ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James R. Clapper, sofistike saldırı taktikleriyle dikkati çeken DAEŞ'in küresel güç bakımından El Kaide'yi geçtiğini ve dünyada en başta gelen küresel terör tehdidi oluşturduğunu söyledi.
Almanya'da devam eden 52. Münih Güvenlik Konferansı'nda, Batılı istihbarat teşkilatlarının direktörleri kamuoyu önünde terör tehditleri ve sivil özgürlüklerini tartıştı.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James R. Clapper, İngiliz Dijital İletişim ve İstihbarat Kurumu Başkanı Robert Hannigan, Hollanda İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatı Başkanı Rob Bertholee ile AB İstihbarat Analiz Merkezi Başkanı Gerhard Conrad, DAEŞ terör örgütü tehdidi karşısında alınan önlem ve mücadele izlenen stratejiler hakkında konuştu.
İstihbarat yetkilileri, terörle mücadele edilirken bireysel özgürlüklerin nasıl korunabileceğini de tartıştı.
James R. Clapper, ABD istihbarat camiasının bireysel özgürlükler ve gizlilik hakları konusuna daha büyük önem atfettiğini belirtti. Clapper, son yasal değişikliklerle ABD istihbarat camiasının sadece Amerikalıların değil dünya vatandaşlarının bireysel özgürlükler ve gizlilik haklarına saygı gösterilmesi yönünde adımlar attığını belirtti.
Clapper, "Ulusumuzu korumak, yurttaşlarımızın güvenliğini sağlamak ile bireysel haklarla gizliliğin korunması eşzamanlı yürümeli" dedi.
DAEŞ teknolojinin gücünü suistimal ediyor
İngiliz Dijital İletişim ve İstihbarat Kurumu Başkanı Robert Hannigan, DAEŞ'in, El Kaide gibi daha eski örgütlerden farklı olarak, kişileri radikalleştirmek ve saldırı gerçekleştirebilmek için küresel iletişim gücünü kullandığını kaydetti.
Bunun hem internetle büyüyen gençlerden kaynaklandığını hem de stratejik bir tercih olduğunu anlatan Hannigan, "DAEŞ teknolojinin gücünü anlayan ve bunu suistimal etmenin yollarını araştırıp öğrenen bir örgüt" diye konuştu.
Bazı DAEŞ üyelerinde büyük bir uzmanlık gözlemlediklerini ifade eden Hannigan, "İlk kez bir terör örgütü interneti sadece propaganda yapmak için değil yıkmak ve yok etmek için kullanıyor" dedi.
Kollektif paniğe gerek olmadığını ifade eden İngiliz yetkili, "Stratejik avantajlarımız var. Demokratik değerlerimiz ve hukuk devleti tüm yeteneklerimizi güçlendiriyor. Veri ve veri paylaşımı da bizim stratejik gücümüzü oluşturuyor. Sadece geçmiş saldırıları aydınlatmak için değil, saldırı planların gerçekleşmesini önlemek için bu kilit öneme sahip" değerlendirmesini yaptı.
İnternetin DAEŞ tarafından suistimal edilmesini önlemede sadece güvenlik birimlerinin değil sanayi sektörü ve kamunun da çok daha önemli aktörler olduğuna işaret eden Robert Hannigan, "Küresel interneti korumak, DAEŞ'i defetmek herkesin çıkarına olacaktır" görüşünü savundu.
İşbirliği vurgusu
Hollanda İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatı Başkanı Robert Antonius Cornelis Bertholee ise son yıllarda Hollanda'dan Irak ve Suriye'ye seyahat eden gençlerin sayısındaki artışa dikkati çekerek, "DAEŞ propagandasının etkilerini gözlemleyebiliyoruz. Suriye'ye gitmek istemeyenler bulundukları yerlerde harekete geçmeye hazırlar. Hollanda'daki bu durumun birçok Avrupa ülkesinden farklı olmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
DAEŞ ile mücadelede işbirliğinin önemine vurgu yapan Bertholee, "Bizleri hedef alan tehdit sınır tanımıyor" dedi.
İstihbaratın önemi artıyor
AB İstihbarat Analiz Merkezi Başkanı Gerhard Conrad ise son dönemde güvenilir istihbarat ihtiyacındaki artışa vurgu yaparak, "İstihbarat toplamanın ve değerlendirmenin artan öneme sahip olduğu bir dönemdeyiz. Hayati önem taşıyor diyebiliriz" diye konuştu.
Avrupa ve küresel güvenliğe yönelik tehdidin değiştiğini ifade eden Conrad, asimetrik tehditlerin çok daha büyük önem taşıdığını ve düşman unsurların, modern teknolojiyi kullanarak kitlesel yıkıma yol açabildiğini vurguladı.
Gerhard Conrad, tehdidi anlayabilmek için de gelişmiş yetkinliğe sahip olunması gerektiğini sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › 52. Münih Güvenlik Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?