Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi'nde yer alan kamuda başörtüsü serbestinde bazı mesleklerin kapsam dışı bırakılmasını, "Düzenleme ne şekilde gelecek yönetmelik olarak beraberce takip edeceğiz Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi'nde yer alan kamuda başörtüsü serbestinde bazı mesleklerin kapsam dışı bırakılmasını, "Düzenleme ne şekilde gelecek yönetmelik olarak beraberce takip edeceğiz. Önemli ölçüde ilgili kurumlar kendi çatısı altındaki düzenlemeleri kendileri yapacak öyle bir anlayış var. Asker, polis, yargının yetkili kurumları da değerlendirecektir" ifadesi ile değerlendirdi.
Stratejik Düşünce Enstitüsü'nde düzenlenen "Demokratikleşme Paketi ve Türkiye'de Demokrasinin Konsolidasyonu Panel"de konuşan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Demokratikleşme Paketi'ne dikkat çekerek, Türkiye'nin çok önemli aşamalardan geçtiğini, badireler atlattığını bugün ise önemli kavşaklardan birine geldiğini ifade etti. Bunun daha iyi anlaşılabilmesi için Osmanlı'ya bakılması gerektiğini ifade eden Ergin, Osmanlı'nın 600 yıl hüküm sürdüğü coğrafyada bugün 50 devlet kurulduğunu, bu ülkelerde çok farklı sosyal katmanlar, farklı ırklar, farklı renkler, farklı dinlerin yaşadığını vurguladı. Bu kadar farklılığı barış, huzur ve kardeşlik coğrafyasında yaşatan anlayış ve yöntemlerin incelenmesi, derinlemesine tetkik edilmesi gerektiğini dile getiren Ergin, "Cumhuriyet'in 90. yılını idrak ediyoruz. Bu 90 yılda genç Cumhuriyet'in başına gelenler, yaşadığımız sıkıntıları sıralayalım. Neler yaşandı? Hangi isyanlar, hangi sıkıntılar, hangi müdahaleler, müdahale girişimleri... Bunları alt alta koyduğumuzda 624 yıl çok daha komplike, çok daha kozmopolit toplulukları bir arada yaşatan anlayış, yönetme biçimi, gerçekten bizim bugün geleceğe güvenle yürümemiz açısından derinlemesine tetkik edilmesi gereken süreç" diye konuştu. Türkiye'de yaşayan 76 milyon insanın Osmanlı Devletinde yaşayanlara göre çok daha homojen, birbirine yakın ve geçmişte barındırdığı farklılıklardan daha azına sahip olduğunu ifade eden Ergin, "Yüzde 99 Müslüman nüfus yaşıyor. Dini referans noktasında küçük azınlık söz konusu. Etnik olarak baktığınızda derin ayrılmaları içeren durumumuz da yok" dedi. Darbelere dikkat çeken Ergin, gerçekte askeri müdahale girişimlerinin sayısının bilinenlerden fazla olduğunu ancak siyasetçilerin bu girişimleri kamuoyu ile paylaşmaktan imtina ettiğini kaydetti. Avrupa'da son 60 yılda 3 parti kapatıldığını ancak aynı dönemde Türkiye'de 25-26 siyasi parti kapatıldığını belirten Ergin, "Türkiye çok önemli değişikliklere imza attı. Aklınıza gelebilecek her noktada. Ak Parti'nin bu 11 yıl içinde bu ülkeye yapmış olduğu en büyük hizmet bugünkü tartışmanın konusu olan demokrasinin konsolide edilmesidir" dedi.
-28 NİSAN'DA SİYASİ TARİHİMİZDE BİR İLK YAŞANMIŞTIR-
Partisinin 2002-2013'te yaşadıklarının, Türkiye siyaset tarihinin bir muhassalası olduğunu söyleyen Bakan Ergin, geçmiş dönemlerden farklı olarak statükonun dayatmalarına teslim olmadıklarını ve ülkenin her alanda dönüştürülmesi için çok güçlü bir mücadele verdiklerini kaydetti.
"Türkiye'de o kadar kökleri derine inmiş bir vesayet anlayışı ve o kadar kökleşmiş bir yapı vardı ki gerçekten siyasetçilerin işi çok zordu" diyen Ergin, "Sorumluluk, mesuliyet siyasette ama yetki siyaset dışı organlardaydı. Böyle bir ülkede siyaset yaptık, yapmaya gayret ettik. Bu paradigmayı kıran ana noktalardan biri 27 Nisan bildirisinden sonra Hükümetin yaptığı açıklamadır. 28 Nisan'da siyasi tarihimizde bir ilk yaşanmıştır. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyordu Hükümet. O egemenliği milletimiz sandıkta bu dönem için AK Parti'ye tevdi etmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti'nin siyasi krizler ve sosyal sıkıntılar sonrasında iktidara geldiğini belirten Adalet Bakanı, "AK Parti'nin 2002'de Hükümeti kurmasının ardından bütün göstergeler iyiye giderken, bir milletvekilinin kendisine, "2003 Mart ayında seçim var" dediğini aktararak, "Nasıl olur, her şey iyi gidiyor" diye karşı çıktığında, "Senin bilmediğin çok önemli şeyler var" karşılığını aldığını anlattı. Ergin, "2 aylık Hükümet... O süreçte bile psikolojik operasyonlara başlanmıştı" dedi.
-YARGI DARBE ANLAYIŞINI DESTEKLEDİ-
Türkiye'de yargının darbeci anlayışı desteklediğini, hareket alanı ve lojistik destek sağladığını savunan Adalet Bakanı Ergin, "Esas itibarıyla 1960 müdahalesinden önce Samet Kuşçu ve arkadaşlarının yargılanması ve mahkum edilmesinden başlayan bir süreçtir. İhbar edenler mahkum olmuş, yapanlar beraat etmiştir" dedi. Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi'nin ilk olmadığını son da olmayacağını vurgulayan Ergin. Kopenhag siyasi kriterlerinin karşılandığını ve daha sonra kriterleri güçlendirecek adımlar atıldığını anlattı. Suyun üzerinde kalınabilmesi için mutlaka hareket edilmesi gerektiğini kaydeden Ergin, paketi eleştiren muhalefet partilerini eleştirdi.
Paketle, parti kurulmasında kısıtlayıcı ve yasaklayıcı hükümlerin kaldırılacağını, seçim sistemine ilişkin düzenlemeler bulunduğunu, barajın düşürülmesi, temsilde adaleti sağlanması için tartışma başlatıldığını anımsatan Adalet Bakanı Ergin, pakette yer alan düzenlemeleri anlattı.
-MÜDAHALELERİN YAPILDIĞI DÖNEMLERDE ÖNEMLİ DÜZENLEMELER YAPILDI-
Ergin, panele katılanların sorularını da yanıtladı. 2002 ve 2013 arasında bilinmeyen kaç tane darbe girişimi olduğunun sorulması üzerine Ergin, AK Parti döneminin şeffaf olduğunu, kamuoyuna ulaşmayan çok fazla bir şey bulunmadığını ifade ederek, "Müdahalelerin yapıldığı dönemlerde önemli düzenlemeler yapıldı. MGK'nın yapısının değiştirildi, kararlarının yapısı tavsiye niteliğine dönüştürüldü, sivil iradenin yapısının tesis edildi. Siyaset girişimlerine müdahalelerde oldu ama söylenenlere boyun eğen yada şapkasını alıp giden bir siyaset anlayışı yoktu. Doğru olduğuna inandığımız adımların arkasında sebatla duruldu. Tamamen işler bitmedi bu bir süreçtir devam ediyor" dedi.
Demokratikleşme Paketi'nde kamuda başörtüsü serbestisi getiren düzenlemede bazı alanların neden kapsam dışı tutulduğuna ilişkin bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"Kılık kıyafet serbestisine ilişkin konuyu düzenleyen bir yönetmelik var. O yönetmeliğin 5. maddesindeki kısıtlamalar kaldırılacak denildi açıklamada. 6. maddede ayrı istisna maddesi var o yönetmeliğin. Orada da üniforma gibi resmi kıyafetlerin giyildiği yerler asker ve polis sayılıyordu. Sayın Başbakanımız açıklarken buna hakim ve savcıları da ifade etti. Burada esas itibarıyla şu anda düzenleme ne şekilde gelecek, onu beraberce takip edeceğiz. Önemli ölçüde ilgili kurumlar kendi çatısı altındaki düzenlemeleri kendileri yapacak, öyle bir anlayış var. Onu da askerin, polisin ve yargının yetkili kurulları değerlendirecektir. Gelişmeleri beraber göreceğiz."
-28 ŞUBAT İNCELEMESİ-
Adalet Bakanı Ergin, "28 Şubat döneminde hiçbir suçu olmayan, gazete kupürleriyle, dedikodularla hapse giren hala da hapislerde olan inanlar var. Bu insanlara ilişkin bir girişiminiz olacak mı" şeklindeki soruya ise "Olağanüstü dönemlerde yapılan yargılamalar müdahale kültürünün oluşmasında, yaşanmasında geçmişte yargının çok büyük günahları olmuştur. O müdahale uygulamalarını meşrulaştırılmasına, olağanlaştırılmasına kararlarıyla destek vermiştir. Bu destek içinde insanların tribünlerden gelen baskıyla yargılanmaları, mahküm edilmeleri de bunun bir sonucudur. Bununla ilgili bir çalışma ekibimiz var. Belli bir çalışma yapıldı aslında ancak o dönem içinde o kadar geniş bir yelpazede yargılama yapılmış ki tamamına yargılamanın yenilenmesi yolunu açtığınızda, önümüze çıkacak milyonlarca dosya olabilecek. Bunun pratiğini nasıl sağlarızın üzerinde çalışılıyor. Temenni ediyorum ki varsa haksızlık, zulme varan uygulamalar, bunların sonuçlarını ortadan kaldırılması için mesai harcamakta bizim vazifemiz" ifadeleri ile yanıt verdi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Adalet Bakanı Ergin.(Başörtüsü) İlgili Kurumlar Kendi Çatısı Altındaki Düzenlemeleri Kendileri... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?