6 Bin Zeytin Ağacı Kesildi, Danıştay Kararı Çıktı

6 bin zeytin ağacının kesildiği Manisa'da Soma İlçesi Yırca köyü'nde, köylülerin avukatı Deniz Bayram saat 17.45'de bölgeyle ilgili termik santrale yaptıkları itirazı değerlendiren Danıştay 6'ncı Dairesi'nin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini açıkladı. Kararın 6 bin zeytin ağacının kesilmesinden saatler sonra çıkması, "Bile bile çevre katliamı yapıldı" yorumlarına neden oldu.

BURUK SEVİNÇ

Avukat Bayram UYAP üzerinden kararı gördüğünü duyurdu. Günlerce nöbet tuttukları bölgede 6 bin zeytin ağaçlarının bu sabah yapımcı firma tarafından kesilmesine engel olamayan köylüler, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararını buruk sevinçle karşıladı.

CHP'Lİ ÖZEL UYARMIŞTI

Zeytin ağaçlarının kesildiğini duyuran CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel dün akşam yaptığı açıklamada, "Haksız, hukuksuz bir şekilde Yırcalıların yıllarca gözü gibi baktığı evlatları katledildi. Mahkeme arifesinde, Yırca'da kesilecek hiçbir ağaç kalmadı. Şimdi Danıştay kamulaştırma dursun derse, bu kesilen ağaçları vali mi geri verecek, kaymakam mı geri verecek?" demişti.

MANİSA BAROSU'NDAN KINAMA

Yapılacak termik santral için zeytin ağaçlarını kesen Kolin Grubu'nun özel güvenlik görevlileri tarafından darp edilip, elleri kelepçelenerek, 5 saat boyunca rehin tutulduğunu ileri süren Manisa Barosu Çevre Komisyonu Üyesi Avukat Hasan Namak, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Köylülere hukuki destek veren Namak'a yapılan saldırıyı 'magandalık' olarak niteleyen Manisa Baro Başkanı Zeynel Balkız, "Sorumluları bir an önce bulunmalı" dedi.

Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Avukat arkadaşımız Hasan Namak, darp, işkence, cebir ve şiddete maruz bırakıldı. Hukuk adına ve Türkiye'deki kamu düzeni adına son derece muzdaribiz. Manisa gibi batının batısındaki bir yerde insanların can ve mal güvenliklerini sağlayamayacakları, işkenceye maruz kaldıkları, hiçbir yetkiye sahip olmadan bir avukatın ellerini arkadan kelepçelenip, götürüldüğü barbarca bir olaya tanık olduk. Bu olayın Türkiye'deki tüm idareciler ve kamu yöneticileri adına duyulması ve acil tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Manisa Barosu'na mensup Hasan Namak, Kolin Holding'in enerji santrali kuracağı, ancak köylülerin de zeytinlik alanlarını korumak için nöbet tutuğu bir yerde geceleyin uykusundan bu santrali kuracak olan holdingin özel güvenlik kimliği ile görev yapan magandalar tarafından elleri arkadan kelepçelenerek, çadırı yıkılarak, uyku tulumuyla birlikte bir araca atılıp, 4 kilometre ilerideki bir tarlanın içerisine bırakılıyor. Başındaki nöbetçiyle 5 saat hürriyeti kısıtlanıp, daha sonra kelepçeleri açılarak serbest bırakılıyor" dedi.

"HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALMALARI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"

Başkan Balkız, özel güvenlikçilerin işini yapan bir avukatı kelepçelemeyeceğini belirterek, şunları söyledi:

"Kim bu insanlar, hangi yetkiyle bu işi yapıyorlar? Bir özel güvenlikçinin, hangi sebeple olursa olsun bir avukatın ellerini arkadan kelepçeleme yetkisini kim vermiş? Soma'nın jandarması, güvenlik güçleri, kaymakamı yok mu? Bu cesareti bu magandalar kimden alırlar. Bu magandaların hak ettikleri cezayı yargı önünde en şiddetli şekilde almaları için Manisa Barosu olarak elimizden geleni yapacağız. Bu olayı araştırmak için Manisa Barosu ikinci başkanı Avukat Serhan Çelik ve yönetim kurulu üyeleri, çevre komisyonu başkanı bu konuyu incelemek için gitti. Onlarla birlikte Soma Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Derhal bu kişilerin tespitini, yakalanmalarını ve tutuklanmalarını bekliyoruz. Görevini yapan bir avukata, köylülere hukuki yardımda bulunan bir avukata bu işkencenin uygulanması onun görevinin engellenmesidir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin kaymakamı, jandarması, emniyet güçleri bunu sağlayamıyorsa devlet iflas etmiş demektir. Buradan tüm Türkiye'ye haykırıyorum. Daha ne bekliyoruz."

"KAMU YÖNETİMİ PROBLEMİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Üyeleri Namak'a destek vereceklerini kaydeden Balkız, yaşanan olayın Türkiye'de çok ciddi bir güvenlik zafiyeti yaşandığını ortaya çıkardığını söyledi. Balkız, "Bu zeytinliklerle ilgili açılmış bir dava var, Danıştay'da görülecek. Belki de yakın zamanda yürütmenin durdurulması kararı verilecek. Ne aceleniz var? Bu kadar acil midir? Yargı bırakın görevini yapsın. Yargı yürütmeyi durdurmayla ilgili bir karar verinceye kadar bu işlemleri geciktirseniz ne kaybedersiniz? Ben burada son derece ciddi bir kamu yönetimi problemi olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.