AYM'den alkollü sürücü için 'adil yargılanma hakkı' ihlali kararı

ANAYASA Mahkemesi (AYM), alkollü araç kullandığı gerekçesiyle para cezası verilen ve ehliyetine 6 ay el konulan sürücü Serhat S.'nin, adil yargılanma hakkı kapsamındaki 'gerekçeli karar' hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Eskişehir'de yapılan trafik denetiminde Serhat S'ye, 0,76 promil alkollü araç kullandığı iddiasıyla 844 lira idari para cezası uygulandı ve ehliyetine 6 ay süreyle el konuldu. Serhat S, trafik ekiplerince alkolmetre ile yapılan ölçümden 51 dakika sonra devlet hastanesinden kanında alkol bulunmadığını belirten rapor aldı. Olay gecesi çalıştığı iş yerinden gece vardiyasında çıktığını, alkollü olmasının mümkün olmadığını, alkol test cihazının kalibrasyonunun hatalı olduğunu, hatalı bir cihaz ile ölçüm yapıldığı iddia eden Serhat S, idari yaptırım kararına karşı itirazda bulundu. Sulh Ceza Hakimliği, idari yaptırımın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle itirazı reddetti. İdari yaptırım kararının kesinleşmesinin ardından sürücü, 9 Şubat 2017 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

ADİL YARGILANMA HAKKI İHLALİBaşvuruyu 27 Şubat'ta görüşen AYM, Anayasa'nın 36'ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneği ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Eskişehir 2'nci Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderildi. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan AYM gerekçeli kararında, hakimliğin başvurucunun iddiaları ile ilgili değerlendirme yapmadan itirazın reddine karar verdiğine dikkat çekildi. AYM kararında ayrıca, idari para cezasına dayanak teşkil eden bilgi ve belgeleri isteyip inceleyen hakimliğin, ret kararı verirken idari yaptırımın hukuka uygun olduğunu belirtmekle yetindiğine, başkaca bir gerekçeye yer vermediğine de işaret edildi.'KARARDA YETERLİ GEREKÇE YOK'

Gerekçeli kararda şu tespitlere yer verildi: "Hakimliğin itirazın reddi kararının gerekçesinde başvurucunun tüm iddialarını gerekçelendirmek zorunda olmamakla birlikte- başvurucunun itirazına temel teşkil eden, sonuca etkili olabilecek iddiası hakkında değerlendirme yapmayarak bunu yanıtsız bırakması, verilen kararda yeterli gerekçenin bulunduğunun kabul edilmemesi sonucunu doğuracaktır. Kanun yolu merciinin de esasa dair bir değerlendirme yapmadığı, başvurucunun itirazının reddine karar verdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır."