

Türkiye'de 2002 yılında, AKP iktidara geldiğinde yüzde 73,1 civarında ev sahibi olan yurttaşımız varken bugün bu yüzde 55'e inmiştir Bu, ciddi bir şekilde konut edinme meselesinde yoksullaşmanın adresi haline gelmiştir, bunun çözülmesi gerekiyor. 77 ilde 640 milyon metrekare olan rezerv alanı olarak alınmış, işgal edilmiştir. Bu, tam bir mülksüzleştirmedir ve bu alanın yüzde 68'i herhangi bir risk alanı falan değildir, depremle alakası da yoktur, tamamen mülksüzleştirme politikası çerçevesinde yürütülmüş bir şeydir; bunu kabul etmek mümkün değil, savunmanın da mümkün olmadığını söylüyorum. 2002 yılında 1.186 ruhsatlı yer varken maden ve enerji konusunda, bugün bu sayı 383 bine ulaşmıştır. Bu korkunç bir durumdur ve son 5 ayda çok yaygın bir şekilde ruhsat verilmektedir ve bununla ilgili önlem konusunda Çevre Bakanlığımız maalesef, ÇED meselesinde neredeyse onay merkezi haline gelmiştir. Bunu kabul etmek mümkün değildir."

"Türkiye'de bir yerel yönetim reformu şart"

DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Türkiye'nin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şantı'na koyduğu çekinceleri bir an önce geri çekmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

"Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı yerel yönetimlerin idari, siyasi ve mali özerkliklerinin gerçekleştirilmesi, korunması, geliştirilmesi ve kamu hizmetlerinin vatandaşlara en yakın yönetim birimince yerine getirilmesini amaçlıyor. Şartın en önemli özelliği yerel ve mali özerklik konularındaki düzenlemelerle yerel yönetimleri daha güçlü hale getirmek. Türkiye bu şartı imzalamış ama pek çok maddesine çekince koymuştur. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı Avrupa Konseyine ve Avrupa Birliğine üye olan 47 ülkenin tamamı imzalamıştır. Bu 47 ülkenin 34 tanesi farklı düzeylerde sözleşmeye, bu şarta çekinceler koymuşlar ama zaman içerisinde Türkiye de dahil sözleşmeye imza atan ülkelerin tamamı kendi iç hukuklarını sözleşmeye uyumlu hale getirmiştir. DEM Parti olarak yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yerel demokrasinin güçlendirilmesi için bu şarta konulan çekincelerin geri çekilmesi gerektiğini söylüyoruz.

Türkiye'de bir yerel yönetim reformu şart. Bütün dünya ülkelerindeki demokrasinin genişletilmesi, büyütülmesi için yerel demokrasiyi güçlendirmeye çalışıyor. AKP de aslında programına yer vermiş durumda ama çok sayıda yasayla AKP'nin bunun aksi yönde hareket ettiğini biliyoruz, getirdikleri torba yasaların neredeyse tamamında yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlayacak hükümler var, seçilmiş belediye başkanlarını, Eş Başkanlarımızı görevden uzaklaştırıyor, yerine kayyum atıyor, meclisleri AKP fiilen lağvediyor, meclis içerisinden vekaleten belediye başkanı seçilirken bile siyasi etik ilkelerini yok sayıyor hatta 'tasarruf tedbirleri' adı altında yerel seçimlerden 45 gün sonra Cumhurbaşkanlığı tarafından bir kararname yayımlanıyor ve bu kararnameyle yerel yönetimler iş yapamaz hale getiriliyor. Bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin içerisinde belediyelerin hizmet binası yapması, diğer kamu kurumlarıyla birlikte belediyelerin hizmet binası yapması, kiralaması, satın alması, belediyelerin araç alması, kiralaması, belediyelerin günlük gazete alması, belediyelerin kırtasiye malzemesi alması üç yıllığına yasaklanabiliyor bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ve biz bu ülkede yerel yönetimin demokratikleştirilmesinden bahsediyoruz. Biz bunu vesayet rejimi olarak tanımlasak Adalet ve Kalkınma Partisi'ne iltifat etmiş oluruz."

"Ekolojik kriz gerçekliğine rağmen sermayeyi önceleyen iklim değiştirici politikalar dolayısıyla biz bu felaketle karşı karşıyayız"

Türkiye'de ekolojik krizin günden güne derinleştiğini ve gelinen aşamada iklim krizinin kırmızı alarm verdiğini belirten DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, şu açıklamalarda bulundu:

"Türkiye'de ekolojik kriz günden güne derinleşiyor ve geldiğimiz aşamada iklim krizi gerçekten kırmızı alarm veriyor. Ülkemiz çölleşiyor, ülkenin su havzaları bugün itibarıyla yok oluyor ve ülkenin gölleri tek tek kuruyor değerli arkadaşlar. Bugün itibarıyla, Türkiye'deki 240 gölün dörtte 3'ü kurmuş vaziyette, bilebildiğimiz kadarıyla 186 göl kurumuş durumda ve kalanlarsa ne yazık ki can çekişiyor. Bugün sanki kuraklık distopyasının içerisinde gibiyiz ama gökten zembille inmiş durumda değil bu distopya. Ekolojik kriz gerçekliğine rağmen sermayeyi önceleyen iklim değiştirici politikalar dolayısıyla biz bu felaketle karşı karşıyayız bugün. Meke, Akşehir, Sapanca, Tuz Gölü, Beyşehir, Eber Gölü, Burdur, Acıgöl, Marmara; bugün hepsi ne yazık ki tek tek ölüyor. Yine, Sapanca Gölü'nde su kotu tarihinin en düşük seviyesi olan 28,54 metreye gerilemiş durumda. Kırşehir Seyfe Gölü, Kuş Cenneti'nde 10 bin 700 hektarlık devasa bir alan, binlerce kuş türüne ve flamingolara ev sahipliği yapan bir göl ne yazık ki kurumuş durumda. Van Toni Gölü çölleşmiş durumda, Sülüklü Göl yine kurumuş durumda.

Türkiye'deki küçük gölleri geçtim, bugün itibarıyla büyük göllerin bile can çekiştiği bir durum var ve bu can çekişmenin iki temel nedeni var. Birincisi, iklim değişikliğine bağlı olarak gelişen kuraklık gerçekliği ve ama bir diğeri ise düşmanca icra edilen tarım ve çevre politikaları. Konya Ovası ve bu ovanın etrafındaki tüm sulak alanlar bugün itibarıyla tümüyle kurumuş durumda. Kuruyan göllerin ve akarsuların sağladığı tarımsal sulama kapasitesi devam etsin diye de yer altından devasa sular çekiliyor ve bu çekilen sular dolayısıyla da devasa obruklar oluşuyor.

"Halkla, çiftçilerle birlikte yol alarak tarımın sorunlarını çözebiliriz"

Bakan Murat Kurum'un Meclis'ten gelen soru önergelerini cevaplama oranının düşük olmasına tepki gösteren DEM Parti Ağrı Milletvekiil Nejla Demir, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

"Yanlış politikalarınız toplumu sadece bir üretim yönteminden uzaklaştırmıyor, toplumu aynı zamanda yerinden yurdundan, kültüründen, özünden uzaklaştırıyor ve yabancılaştırıyor. Yanlış politikaların halka dönüşü ise cinayetlerle, tacizlerle, tecavüzlerle, intiharlarla, çaresizliklerle, velhasıl kaoslarla oluyor. Bu yüzden Sayın Bakan, tarımla ilgili yaptığımız önerileri ve eleştirileri dikkate almalısınız. Misal, çiftçiliği nasıl bu hale getirdiyseniz aynı şekilde tekrardan onur duyulacak, severek uğraşılacak kutsal bir meslek haline de tekrardan dönüştürmek, döndürmek zorundasınız. İktidardan ve mevcut zihniyetinden çok umudum yok ama biz buradayız, kolektif bir akılla, halkla, çiftçilerle birlikte yol alarak tarımın sorunlarını çözebiliriz, 'Çiftçinin hakkı çiftçiye' diyerek sosyal adaleti tarımda da sağlayabiliriz. Yeterli ve sağlıklı gıdayla toplumu buluşturacağımıza da inanıyorum.

Şimdiye kadar size çiftçilerin sorunlarını dile getirdiğimiz, sorduğumuz 35 önerge verdik, bunlardan 8'ine cevap alamadık, bu da sorun değil, 27'sine cevap vermişsiniz ama öz eleştirel tek bir cevap yok yani hiç 'Ayranım ekşi' dememişsiniz Sayın Bakan. Ülkede her yıl çiftçilerin sayısı azalırken, kırsal tasfiye olurken, çiftçilerin emekleri tarlada yanıp kül olurken, tarım cenneti olan bu ülkede ithalat rekorları kırılırken 'Kusursuzuz' demek tamamen kusurlu bir yaklaşımdır."

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel 2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda... Dem Partili Tiryaki: Türkiye'de Bir Yerel Yönetim Reformu Şart - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement