Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin bir dünya cenneti olduğunu ve ürettikleriyle, imal ettikleriyle, yetiştirdikleriyle dünyanın her tarafına ihracat yapabilecek noktada olduğunu belirterek, "Bu belgenin (helal gıda sertifikası) mutlaka istenmesi, aranması bundan sonra gerekli olacak diye düşünüyorum" dedi.
Arınç, CNR Expo'da düzenlenen 4. Uluslararası Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı'nda (HELAL EXPO) yaptığı konuşmada, helal gıda konusunun, insanların ihtiyaçlarına cevap vermesi durumunda ihracat ve üretimle doğrudan ilgisi olduğunu belirterek, "Üretim buna göre şekillenebilir, yeni, farklı bir kapasite meydana gelebilir. Bu aynı zamanda istihdam demektir. İkincisi bunu arzu eden ülkelere yapacağınız ihracat, yüzde yüzden daha fazla artar" diye konuştu.
Türkiye'nin ihracatta çok iyi bir nokta yakaladığını dile getiren Arınç, 10 yıl öncesinde yapılan 20-25 milyar dolarlık ihracatın, şu anda 153 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Bülent Arınç, avro bölgesindeki 17 ülkenin kendi içinde ekonomik sıkıntılar yaşadığını ve Türkiye'nin ihracatının büyük bir kısmının Avrupa Birliği ülkelerine olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği'nin bu sıkıntısı karşısında Türkiye'nin ihracatı olumsuz etkilenecek mi diye baktık? Yüzde 2'lik, 3'lük bir düşüş yaşandı. Ancak bizim ihracatımız eksilmedi. Neden? Çünkü biz sadece oraya bağlı ihracat yapmıyoruz. Dünyanın her yerine ihracat yapmaya başladı Türkiye. Mesela Afrika pazarı, Avrupa'dan düşüklük meydana gelince devreye girdi, puanını 3-4 misli artırdı. Orta Doğu, Amerika ve Asya pazarları, Türkiye'nin hedef alanlarıdır. Burada helal sertifikalı ürünlerin büyük bir yer tuttuğunu söylemeliyim. Dolayısıyla bunları geliştirmemiz lazım. Türkiye, hamdolsun bir dünya cenneti olarak, ürettikleriyle, imal ettikleriyle, yetiştirdikleriyle dünyanın her tarafına ihracat yapabilecek noktada. Bu belgenin mutlaka istenmesi, aranması bundan sonra gerekli olacak diye düşünüyorum. Bisküvisinden tutun, bir başkasına kadar..."
"Biz helale, harama dikkat ederiz"
Başbakan Yardımcısı Arınç, 10-15 yıl önce Türk Hava Yolları'nın servis yaparken, ikramların altına "ürünlerimizde domuz eti yoktur" yazısını kağıt olarak koyduğunu, bunun da kendilerini çok memnun ettiğini anlatarak, "Türkiye'de yapılan bir şey için bunu yazmaya gerek yok ama biz yurt dışına gittiğimizde yiyeceğimiz ürünün içine bakmaya başladık. Maalesef yanıldığımız zamanlar da oldu" dedi.
Hassasiyet gösteren insanların aynı kapta nelerin piştiğini, nelerin kesildiğini, merak ettiğini ve merak etmek zorunda olduklarını vurgulayan Arınç, şunları belirtti:
"Helal böyle bir şey. İnanan, dindar insanlar için söylüyorum. Yoksa Anadolu'da bir söz var; 'Helal, haram ver Allah'ım, bilmem kulun yer Allah'ım'. Biz böyle değiliz. Biz helale, harama dikkat ederiz. Dikkat edersek, inancımıza uygun bir iş yaptığımızı düşüneceğiz. Bu hassasiyettir, bu hassasiyeti gözeten insanlara, laiklik düşmanı veya irticacı gözüyle bakmak da dünyanın en büyük aptallığıdır. Dolayısıyla 'Ben böyle arzu ediyorum, inancım böyle emrediyor' diyen insana, sadece saygı duyulur. Saygı duymakla yetinmeyiz, aynı zamanda bu ürünleri meydana getirecek, imal edecek bütün ürün sahiplerine teşekkür ederiz. Bunu isteyen alır, istemeyen almaz. Kimse için mecburi şartını koymayız, çünkü laik bir ülke bunu yapamaz. Ancak dindarların da taleplerine bigane kalamayız."
Arınç, bu bilincin Türkiye'de her geçen gün daha da güçlendiğini düşündüğünü aktararak, bazı uluslararası sözleşmelerin içinde helal geçmişse, içinde dini ölçüleri anlatan bir kelime geçmişse, Dışişleri Komisyonu'ndan kolay kolay tartışmasız geçemeyeceğini anlattı.
"Çünkü orada yılların yanlış laiklik anlayışını, bağnaz bir şekilde konuşmaya çalışan insanlar, bunun ne anlama geldiğini sorgularlar. Sorguları sonunda da 'Biz şeriat devleti değiliz' der ve işin içinden çıkarlar" diyen Arınç, bir ülkeyle serbest ticaret anlaşması yapılıyorsa ve anlaşmada bu tür kelimeler geçiriyorsa bunun bir zararı olmadığını, önemli olanın kazanmak olduğunu bildirdi.
Bülent Arınç, önemli olanın o ülke ile ticareti artırmak ve para kazanmak olduğuna işaret ederek, "(Hayır bu kelimeler olmasın. Türkiye yıkılsın, Türkiye bitsin. Türkiye ne olursa olsun ama içinde 'helal' ve 'tayyip' kelimesi geçen bir şey olmasın) diye düşünenler, çok şükür giderek azaldı, Hüdai nabit kabilinden birkaç tane kaldı ve helal gıdanın da önü Türkiye'de açıldı. Hayırlı olsun" şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a, konuşmasının ardından CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO'su Cem Şenel ile Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği (GİMDES) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer tarafından plaket takdim edildi.
Arınç, daha sonra fuaye alanında bulunan GİMDES standında bir süre oturarak, beraberindekilerle sohbet etti.
Daha sonra, fuar alanını gezen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a, dondurma ve kahve ikram edildi.
- İstanbul
Son Dakika › Güncel › 4. Uluslararası Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?