Anayasa Mahkemesi, cezalarının, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına karar verilen hükümlülerin, bu tedbirin uygulanmaya başlanmasından sonra işledikleri iddia olunan başka bir suçtan dolayı tutuklanmaları nedeniyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin kararların kaldırılması ve kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesini düzenleyen hükmü iptal etti.
Aydın İnfaz Hakimliği, Erzincan İnfaz Hakimliği, Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi, cezalarının, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilen hükümlülerin, bu tedbirin uygulanmaya başlanmasından sonra işledikleri iddia olunan başka bir suçtan dolayı tutuklanmaları nedeniyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin kararların kaldırılması ve kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesini düzenleyen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna 6291 sayılı Kanunun 1. Maddesiyle eklenen 105/A maddesinin 7 numaralı fıkrasının (a) bendi ve son paragrafının Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. İstemi birleştirerek esastan görüşen Yüksek Mahkeme, düzenlemeyi iptal etti. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının gerekçesi Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Ceza hukukunda bir kişinin suçlu olarak kabul edilebilmesi için hakkındaki mahkûmiyet hükmünün kesinleşmiş olması gerektiğinin belirtildiği kararda, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, kişinin kesin hükümle mahkum olmadığı, suçlu olarak nitelendirilemeyeceği ve bu suç nedeniyle hakkında ceza hukuku alanına giren yaptırımların uygulanamayacağı vurgulandı. Kararda, denetimli serbestliğin hapis cezasının infazı, özgürlüğü bağlayıcı cazının kanunlarla belirlenecek alt sınırının infaz kurumunda geçirilmesi koşuluyla suçlunun kişiliğindeki gelişmeleri gözlemleyerek cezasını koşullu salıverilmeden önceki bir yılını dışarıda geçirmesini sağlayan bir sistem olduğu vurgulandı.
-HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ İHLAL EDİLMEKTE-
İşlenen suçun, denetimli serbestlik açısından belirleyici bir niteliği bulunmadığı, verilen cezanın infaz edilen süresinin ve iyi halli olma koşullarının arandığının belirtildiği kararda, "Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması ile hükümlülerin yeniden suç işleme risklerinin azalması, sosyal hayata hazırlanmalarına imkan sağlanması, tahliye şartlarına uyumlu gerçekleştirilmesi, toplumsal kurallara uyma becerilerinin geliştirilmesi toplumun hükümlüye olumsuz bakışının azaltılması ve ailesi ile görüşmesinin sağlanması amaçlanmaktadır" denildi.
Hükümlü hakkında işlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 5271 sayılı Kanunun 100. Maddesinde sayılan nedenlerle tutuklama kararı verilmesi halinde tekrar kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmelerinin kanun koyucu tarafından bir tedbir olarak düzenlendiğinin vurgulandığı kararda, söz konusu kuralın kişilerin kesinleşen bir suçları olmaksızın haklarında yaptırım uygulanmasına neden olduğu kaydedildi. Kararda, "Kural denetimli serbestlikten yararlanma hakkını ve denetimli serbestlik kurumundan hükümlü ve toplum lehine beklenen kamusal yararı da ortadan kaldırmaktadır. Kanunun çıkarılma amacı ile çelişen bu hususlar ise hükümlülerin henüz işleyip işlemedikleri belirli olmayan bir suçtan dolayı yaptırıma tabi olmalarına yol açmakta ve Anayasanın suçsuzluk karinesi ile bağdaşmamaktadır. İtiraz konusu kural ilgililerin suçlulukları ispatlanıncaya kadar suçsuz sayılmaları olanağından yararlanmalarını engellemekte ve hukuk devletinin gereklerinden olan hukuki güvenlik ilkesini de ihlal etmektedir" denildi.
Son Dakika › Güncel › Anayasa Mahkemesi'nden Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Şartlarında İptal Kararı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?