
- Hortumdan kasırgaya, selden kuraklığa, her yıl yıkıcı doğal felaketle karşı karşı olan ABD'nin, doğal afetlerin artmasında etkisi olduğu düşünülen küresel ısınmaya karşı duyarsız kalması ülkede tartışma yaratıyor
ABD'nin küresel ısınmaya karşı duyarsızlığının altındaki en büyük nedenler ise siyaset ve ekonomi
AA'ya konuşan Amerikalı uzmanların bir kısmı ülke genelinde doğal felaketlerin şiddetini küresel ısınmanın etkilediğini düşünürken, bir kısmı da konuya şüpheci yaklaşıyor
Yine de çoğu uzman, doğadaki tüm olumsuz gelişmelere rağmen ABD'nin Kyoto Protokolü'nü imzalamasını beklemiyor
Coğrafi konumu nedeniyle ABD, tarihi boyunca kasırgadan kuraklığa, hortumdan kentleri suya gömen sel baskınlarına, her türlü doğal afetle mücadele etmek zorunda kaldı. Birçok insanın ölümüne yol açan doğal afetler, ülkenin önde gelen şehirlerinin ekonomisini temelden sarsıyor, yaraları sarmak ise yıllara ve milyarlarca dolara mal oluyor. PreventionWeb.net internet sayfasının verilerine göre, 1980-2012'de ABD'deki doğal afetler toplamda 544 milyar dolar zarara yol açarken, 12 bin 366 hayat yok oldu. Özellikle 1980'lerden itibaren doğal afetlerin sayısı artarken, 2000'li yıllar en çok can ve mal kaybının yaşandığı dönem oldu.
Ekim 2012'de, ülkenin doğusundaki 24 eyaleti etkisi altına alan Sandy, en az 60 milyar dolar hasara ve 132 kişinin ölümüne yol açarken, geçen ay Oklahoma'da, şiddetli hortumlarla bazı kentler neredeyse yerle bir oldu, 38 kişi hayatını kaybetti ve 2-3,5 milyar dolar hasar ortaya çıktı. Diğer yandan hava sıcaklıklarının artması, kurak bölgelerde yangın riskini artırırken, fırtına mevsimine giren ABD'de, Missisipi nehrinin taşma ihtimalinin artması sonucu yeni kasırgalar kapıda.
Suç küresel ısınmanın mı?-
Doğal afetlerin sayı ve şiddetinin giderek artması, "insan kaynaklı" küresel ısınmanın etkileri konusunda yeni soru işaretleri ve kaygılar yaratıyor. Anadolu Ajansı'nın sorularını cevaplayan uzmanların bir kısmına göre, artan felaketler, küresel ısınmaya işaret ederken, bazılarına göre ise iki faktör arasında doğrudan bağlantı kurmak çok mümkün değil.
George Mason Üniversitesi'nin İklim Değişikliği İletişimi Merkezi Başkanı Profesör Ed Maibach, "ABD, iklim değişikliği nedeniyle daha şiddetli hava olaylarına maruz kalıyor" dedi. Maibach, bu kapsamda, önümüzdeki yıllarda doğal felaketlerin şiddetinin daha da artmasını bekliyor.
Oxford Üniversitesi'nden Yeryüzü Bilimleri profesörü David Pyle da benzer şekilde, tedbirlerin alınmaması halinde küresel ısınmanın etkisiyle doğal afetlerin daha fazla can ve mal kaybına neden olacağını kaydetti.
Ancak Oklahoma'daki hortumdan yola çıkan İklim Değişikliği İletişimi Merkezi'nden Profesör Carl Botan, tek bir meteoroloji felakete bakarak tüm doğal afetlerdeki artışı küresel ısınmaya bağlamanın mantıklı olmadığını dile getirdi. Botan, kısa dönemli belirli hava olaylarını etkileyen birçok farklı değişken olduğuna işaret etti.
Aynı görüşe sahip NASA uzmanı George Tselioudis de "Mesele, iklim değişikliğinin hava olaylarını sıklaştırıp sıklaştırmadığıdır" diyerek, Amerika'da kasırgaların daha sık ve şiddetli hale geldiğini ispatlayan veri olmadığını savundu.
Colorado State Üniversitesi Atmosferik Bilimler Fakültesi'nde Profesör Emeritus olarak görev yapan ünlü ABD'li meteoroloji uzmanı Roger Pielke de "ABD'de insanların neden olduğu küresel ısınmaya bağlı hava olaylarında artış olmamıştır. Tersine son 60 yıldır en güçlü kasırgaların sayısında azalma olmuştur" diye konuştu. Pielke, insani ve ekonomik maliyetlerin artmasının nedenini ise riskli alanlardaki nüfus ve mal artışının artmasına bağlıyor.
"Harekete geçmek lazım"-
Uzmanlar, artan felaketlerin nedenleri konusunda farklı yaklaşımlar sergileseler de ABD'nin küresel ısınma konusunda harekete geçmesi gerektiğinde hem fikir.
İklim Değişikliği İletişim Merkezi'nde uzman Botan, uzun dönemli tedbirlerin önemine değinerek, hükümetin felaket hazırlığı konusunda halka eğitim vermesi, "havayı" değiştirmek için kısa dönemli politikalar değil, iklimi korumak amaçlı uzun dönemli programlar geliştirmesi gerektiğine değindi.
Carnegie Enstitüsü Küresel Ekoloji Bölümü kurucu başkanı Profesör Chris Field de " Hükümet, tehlike anında zararsız kurtulma ihtimalini artıran yapı kodları ve savunulabilir bölgeler oluşturmalı" dedi.
Pielke ise "Önemli olan hangi yapıyı, nereye ve nasıl inşa ettiğimizdir" ifadesini kullandı.
Uzmanların birçoğunun diğer bir düşüncesi ise 1997'de küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek anlaşma olan Kyoto Protokolü'nü ABD'nin hayata geçirmeyeceği noktasında. Pielke, bu görüşü "Amerika Kyoto Protokolü'nü imzalamayacak" şeklinde net sözlerle belirtti.
Washington siyaseti zıt kutuplarda-
Küresel ısınma Amerikan siyaseti gündemine ilk defa, 1988'de Columbia Üniversitesi Profesörü James Hansen'in Senato'da "ülkenin üçte ikisini etkisine alan büyük kuraklığa küresel ısınmanın neden olduğunu" söylemesiyle girdi. Hansen'in ünlü konuşmasıyla fitillenen tartışma, birçok Avrupa ülkesinin sera gazı emisyonunu azaltmasına, AB'nin Kyoto Protokolü'nü imzalayıp onaylamasına yol açsa da ABD'de 1988'den bugüne kadar konu, soyut tartışmalardan öteye geçemedi.
Bunun temel nedeni ise Cumhuriyetçi ve Demokratların, hemen her konuda olduğu gibi, küresel ısınmayla mücadeleye de tamamen zıt kutuplardan bakması. Tabi, petrol lobisi gibi güçlü lobilerin Amerikan siyasetindeki etkisini de unutmamak gerekli. Güçlü lobilere yakınlığıyla bilinen Cumhuriyetçilerin temel kaygısı, küresel ısınmayla mücadele yolunda atılacak adımların ekonomiyi ve büyük endüstrileri nasıl etkileyeceği, lobileri ne kadar kızdıracağı. Örneğin Cumhuriyetçiler, temiz enerji politikalarının doğuracağı ekonomik maliyetin, küresel ısınma kaynaklı doğal afetlerin yaratacağı zarardan çok daha fazla olabileceğinden kaygılı.
Daha çevreci olan Demokratlar ise doğal afetlere küresel ısınmanın neden olduğunu savunarak, sera gazı emisyonlarının kontrol edilmesi gibi acil önlemlerin bir an önce alınmasını istiyor.
Kongre'deki tartışmalar, Oklahoma'daki hortumla birlikte tekrar alevlendi. Demokrat Senatör Sheldon Whitehouse, küresel ısınmayı reddettikleri gerekçesiyle kasırganın faturasını Cumhuriyetçilere keserken, Cumhuriyetçi senatörler Jim Inhofe ve Tob Coburn ise karşıt duruş sergiledi.
Bu ayrılığa işaret eden İklim Değişikliği İletişim Merkezi'nin Nisan 2013 raporunun, Kongrede yaptığı anketin sonuçlarına göre, Demokratların yüzde 59'u küresel ısınmanın ABD Başkanı Baracak Obama ve Kongre için öncelikler arasında yer almasını istiyor. Cumhuriyetçilerden ise sadece yüzde 22, bu görüşü paylaşıyor.
Obama'nın çelişkisi-
Başkanlık yarışında küresel ısınmayı öncelikli siyasi hedefleri arasında sayan, birinci döneminde ABD için birincil enerji kaynakları olan kömür ve petrol şirketlerine savaş ilan eden Obama, sadece Cumhuriyetçilerin değil, güçle enerji lobilerinin muhalefetiyle karşılaştı. Obama, yine de özellikle temiz ve yenilenebilir enerji konusunda yeni adımlar attı.
Ancak yine de adımları sınırlı kalan Obama, başkanlığının ikinci dönemine ise küresel ısınma konusunda güçlü söylemle girdi. Birliğin Durumu konuşmasında "Eğer Kongre harekete geçmezse, ben geçerim" diye rest çeken Obama'nın önümüzdeki 3 yılda ne yapacağı ise merak konusu. Ancak Kongre'deki senatörlerin ve eyaletlerdeki valilerin çoğunluğunun Cumhuriyetçi olduğu ve lobilerin siyasetteki etkisi düşünüldüğünde, Obama'nın planlarını ne derece gerçekleştirebileceği henüz bilinmiyor.
Yine de Obama'nın son dönemde bu konudaki yeni adımları gözlerden kaçmıyor. Obama, fırtına mevsiminin başladığı haziranda, 2012'deki Sandy kasırgasından alınan derslerle, olumsuz hava şartlarına hazırlıksız yakalanmamak için tüm kabinesini toplayarak, her türlü önlemi şimdiden değerlendirdi. Sandy'nin vurduğu New Jersey ile Oklahoma'yı ziyaret eden Obama, bu konuyu gündeminden düşürmeyeceği mesajını verdi.
-Halk destek veriyor-
ABD'nin her bölgesi doğal afet riski altında olduğu için Amerikan halkı, küresel ısınma konusunda siyasetçilerine göre daha duyarlı tablo çiziyor.
Amerikan seçmenin kararını verirken, doğal afetlerden etkilendiği birçok örnek de görüldü. Örneğin, 2005'te Katrina kasırgası sonrasında sergilediği tutum nedeniyle Bush'un popülerliği azalırken, 2012'deki Sandy ise Demokrat Obama'ya desteği pekiştirdi ve rakibi, küresel ısınma odaklı seçim propagandasıyla alay eden Cumhuriyetçi Mitt Romney karşısında elini kuvvetlendirdi.
İklim Değişikliği İletişim Merkezi'nin Nisan 2013 raporuna göre de Amerikalıların yüzde 87'si, ABD Başkanı ve Kongre'nin küresel ısınmayı ve temiz enerji kaynakları geliştirilmesini öncelikli hedefler arasında almasını istiyor.
Dolayısıyla, her ne kadar Washington siyaseti sürdürülebilir çevre politikası oluşturulmasına engel olsa da başına "en kötü" ve "tarihi" sıfatı eklenecek her bir yeni doğal afet, ülkedeki küresel ısınma ve doğal afetler konusundaki tartışmaları artırmaya devam edecek.
-Amerikan tarihinin en büyük doğal afetleri-
Ulusal Kasırga Merkezi'ne göre, doğal felaketlerde 2000'ler ülkede en fazla can kaybı ve maddi hasara yol açan dönem oldu. 2005'te New Orleans başta olmak üzere Meksika Körfezini etkileyen Katrina kasırgası, 146 milyar dolar ekonomik hasara ve 1836 kişinin de ölümüne yol açtı. 2012'de 132 kişinin hayatına mal olan Sandy Kasırgasının ise 60 milyar dolar zarara yol açtığı tahmin ediliyor.
Amerikan tarihindeki en bilinen ve en fazla can ve mal kaybına yol açan diğer doğal felaketler ise şöyle:
"-1871'de 'Büyük Chicago Yangını', 200 milyon dolar zarar ve yaklaşık 300 kişinin ölümüne yol açtı.
-10 yıl sonra, Teksas'taki Galveston kasabasında görülen, ABD tarihinde en ölümcül kasırgasında, 6-12 bin arası insan yaşamını kaybetti.
-1906'da Büyük San Francisco depremi ve yangınında 3 - 6 bin kişi ölürken, 480 milyon dolarlık hasar ortaya çıktı.
-1930'lar boyunca devam eden 'Toz Çanağı' adlı kuraklık, ülkenin orta bölgesinde yer alan verimli büyük ovaları, 'Büyük Amerikan Çölüne' dönüştürdü, halihazırda 1929 büyük ekonomik buhranından geçen ABD'ye yaklaşık 1 milyar dolarlık zarar ve 7 bin kişinin ölümünü getirdi.
-1980'lerde yaşanan en yıkıcı doğal afet, 156 milyar dolarlık zarar verirken, sıcağa bağlı yangınlar nedeniyle 10-20 bin kişi hayatını kaybetti. Bu olay, ABD'de küresel ısınma tartışmalarını doğurdu.
-1990'lar ise 1992'deki Florida'nın güneyinde 44 milyar dolar zarara ve 65 kişinin ölümüne neden olan Andres kasırgası ve 1993'te 33 milyar dolarlık hasara ve 33 kişinin ölümüne neden olan Midwest seli haricinde sessiz geçti." - Washington DC
Son Dakika › Güncel › ABD'nin Doğal Afetler Çıkmazı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?