5. Din Şurası - Son Dakika
Güncel

5. Din Şurası

5. Din Şurası

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2) "Sahte hocaların, sahte dindarların adeta toplumu zehirlemek için yaptıkları mücadele bu ülkede maalesef desteklenmiştir.

08.12.2014 13:04

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "sahte hocaların, sahte dindarların adeta toplumu zehirlemek için yaptıkları mücadele bu ülkede maalesef desteklendiğini, hatta teşvik edildiğini" belirterek, "Resmi ideolojinin dar kalıpları içinde kalan sözüm ona alimler teşvik edilmiş, sırtları da sıvazlanmıştır. Vatanına ihanet şebekesi kuran, din adamı maskesi altındaki şarlatanlar, ulusal ya da uluslararası teşviklere mazhar olabilmiştir" dedi.

Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığınca Bilkent Otelde düzenlenen 5. Din Şurası'ndaki konuşmasında, bu ülkede, bu topraklarda kimi zaman Kuran'ın okunmasının, kimi zaman öğretilmesinin, hatta bir dönem ezanın aslıyla okunmasının yasaklandığını ifade etti. Başörtüsünün, din eğitiminin yasaklandığını, camilerin kapatıldığını, kimi camilerin ahır olarak kullanıldığını anlatan Erdoğan, yasakların ötesinde sakal bırakanların, başörtüsü takanların, aslıyla selam verenlerin, namaz kılanların mütemadiyen horlandığını, tahkir edildiğini, bazı imkanlardan da mahrum bırakıldıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Din ve dindarlar söz konusu olduğunda her türlü tasarruf yapılabilmiştir. Kitaplarla, filmlerle, yazılarla, resim ve karikatürlerle özgürlük adı altında en kutsal değerler tahkir edilebilmiştir. Bütün bunların karşısında bırakınız dinin yaşanmasını; dinin konuşulmasına, dini değerlerin muhafaza edilmesine, dine ve dindarlara yönelik saldırılara karşı cevap verilmesine dahi müsaade edilmemiştir. Dindarların en tabii haklarını savunan, yani normalleşmeyi savunan siyasetçiler, gerici, din istismarcısı, bu yaftaya maruz bırakılmış, hatta sırf bu mücadelelerinden dolayı darağacına, ipe çekilmişlerdir.

Şunu da üzülerek ifade etmek durumundayım:  Sahte hocaların, sahte dindarların adeta toplumu zehirlemek için yaptıkları mücadele bu ülkede maalesef desteklenmiştir. Hatta hatta teşvik edilmiştir. Resmi ideolojinin dar kalıpları içinde kalan sözüm ona alimler teşvik edilmiş, sırtları da sıvazlanmıştır. Vatanına ihanet şebekesi kuran, din adamı maskesi altındaki şarlatanlar, ulusal ya da uluslararası teşviklere mazhar olabilmiştir. Dini özünden, ruhundan koparmaya çalışan, dini sinsice çarpıtmaya çalışanlar, dini bu noktada özel menfaatlere dönüştürmeye çalışanlar, ekranlar yoluyla bu ülkede evet, imkanlarına imkan katmışlardır.

Bütün bunların karşısında samimi şekilde, hasbi şekilde Allah'tan korkarak, ilim erbabı olmanın sorumluluğunu idrak ederek konuşanlar, yazanlar, mücadele edenler, en ağır baskılara, en ağır zulümlere, evet, maruz bırakılmışlardır."

-"Eğer hedef yapılıyorsak..."

Erdoğan, siyasi hayatları boyunca, kendisinin ve yol arkadaşlarının ulusal ya da uluslararası çok sayıda saldırı, hakaret ve operasyona maruz kaldığını, ulusal ya da uluslararası ölçekte bu operasyonların hala devam ettiğini belirterek, "Neden biliyor musunuz? Çünkü biz bu millete özgüven aşılamanın mücadelesini verdik ve veriyoruz. Biz, bu millete cesaret aşılamanın mücadelesini verdik ve veriyoruz. Sadece milletimize değil, komşularımıza, bölgemize, tüm insanlığa özgüven aşılamanın, cesaret aşılamanın, bazı soruları sorma yönünde teşvik etmenin mücadelesini veriyoruz. Eğer hedef yapılıyorsak, boşuna yapılmıyoruz. 200 yıldır sorulmayan, sorulamayan soruları sorduğumuz için içeride ve dışarıda hedef yapılıyoruz" diye konuştu.

Yakın geçmişte "dindar nesil" dediği, başörtüsü yasağını kaldırdıkları, eğitimde 4+4+4, yani 444 modelini getirdikleri, Kuran-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerini seçmeli ders yaptıkları için çok ağır eleştirilere, hakaretlere, hatta saldırılara maruz kaldıklarına dikkati çeken Erdoğan, "Zorunlu din dersini tartışıyorsunuz da zorunlu fizik dersini neden tartışmıyorsunuz?" dediği için içeride ve dışarıda saldırıya maruz kaldığını söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"(1. Dünya Savaşı'nı konuşalım) dediğimiz için aynı şekilde saldırıya maruz kaldık. 'Amerika kıtasını, Müslümanlar daha önce oraya ulaşmıştı' dediğimiz için saldırıya maruz kaldık. Ardı ardına buna yönelik kitaplar piyasada var. Şimdi bunların hepsi ortaya çıkmaya başladı. Kadınlar için 'eşit' kavramının çeviri bir kavram olduğunu, asıl kavramın 'eşdeğer' olması gerektiğini söylediğimiz için aynı şekilde yine saldırıya maruz kaldık. En genel manada, önce Türkiye'de, ardından tüm mazlum ve mağdur milletler nezdinde yoksulun, mağdurun, mazlumun, haksızlığa, gadre uğramışın, garibin ve gurebanın, dindarın hakkını savunduğumuz için, milletin iradesini, sandığı savunduğumuz için, milletin hür iradesiyle vazife yüklendiğimiz için bizden rahatsız oluyor ve bizi hedef yapıyorlar."

-El Karadavi hakkındaki kırmızı bülten

Erdoğan, Mısır'ın, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El Karadavi hakkında kırmızı bülten çıkardığına işaret ederek, "Bakınız, darbeyle işbaşına gelmiş bir zat, bir şahıs çıkıyor, Interpol'e talimat veriyor. Interpol'e verdiği talimatla Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El Karadavi, kırmızı bültenle aranmak üzere adım atılıyor. Bu nasıl bir iştir? İlim siyasetin emrinde olmaz, siyaset ilmin hizmetkarı olur. Fark budur. İşler tersine dönmüş vaziyette. Bütün bu gelişmeler, dünyanın maalesef iyiye değil, kötüye gittiğinin alametidir" diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığının, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun, 5. Din Şurası'yla alınan kararların takipçisi olması ve bunu İslam dünyasıyla paylaşmasını temenni ettiklerini bildiren ve bunun Türkiye'nin yapacağı en önemli görevlerden biri olacağını söyleyen Erdoğan, "Çünkü İslam dünyasında bir söylem birliği yok. Beklenen, aranan o dayanışma yok. Bizim bunu başarmamız lazım. Türkiye, burada öncü bir rol oynayabilir. Bu noktada ben Din Şuramızın değerli üyelerine inanıyorum, güveniyorum, Diyanet İşleri Başkanlığımıza inanıyor ve güveniyorum. Bunu bizim başarmamız lazım" dedi.

-"Sadece zekatını vermiş olsa..."

Dünya ekonomik sistemine bazı sağlam eleştiriler getirdikleri için kendilerinden rahatsız olanlar bulunduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Niye biliyor musunuz? 'Petrolü, elması, altınları çalıyorsunuz. Kendi şaşaalı medeniyetlerinizi sömürü üzerine inşa ediyorsunuz' diye, yüksek sesle haykırdığımız için bizden rahatsız oluyor ve hedef yapıyorlar. Geçenlerde Afrika'da bir açıklama oldu, rahatsız oldular. Dediğim neydi, dediğim orada da yine bütün bu petrol, elmas, altın bu konulara değindiğim için. Yine İslam ülkelerine hitaben, dünyada şu anda, sondan yaklaşık 50 ülke içinde 27'sinin, İSEDAK toplantısında İslam ülkesi olduğunu söylediğimizden dolayı rahatsız olanlar var. Şu anda İslam dünyasının içerisinde petrol ülkeleri sadece zekatını vermiş olsa bu ülkelere, bu ülkeler dünyadaki zengin ülkeler arasında yerini alır. Fakat böyle bir dert var mı? Yok. İçerideki taşeronlar, bu saldırılara tabii neden oluyor. Eminim ki bilmiyorlar, ama dışarıdan, uluslararası medyadan bizim bu sözlerimizi, bizim bu reformlarımızı eleştiri konusu yapanlar, neyi sorguladığımızı biliyorlar. Artık nasıl doğru soruları sorduğumuzu görüyorlar ve çok bilinçli şekilde de bize itiraz ediyorlar."

- Ankara

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement