AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop,
" Türkiye'nin anayasa ile ilgili sorunun çözülebilmesi için bu Anayasa'nın ruhunu teslim etmesi lazım. O bakımdan 'anayasa değişikliği' değil 'yeni anayasa' diyoruz" dedi.
Şentop, AK Parti Seçim İşleri Başkanlığı'nın parti genel merkezindeki "3. Bölge Toplantısı"ndaki konuşmasında, haziran ayı sonuna kadar 26 ilde bölge toplantıları yapacaklarını belirtti.
Bu toplantıların "seçim hazırlığının başlangıcı" olarak nitelendirilemeyeceğini vurgulayan Şentop, "Sayın Genel Başkanımız seçimlerin yapıldığı günün akşamında sandıklar kapandığında, 'Biz sonraki seçimlerin startını veriyoruz' diyor. Esasen de biz önümüzdeki seçimlerin startını 12 Haziran 2011 akşamı verdik. Partimiz sadece belli dönemlerde seçimlere çalışan parti değil, yarın seçim olacakmış gibi çalışmalarını titizlikle sürdüren bir parti, bir teşkilat" diye konuştu.
Partilerinin tarihinin "seçim zaferleriyle" dolu olduğunu dile getiren Şentop, AK Parti hükümetleri döneminde daha önce konuşulamayan, tartışılamayan birçok konunun gündeme geldiğini ve bunların çözüm sürecine girdiğini söyledi.
AK Parti hükümetinin ilk defa iktidara geldiği dönemde yaşanan bazı olayları hatırlatan Şentop, geçmiş yıllardaki seçimlere ve sonuçlarına da değindi. Geçmiş dönemlerde, seçim yoluyla iktidara gelemeyen bir siyasi düşünceyi seçim kazanamasa da iktidara getirecek, seçimi kaybetse de iktidarda tutacak formülün anayasada olduğunu ifade eden Şentop, şunları söyledi:
"Anayasa bunu nasıl yapıyor- Önce iktidarı ikiye bölüyor. Bir, Türkiye'nin rutin, günlük işlerini yürüten iktidar. Bu iktidar seçimle geliyor, millete dayanıyor. Bir de millete dayanmayan, millete ihtiyacı olmayan, seçime ihtiyacı olmayan bir iktidar alanı açıyor. Bu gücünü sadece anayasadan alan bir iktidar alanı. Eğer bu ülkede egemenlik millete aitse bu egemenlik yetkisini millet ya doğrudan kendisi kullanır ya da kendisinin vekalet verdiği kişiler aracılığıyla kullanır.
1924 Anayasası'nın egemenlikle ilgili düzenlemesi bu şekildeydi. Milletin temsilcileri eliyle egemenlik yetkisinin kullanılacağı ama 1961 Anayasası bunu değiştirdi. 'Egemenlik millete ait, egemenlik yetkisini millet anayasada gösterilen kurumlar eliyle kullanır' dedi. 1982'deki durum da bu. Anayasaya hangi kurumu yazarsanız, anayasal kurum yaparsanız, o kurum millet adına egemenlik yetkisini kullanma imkanını buluyor. Anayasa ayrıca millet dışında bir egemenlik alanını açan bir zemine dönüştürüldü. İşte Türkiye'nin anayasa ile ilgili temel problemi bu. Bu problem 1962'den beri devam etti, 1982'deki anayasa ile değişen bir şey olmadı, temel felsefeye devam edildi. Türkiye bir seçim yoluyla gelen ve millete dayanan bir iktidar, bir de seçime, millete ihtiyacı olmayan bir iktidar, bürokratik iktidar alanı kuruldu."
-"Muhalefet partileri henüz tam olarak farkına varamadılar"-
AK Parti'nin 2002'den beri böyle bir iktidar alanını ortadan kaldırmak, demokrasiyi gerçek anlamda işler hale getirmek için adımlar attığını belirten Şentop, "Fakat bu adımların gerçekten sağlam, kalıcı bir hukuki zemine kavuşabilmesi ancak yeni anayasa ile mümkündür" diye konuştu.
Yeni anayasa ilişkin yürütülen çalışmalara da dikkati çeken Şentop,
"Türkiye yeni bir anayasa yapmak zorunda, mecburiyetinde. Yeni anayasa Türkiye açısından, Türkiye siyaseti açısından bir tercih değil bir mecburiyettir. Muhalefet partileri henüz bunun tam olarak farkına varamadılar" şeklinde konuştu.
"Anayasanın bir sözü var, bir de ruhu var" diyen Şentop şöyle devam etti:
"Sözünü biliyoruz okuduğumuz da anladığımız metin. Peki ruhu nerede- Bunu kim biliyor. İşte anayasanın ruhunu bilen vesayet kurumları oluşturulmuş 1962'den itibaren. Bunlar ruh çağrıcıları, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay. Özellikle Anayasa Mahkemesi, ne yapıyor- 'Aday Turgut Özal, aday Süleyman Demirel, aday Necdet Sezer' diyor, ruhu çağırıyorlar sorun yok. Ondan sonra 'aday Abdullah Gül', ruhu bir daha çağırıyorlar, 101. maddeyi o zaman farklı yorumlamayı telkin ediyor bu ruh. O bakımdan anayasanın ruhuna göre Anayasa Mahkemesi karar veriyor. Baktığınızda birçok kararında bu var. O bakımdan biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, birçok anayasa değişikliği olmuş ama netice alamamış. Türkiye'nin anayasa ile ilgili sorunun çözülebilmesi için bu Anayasa'nın ruhunu teslim etmesi lazım. O bakımdan 'anayasa değişikliği' değil 'yeni anayasa' diyoruz."
-"120 devletin nüfusundan fazla üye sayımız var"-
"Türkiye'de gerçek anlamda AK Parti'nin yarışabileceği, AK Parti ile aynı kulvarda yarışabilecek parti yok" diyen Şentop, bunu partilerin üye sayılarının da gösterdiğini belirtti.
AK Parti'nin 8 milyona yakın üyesi varken en yakın CHP'nin üye sayısının 900 bin olduğuna dikkati çeken Şentop, "8 milyon üye, dünyada birçok devletin nüfusundan fazladır. Bunun hesabını yaptık arkadaşlarla, 120 devletin nüfusundan fazla üye sayımız var" diye konuştu.
Konuşmanın ardından toplantı basına kapalı devam etti.
Muhabir: Sarp Özer
Yayıncı: Selçuk Aval - ANKARA
Son Dakika › Güncel › AK Parti Seçim İşleri Başkanlığı 3. Bölge Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?