Başbakan Binali Yıldırım, "Şu anda yapılan, 2007 referandumunda yapılan değişikliğin gereğini yerine getirmek, eksik kalan kısmını tamamlamaktır. İş bundan ibarettir. Gürültü, patırtı, efendim 'Rejim değişiyor, Türkiye elden gidiyor', onlar kendileri gidiyor. Feryadı, figanları Türkiye için değil, kendi ikbal meseleleri için. Türkiye'nin bir yere gittiği yok. Türkiye emin adımlarla muasır medeniyetler seviyesine ilerliyor. Telaşları kendi gelecekleri, kendi ikballeri. Sizin ikbaliniz için Türkiye'nin önünü tıkamaya hiç kimsenin hakkı yok." dedi.
Başbakan Yıldırım, partisinin genel merkezinde düzenlenen AK Parti 115. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2007'deki "Cumhurbaşkanı seçimi" sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yıldırım, mevcut anayasanın Türkiye'nin bugünkü isteğini karşılayamadığına, demokrasinin gereğini yerine getiremediğine değinerek, şunları söyledi:
"Bu anayasa değişikliğinin karşısında olanlara milletimin huzurunda söyleyeceğim birkaç söz var. Yıl 2007. AK Parti iktidar, 363 milletvekili var. Bu anayasanın değişmesine karşı aslanlar gibi mücadele eden ana muhalefet partisi 'sen 363 milletvekiliyle cumhurbaşkanı seçemezsin' dedi. Aslında onun dediği arkadaki vesayet odaklarının dediğidir. Ana muhalefet partisi o gün kendi fikrini değil arkadaki güçlerin dayatmasına geldi... Vesayetçilerin sözcülüğünü yaptı. Demokrasinin değil vesayetin sözcülüğünü yaptı ve o gün cumhurbaşkanı seçimini engellediler, engellemeye çalıştılar. Nasıl engellediler? 367 icadıyla. Neymiş, 367, 3'te 2 vekil sayısı olmazsa Meclis toplanamaz, cumhurbaşkanı seçilemezmiş. O zaman Atatürk'ün seçimi de yanlış. Onların kafasına göre düşünüyorsak Atatürk, İnönü, Celal Bayar, diğerleri, hepsinin seçimi sakat. Yani hukuken sakat öyle mi? O sonuç çıkıyor. Bakın o sayıya erişen bir şey yok."
"Aslında bizim yaptığımız iş orada yarım kalan işi tamamlamak, bu değişikliğin o gün yapılması gerekiyordu, o günün şartlarında yapılamadı." ifadelerini kullanan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu anda yapılan, 2007 referandumunda yapılan değişikliğin gereğini yerine getirmek, eksik kalan kısmını tamamlamaktır. İş bundan ibarettir. Gürültü, patırtı, efendim 'Rejim değişiyor, Türkiye elden gidiyor', onlar kendileri gidiyor. Feryadı, figanları Türkiye için değil, kendi ikbal meseleleri için. Türkiye'nin bir yere gittiği yok. Türkiye emin adımlarla muasır medeniyetler seviyesine ilerliyor. Telaşları kendi gelecekleri, kendi ikballeri. Sizin ikbaliniz için Türkiye'nin önünü tıkamaya hiç kimsenin hakkı yok. Rejim değişiyor... Kaç sefer söyledik kardeşim, 93 yıl önce Cumhuriyet ilan edildi, 1923'te rejim tartışması sone erdi, nokta. Bırakın bunu, kimi kandırıyorsunuz? Millet kararını verdi, padişahlık gitti, Cumhuriyet geldi. Cumhuriyetin nimetlerinden de herkes istifade ediyor. Çalışan, çabalayan gayret ediyor, sınıf farkı yok, aile mensubiyeti yok, millet kimi beğeniyorsa onu seçiyor. İster bir köylüyü seçiyor, ister bir şehirliyi seçiyor. Yeter ki vatanına, milletine hizmet etsin."
Cumhuriyette, demokraside herkese fırsat bulunduğunu belirterek, çalışan, çabalayanların ülkenin her kademesinde sorumluluk alabileceğine dikkati çeken Başbakan Yıldırım, bu konuda hiçbir kısıtlama olmadığını kaydetti.
"Yetkiyi millet veriyor, hesabı da millet soruyor"
Vatandaşın, cumhurbaşkanını doğrudan seçince vesayet anayasasındaki hükümlerle mevcut durumun uyumsuz hale geldiğini anlatan Başbakan Yıldırım, "İki şık var, ya cumhurbaşkanlığı seçimini tekrar vatandaş seçmeyecek eski vesayet günlerine döneceğiz ya da vatandaşın seçtiği cumhurbaşkanının ihtiyacı olan bütün yetkileri vereceğiz. Büyük bir kısmı verilmiş zaten, 82 Anayasası'yla verilmiş." diye konuştu.
1982 Anayasası'nın oluşum sürecini okuduğunu belirten Yıldırım, şu görüşlerini aktardı:
"Orhan Aldıkaçtı diyor ki 'Ben başkanlık sistemi istiyorum. Çok ısrar ettim ama kabul ettiremedim, parlamenter sistem dediler sıra cumhurbaşkanlığı yetkilerine gelince başkanlık sistemini yaz hocam dediler, ortaya garabet bir sistem çıktı. Ne parlamenter sistem ne başkanlık sistemi.' Niye? Evren cumhurbaşkanı olacak. Ona gelince sıra parlamenter sistemi unuttu, başkanlık sisteminin bütün yetkilerini yazdı ama diğer taraftan parlamenter sistemin unsurları da var. Sürekli sürtüşme, sürekli zaman kaybı. İşte şimdi yapılan bu değişiklik işi düzeltiyor. Yetkiyi millet veriyor, hesabı da millet soruyor, vesayetçiler de havasını alıyor."
"Nihayet sonuna geldik"
Başbakan Yıldırım, 3 Kasım seçimlerinde partisinin tek başına iktidar olduğunu, 363 milletvekili ile Ankara'ya geldiklerini, hükümet kurduklarını aktararak, "Hemen 'Hoş geldiniz' diye kafaları uzattılar 'yeni ortağınız.' Siz neredeydiniz? Seçim meydanlarında biz sizi görmedik. Ne iş? 'Burası Ankara' dediler. O zaman anladık ki Ankara'da vesayet sahipleri var. 15 yıldır bu vesayet sahipleriyle mücadele ediyoruz, nihayet sonuna geldik, inşallah bu son olur." dedi.
Yıldırım, tek vesayet sahibi tanıdığını, onun da Türk milleti olduğunu, onun dışında hiçbir vesayet sahibini tanımadığını belirterek, "Vesayetin tek sahibi millettir." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"1923'ten bu güne 65 hükümet kurulmuş, 93 yıl, 65, böldüğün zaman ortalama 1,5 yıl bile değil. Düşünün bir yıldan biraz fazla 13 ay, 14 ay, 15 aylık hükümetlerle ne yapabilirsiniz? Ben ne yapacağınızı söyleyeyim, tebrikleri kabul edersiniz. İki, üç ay, dört ay o sürer, ondan sonra kurumlardan brifing alırsınız, iki, üç ay da o sürer. Ondan sonra da valizinizi toplarsınız. Hizmet nerede? Hizmet bir başka bahara... Ne zaman AK Parti'ye kadar, millet beklesin ki hizmet alsın."
Amerika Birleşik Devletleri'nin 228 senede 45 başkan değiştirdiğini anımsatan Yıldırım, "Durmadan seçim, yazık değil mi milletin parasına, vaktine? Diyoruz ki 5 senede gelsin, seçimini yapsın, Meclis'e bir tane sandık kurulacak. Milletvekilleri de cumhurbaşkanı da aynı anda seçilecek. Milletten desteği alacak, yoluna devam edecek. Efendim diyorlar 'yeni sistemde güven oyu yok.' Kardeşim güvenoyunu millet veriyor. Milletin güvenoyu verdiğini, vekillerin güvenoyu vermesi diye bir şey olur mu? Asıl varken vekiline iş düşer mi? Vekile de güvenoyunu millet veriyor. Seçtiği cumhurbaşkanına da hükümetine de güvenoyunu kendisi veriyor. İş bu kadar net ve basit. Bunun çarpıtılacak hiçbir tarafı yok.?" değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?