ABD'de Donald Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasının üzerinden bir ay bile geçmeden önemli gizli görüşmelerin içeriklerinin sızdırılmasıyla başlayan süreç, Trump ile istihbarat birimleri ve Obama dönemi bürokrasisi arasındaki çekişmelerin boyutunu gözler önüne serdi. Uzmanlara göre, daha önce hiçbir yönetimde görülmeyen bu tür çekişme ve karmaşa, "yeni yönetim krizin eşiğinde mi" sorusunu beraberinde getirdi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn'in Rusya'nın Washington Büyükelçisi ile Rusya'ya uygulanan yaptırımlar hakkındaki telefon konuşmasına dair bilginin basına sızdırılması, ABD devleti içindeki en üst düzey güvenlik yetkililerinden Flynn'in istifasıyla sonuçlandı.
Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto ve Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull ile telefon görüşmelerinin içeriği de Amerikan basınına sızdırıldı.
Bunlara ek olarak "Trump yönetiminden bazı isimlerin Rusya ile bir süredir yakın temasta olduğu" şeklindeki iddialar da basında sıklıkla yer aldı.
New York Times gazetesine göre, ABD istihbarat birimleri seçim kampanyası döneminde Rus istihbarat yetkilileri ile Trump'ın seçim kampanyasını yürüten kişiler arasında telefon görüşmeleri yapıldığını tespit etti.
Başkanlık seçiminin yapıldığı kasım ayından sonra ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), Rusya'nın seçimleri Trump'ın lehine çevirmek için müdahalede bulunduğunu iddia etmişti.
Bu iddiaların "anlamsız" olduğunu savunan Trump, medyanın amacının "Demokratların başkan adayı eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın hatalarını örtmek" olduğunu öne sürdü.
ABD istihbaratı Trump'tan bilgi mi saklıyor
Trump, Flynn hakkında bilgi sızdırılması üzerine Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve ABD Federal Soruşturma Bürosunu (FBI) bilgi sızdırmakla suçladı.
Amerikan basınında çıkan haberlerde ABD istihbarat birimlerinin Trump yönetimine güvenmediği, Trump'ın kadrosunda Rusya ile yakın irtibatlı kişilerin olmasından şüphe ettikleri için bilgi paylaşımından kaçındıkları iddia edildi.
Üst düzey yetkililer iddiaları yalanlasa da bazı istihbarat çalışanları Trump'la "bilgi edinme yöntemleri ve kaynaklarını" paylaşmadığını belirtti.
Trump'ın önce Flynn'in istifasını istemesi, daha sonra da güvenlik danışmanını "harika bir adam" şeklinde tanımlaması dikkati çekerken, bu konuda basın ve istihbarat birimlerini suçlamıştı. Trump, "Buradaki asıl skandal, gizli bilgilerin istihbarat eliyle şeker gibi dağıtılıyor olmasıdır. Hiç Amerikanvari bir tavır değil." ifadelerini kullanmıştı.
"Bir gemi olsaydı şimdiye kadar çoktan batardı"
Trump'ın istihbarat birimlerini hedef alan suçlayıcı açıklamaları, yeni yönetim ile istihbarat arasındaki çatlağın derinleştiğine yönelik değerlendirmeler yapılmasına yol açıyor. Bu tür değerlendirmeleri istihbarat dünyasından kişiler de destekliyor.
Eski istihbarat yetkilisi Mark Lowenthal, ABD basınına yaptığı açıklamada, "Başkan ile istihbarat birimleri arasında bu denli zorlu bir ilişki daha önce görülmemiştir. Bu düzeyde bir sürtüşmeye daha önce hiç tanık olmadım. Bu bizim ülkemiz için iyi bir durum değil." dedi.
Virginia Üniversitesi Siyaset Merkezi Direktörü Larry Sabato da Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana yapılan bilgi sızdırmalarının fazlalığının ABD tarihinde "eşi görülmemiş bir olay" olduğunu söyledi. Sabato, "Trump yönetimi bir gemi olsaydı bu kadar sızıntı sonucu şimdiye kadar çoktan batardı." ifadesini kullandı.
ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas ise Amerikan hükümetinin "kaçınılmaz bir karmaşa içinde" olduğunu ve bu durumun DEAŞ ile mücadeleyi olumsuz etkileyeceğini söyledi.
"Yönetime Kongre soruşturmaları gelebilir"
ABD basınında ve siyasi çevrelerde mevcut karmaşanın bir krize dönüşerek bizzat Başkan Trump'ı etkileyebileceği değerlendirmeleri de yapılıyor.
Princeton Üniversitesinde tarih ve halkla ilişkileri profesörü Julian Zelizer, ABD Senatosu'ndaki bazı üst düzey Cumhuriyetçi üyelerin Flynn'in istifasına neden olan konunun daha kapsamlı araştırılmasını istediklerini belirtti.
Zelizer, konuya ilişkin makalesinde şunları belirtti:
"Flynn'e ilişkin sorun sadece kendi davranışlarından değil Flynn'in daha geniş çaplı bir hikayede oynadığı rolden kaynaklanıyor. Trump'ın kampanyası süresince başının etini yiyen konu 'Neden Başkan Trump Rusya'ya karşı bu kadar sempati duyuyor' ve 'Ekibinin 2016 seçimlerine müdahelede bulunan yabancı bir devletle ne gibi bağlantıları var' soruları."
Son durumun Trump yönetiminde zafiyete neden olacağını savunan Zelizer, "Eğer Trump ulusal güvenlik kadrosu üzerinde hakimiyeti olduğunu kanıtlamazsa ve Kongre'de güven tesis etmezse her yönetimi çıkmaza sokabilen Kongre soruşturmalarıyla baş etmek zorunda kalabilir." uyarısında bulundu.
Obama-Trump yanlıları çatışması
ABD'nin yeni başkanı, sızdırmalar konusunda Beyaz Saray'da ve diğer devlet kurumlarında önceki yönetimden kalan yöneticileri suçluyor.
Trump, Cumhuriyetçilere yakınlığıyla bilinen Fox News televizyonuna yaptığı açıklamada, Meksikalı ve Avustralyalı liderlerle yaptığı telefon görüşmelerini Beyaz Saray ve NSA içindeki Obama yönetiminden kalan görevlilerin sızdırdığını iddia etti.
"Obama'nın ekibinden" kalanları suçlayan Trump, "Bunu yapmaları rezillik, çünkü bizim ülkemize çok ters bir davranış ve ülkemiz için çok tehlikeli." açıklamasında bulundu.
Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer, Trump'ın göreve başladığı gün düzenlediği basın toplantısında, Obama yönetiminden kritik göreve sahip bazı kişilerin görevlerine devam edeceklerini bildirmişti. Spicer, hükümette devamlılığı sağlamak için Obama yönetiminden yaklaşık 50 kişinin "vekaleten" devlet kurumlarının başında yer almaya devam edeceğini açıklamıştı.
Diğer yandan Georgetown Üniversitesi Politika ve Kamu Hizmetleri Enstitüsü Direktörü Mo Elleithee, yönetim ve devlet kurumları içinde bir güç savaşı bulunduğunu düşünenlerden.
Elleithee, "Beyaz Saray'da rakip güç merkezleri olduğu açık. Birbirinden hoşlanmayan bu gruplar, bilgi sızdırmalarını rakiplerini arkadan bıçaklamak için kullanıyorlar." dedi
Özel Kalem Müdürü de görevden alınacak mı
Beyaz Saray'da Trump'ın kendine sadık bir ekip oluşturma çabaları çerçevesinde yönetimde en üst düzey koltuklardan birinde oturan Özel Kalem Müdürü Reince Priebus'ın da görevden alınacağı söylentileri ortaya çıktı.
Trump yönetimine yakınlığıyla bilinen Breitbart haber sitesinde, Trump yönetimine yakın kişilerce Priebus'un yerini alabilecek adayların listesinin yapıldığına dair bir haber dikkati çekti. Breitbart'ın eski Yönetim Kurulu Başkanı Steve Bannon şu anda Trump'ın baş danışmanlığını yapıyor.
Breitbart'ın haberine göre, Trump'ı başından beri destekleyen Cumhuriyetçiler, Priebus'ı "sadık Trump'çı olmamakla", Trump'a başkan seçildikten sonra yaklaşmakla suçluyor.
Aynı zamanda, aşırı sağcı Cumhuriyetçiler, Priebus'ı, Adalet Bakanı Jeff Sessions'ı öngörülen zamanda göreve gelmesini sağlamamakla suçluyor.
Donald Trump, bir başkanlık kararnamesi çıkararak 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarının ABD'ye girmesini engellemek ve mülteci programını geçici olarak durdurmak istemişti. Ancak Obama döneminin bürokratlarından Adalet Bakanlığına vekalet eden Sally Yates kararnameyi uygulamamıştı.
Priebus, Trump'ın "görevini yerine getirmediği" gerekçesiyle görevden uzaklaştırdığı Yates'i durduramamakla suçlanıyor.
Son Dakika › Güncel › ABD'de Trump - Bürokrasi Savaşı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?