AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Biz mevcut sistemde aynı delikten defalarca ısırıldık, ısırılma teşebbüsüne maruz kaldık. Darbelerle, cuntalarla, siyasi ve sosyal krizlerle, ekonomik yıkımlarla ısırıldık, terörle aynı şeyi yaşadık. Onun için diyoruz ki artık yeter. Artık söz de karar da milletindir." dedi.
Yıldırım, ATO Congresium'da düzenlenen "AK Parti· Ana Kademe İlçe Başkanları İsti·şare ve Değerlendi·rme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 2002 yılının Kasım ayında AK Parti'nin tek başına iktidara geldiğini, partinin kurucusu, genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te okuduğu şiir nedeniyle, Meclis'e giremediğini belirtti.
Bugün demokratlığı, cumhuriyetçiliği kimseye bırakmayanların o zaman bu durum karşısında ses çıkarmak bir yana "Muhtar bile olamaz" diye ellerini ovuşturduklarını ifade eden Yıldırım, şimdi Cumhurbaşkanını hükümetle yakın çalışmakla itham edenlerin dönemin cumhurbaşkanının hükümetin önüne adeta set çekmesine ses çıkarmadıklarını kaydetti.
Başbakan Yıldırım, milletin seçtiği başbakan ve hükümetine karşı Meclis'te belirlenmemiş bir gücün yanında yer almayı demokratik sayanların yüzlerini o günlerde bütün çıplaklığıyla gördüklerini aktardı.
AK Parti'nin Türkiye'nin AB üyeliği sürecini başarıya ulaştırmak için bütün gücüyle çalışırken bugünkü "hayır"cıların vesayet odaklarının yanında saf tuttuklarını anlatan Yıldırım, Danıştay saldırısı başta olmak üzere, demokrasiye yönelen saldırıların hız kazandığı 2006'da yine aynı odakların Türkiye'ye zarar verme pahasına AK Parti'yi yıpratmayı meşru saydıklarını bildirdi.
"Reformlarımızı hiç aksatmadan sürdürdük"
"Cumhurbaşkanlığı seçimi esnasındaki '367 icadı' gibi demokrasi bakımından en büyük utançlara sahne olan 2007 yılını çok iyi hatırlamak gerektiğini, o yıl yaşanan hukuk rezaletinin Türkiye'nin önüne yeni bir yol açılmasına vesile olduğunu" vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanını vatandaşın seçmesini sağlayan anayasa değişikliği, 2007 yılında yapılan referandumla gerçekleşti. Milletin yüzde 69'u tarafından 21 Ekim 2007 halkoylaması kabul edildi. AK Parti'ye cumhurbaşkanı seçtirmemek için hak, hukuk, yasa, teamül ne varsa yerle bir edenler, kontrolün tamamen milletin eline geçmesiyle belki de ilk defa güzel bir neticeye vesile oldu. Tabii o zaman bu yolu açanlar, atılan adımın nereye kadar gideceğini bilemedi. Bunun için de 2008 yılında da hemen yeni bir oyun sahnelendi. AK Parti'ye kapatma davası açarak, pek çok provokatif eylemi örgütleyerek milletimizin sabrını zorlamaya devam ettiler. Biz bu saldırılar karşısında hep demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve milli iradenin yanında yer aldık. Reformlarımızı sonraki yıllarda da hiç aksatmadan sürdürdük. 2009 yılında, Genel Başkanımızın 'one minute' hadisesini de medeniyet duruşumun önemli bir sembolü olarak ifade etmekte yarar var."
Yıldırım, bu kasetler ve siyasetin dizaynı çabalarının yanı sıra, bölücü terörün örgütünün yeniden eylemlerini tırmandırması, FETÖ kumpaslarının yavaş yavaş ortaya çıkması, Suriye'de 2011 yılında başlayan iç karışıklığın giderek artan şekilde ülkeyi etkilemesi gibi olumsuzlukların da o dönemde yaşandığını anımsattı.
Bu olumsuzlukların 2013'te artık tüm cephelerde ülkeye karşı aleni bir savaşa dönüştüğünü, Gezi Olayları, çukur eylemleri, DEAŞ saldırıları derken 15 Temmuz'a kadar gelindiğini hatırlatan Yıldırım, Gezi olaylarının Taksim'deki 8-10 ağacın yerinin değiştirilmesi olmadığını ifade etti.
Başbakan Yıldırım, bu dönemde, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi boyunca, 1890'lardan beri ilk defa faizleri yüzde 4,6'ya düşürdüğünü, IMF ile yollarını ayırdığını, dünyanın en büyük havalimanının ihalesini cebinden 5 para çıkmadan yaptığını, yine dünyanın en geniş köprüsü olan Yavuz Sutan Selim Köprüsü'nün ihalesini başarıyla gerçekleştirdiğini, bu durumun birilerinin canını sıktığını aktardı.
"Mevcut sistemde aynı delikten defalarca ısırıldık"
Yapılan her saldırı dalgasının ülkenin bir başka dinamiğini, bir başka toplum kesimini tahrik etmeyi, devletine ve hükümetine karşı cephe açmayı hedeflediğine işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Hamdolsun milletimiz bu oyunlara asla gelmedi, gelmeyecek. Bu uzun yakın tarih yolculuğunu yapmamın sebebi şudur, Türkiye'nin yönetim sistemi konusuda böylesine radikal bir yol ayrımına niye geldik? Bir nebze bunu anlatmak için. Her şey güllük gülistanlık, her şey yolunda giderken bir sabah kalkıp 'hadi ülkenin yönetim sistemini değiştirelim' demedik. Bunun bir arka planı var. Bu noktaya, en çok da uzun bir tarihsel arka planın ve son 14 yılın acı tecrübelerinin gösterdiği çıkış yolu olarak geldik. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Biz mevcut sistemde aynı delikten defalarca ısırıldık, ısırılma teşebbüsüne maruz kaldık. Darbelerle, cuntalarla, siyasi ve sosyal krizlerle, ekonomik yıkımlarla ısırıldık, terörle aynı şeyi yaşadık. Onun için diyoruz ki artık yeter. Artık söz de karar da milletindir."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › AK Parti İlçe Başkanları Değerlendirme Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?