Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Talas, Alman vakıflarının Türkiye'deki faaliyetlerine ilişkin "Görünen o ki referandum sonuçlarını etkilemeye çalışıyorlar. Öyle bir görüntü var. Bu bir satranç hamlesi gibidir. Dünyada zaten küresel güçler satranç hamlesi gibi siyaset yapar ve düşünürler. Bazen bir adım geri çekilirler, bir iki adım ileri gitmek için bazen yerlerinde dururlar, karşının hamlesini beklerler." dedi.
Talas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alman vakıfları ve dünya genelinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu olarak isimlendirilen oluşumlara ilişkin bilgi verdi.
Sivil toplum örgütü adı altındaki hükümet dışı organizasyonların değişik alanlarda pek çok faaliyeti bulunduğuna işaret eden Talas, "Bu anlamda toplumun kendisi bir örümcek ağı gibi işlev görür. Böyle olunca sivil inisiyatif grupları da sivil örümcek ağı gibi çalışıyor. Gelişmiş toplumlarda bu sivil yapılanmalar çok önemli boşlukları doldurur. Yer yer devletin boşluk bıraktığı alanları doldurmak, yer yer devletin kontrolünde devlet adına birtakım eylemleri daha kolay yapabilmek gibi işlev görürler." diye konuştu.
"Yatırımlar, gelişmiş toplumlarda herhangi bir tepkiyle karşılanmıyor"
Talas, bu oluşumlar içinde çevre örgütleri, yardım platformları ve birtakım başka kuruluşların devletin yükünü hafifletecek ölçüde faaliyetler yürüttüğünü ancak bunlar içinde bazı sivil oluşumlara ilişkin ayrıntıların dikkati çektiğini anlattı. Talas, "Toplumumuzda incelediğim bir ayrıntı var. Hidroelektrik santralleri, enerji gibi yatırımlarda ülke gücünü zayıflatmaya çalışacak örgütsel yapılanmalar ortaya çıkabiliyor." dedi.
Türkiye'de hidroelektrik, nükleer santral kurma ya da altın çıkarmak için siyanür kullanma gibi zorunluluklar karşısında bir takım çevre örgütlenmelerinin bu yatırımları engellemek için kamuoyu oluşturmaya çalıştığını anımsatan Talas, "Bu yatırımların örneklerini dünyanın pek çok ülkesinde görüyoruz ve bu toplumlarda herhangi bir tepkiyle karşılaşılmıyor." ifadesini kullandı.
Çevrenin ve yeşil dokunun korunması adına yapılan eylemlere herkesin saygı duyacağını dile getiren Talas, şöyle devam etti:
"Ancak herhangi bir çevresel zararı olmayan yatırımların da engellenmesi şeklinde çabaların arkasında dış bağlantılı örgütsel yapılanmalar olduğunu merhum Necip Hablemitoğlu ispatladı ancak kısa süre sonra öldürüldü. Hablemitoğlu'nun Konrad Adenauer Vakfı başta olmak üzere Alman vakıfları üzerine yapmış olduğu araştırmalardan sonra öldürülmesi de ilginçtir."
Türkiye'de özellikle cari işlemler açığının en büyük payının enerjiye bağlı olduğunu ifade eden Talas, "Enerji yoksulu olmaktan kurtulmak adına yapılan çeşitli yatırımları akamete uğratma çabası içinde olan örgütsel yapılar olduğunu görebiliyoruz." dedi.
"Alman istihbaratlarının ülkemizde fink attığını kendilerinden bile dinledik"
Talas, Alman vakıflarının, Hitler zamanından beri Almanya'nın dünyada ve Türkiye'de politik yönlendirme için çabaları bulunduğuna işaret ederek şunları söyledi:
"Yani İkinci Dünya Savaşı esnasında Türkiye savaşa girmemekte ısrar etti, Almanya savaşa çekmek için her türlü yolu denedi. Türkiye'yi savaşa çekemeyince bu sefer Türkiye'yi milli düşman ilan etti. O zamandan kalma Türkiye'ye milli kinleri var. İkinci Dünya Savaşı'na biz yanlarında girmiş olsaydık sanki farklı sonuç alacaklarmış gibi bir tutum içerisindeler. Bugün Almanların Türkiye'ye karşı tutumu, geçmişten bağımsız değildir. Bugünkü şansölyeler, dünya kamuoyuna karşı her ne kadar ırkçılık karşıtıymış gibi görünseler de hepsi Hitler'in bakiyesi niteliğinde. Dolayısıyla onların kurduğu örgütsel yapılar ve Alman istihbaratlarının ülkemizde fink attığını kendilerinden bile dinledik. Bunların hiçbirisi rastlantı değildir."
"Referandum sonuçlarını etkilemeye çalışıyorlar"
Avrupa Birliği'nin çöküş süreci içerisine girdiğini aktaran Talas, şöyle konuştu:
"Avrupa Birliği çöküş içerisindeyken biz uzun süre istikrarlı bir dönemden dolayı bir gelişme ivmesi yakaladık. Bütün dünya kamuoyunun üzerimize çullanmasına rağmen, etrafımız ateş çemberi iken burada bir istikrar unsuru olmamız da önem arz ediyor. Bu durumun uzunca süre devam etmesi, rakip kategorisindeki ülkeleri, bence rahatsız ediyor. Avrupa Birliği'ndeki Almanya'nın çekirdeğini oluşturduğu yapının da tutumlarının bundan bağımsız olduğunu düşünmüyorum. O örgütlerin Türkiye'ye yönlendirilmesi de bizzat devletlerinin istihbaratlarının marifetidir diye düşünüyorum.
Özellikle Alman vakıflarının son dönemdeki hamlelerini görmeden doğrudan hüküm veremeyiz ama görünen o ki referandum sonuçlarını etkilemeye çalışıyorlar. Öyle bir görüntü var. Bu bir satranç hamlesi niteliğindedir. Dünyada zaten büyük güçler, küresel güçler satranç hamlesi gibi siyaset yapar ve düşünürler. Bazen bir adım geri çekilirler, bir iki adım ileri gitmek için bazen yerlerinde dururlar, karşının hamlesini beklerler. Bu tür durumlardan dolayı satranç hamlesini anlayabilmek için biraz daha gözlem yapmak gerekiyor. Hangi yönde Türkiye'yi etkilemek istediklerinden emin değiliz. Ne yapmaya çalıştıklarını bilmiyoruz ama referandumu etkileyip de daha sonrasında da ülkemizin politikaları üzerinde hak sahibi olmayı kendileri için bir görev görüyorlar. Özellikle AB süreci ile bütün politikayı kontrol altına almışlardı. Daha sonradan Avrupa Birliği ile ilgili kendi isteksizliklerine bizim toplumumuzun da isteksizlikleri etkilenince oradan güç elde etme imkanlarını kaybettiler."
Küresel aktörlerin güçlerinden vazgeçme gibi bir durumlarının söz konusu olmadığına dikkati çeken Talas, Alman vakıflarının çalışmalarının da bu kapsamda olduğunu kaydetti.
Son Dakika › Güncel › Alman Vakıflarının 'Referandum Satrancı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?