Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hava sahamızın korunması talimatını vermemek bana suçtur. Benim için suç olurdu ve onun ötesinde kabul edebileceğim bir şey olmaz. Bir başbakanın, 'Yahu, hava sahamızı bırakın geçsinler' deme şeyi olabilir mi? Fayda zarar analizi yapılmaz burada. Burada yapılacak olan şey, ülke güvenliği söz konusu olduğunda alınması gereken tutumdur" dedi.
Davutoğlu, NTV canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rusya ile yaşanan krizin belli bir seviyeye indirilmesi için bir sürenin olup olmadığı konusundaki soruya Davutoğlu, psikolojik boyutu yüksek krizlerde bir süre vermenin çok zor olduğunu ifade etti.
Rusya'nın bu durumu farklı bir mecraya dönüştürme tercihinde bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, Türkiye- Suriye sınırının, Türkiye-Rusya sınırı olmadığını vurguladı. Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin hava sahası sınırında uyarılara rağmen tekrar tekrar bir ihlal yapılmış ve bu anlamda angajman kuralı uygulanmışsa, bunu o sınırlar içerisinde görmek gerektiğine işaret etti.
Rusya'nın bu olaydan sonra krizi tırmandıran taraf olduğunu, Türkiye tarafında herhangi bir şekilde krizi tırmandırma iradesinin olmadığını belirten Davutoğlu, "Haklı şekilde ortaya koyduğumuz bir tavır sebebiyle de hiç kimse karşısında ne özür dileriz ne de herhangi apolitik bir tavra gireriz. Biz ülkemizin hava sahasını koruma anlamında doğru bir tutum sergiledik. Ümit ederiz Rusya bunu en doğru bir kontekste anlar. Türkiye-Rusya ilişikleri hem iki ülke için önemlidir hem de Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar bütün coğrafyalar açısından önemlidir. Ümit ederiz Rusya'ya aklıselim hakim olur da bütün bu bölgelerde şimdiye kadar sürdürdüğümüz işbirliğini sürdürecek bir işbirliğini tekrar kurarız" ifadesini kullandı.
Sınır ihlali yapan uçağın düşürülmesinden önce "fayda-zarar analizi yapılması neticesinde görmezden gelinseydi" şeklindeki yorumların aktarılması üzerine Davutoğlu, "Angajman talimatını ben verdim" ifadesine ilişkin şunları kaydetti:
"Türkiye'de bu tür konularda her ciddi devlette olduğu gibi bir prosedür var. Bir uygulama kuralı var. Şimdi bu ihlalden önce bir toplantı yapıyor olsaydık ve bana, 'Bir x ülkesinin uçağı, Türkiye sınırlarını ihlal etse ve karşılığında şu yaptırımlar gelme ihtimali olsa bu ihlale izin verir miydiniz?' şeklinde sormuş olsaydınız, doğrusu buna 'çok da önemli olmazdı' deseydim, suç işlemiş olurdum. Neden, benim ve hükümetimin görevi, bu ülkenin hava sahasını korumak, sınır güvenliğini sağlamak, karasularını korumak. Yani burada fayda zarar analizi yapılmaz."
"Doğru olan işleyiş böyle"
Başbakan Davutoğlu, 2012'nin Haziran ayında Suriye'nin Türk uçağını düşürmesiyle angajman kuralının devreye konulduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Yani, 'bizim hava sahamız ihlal edilirse ikinci bir emri almadan da müdahalede bulunabilirsiniz' diye... Çünkü gelen uçağın niyetini bilmiyorsunuz. Ekim ayında Suriye'de başka uçaklar da devreye girdiği için, Rusya gibi ülkelerin de müdahalesi söz konusu olduğu için ve sürekli sınır ihlalleri yapıldığı için, bu sefer angajman kuralı yenilendi ve teşmil edildi. Yani sadece Suriye uçaklarına değil hangi ülke uçağı olursa olsun Türkiye'ye dönük olarak geliş niyeti belli olmayan ve hava sahamızı ihlal eden uçaklara dönük bu angajman kuralları genişletildi. Bir ihlal olduğunda bu ihlal üç dakika ise pilotlar, Hava Kuvvetleri Komutanını arayacak, Hava Kuvvetleri Komutanı Genelkurmay Başkanını, Genelkurmay Başkanı beni arayacak, ben de talimat vereceğim. Takdir edersiniz ki bu mümkün değil. O zaman benim verdiğim talimat şudur, yani talimat verdim derken spesifik olarak Rus uçağını düşürün diye bir talimat olmaz zaten, 17 saniyede bana ulaşıp da ben talimat vermiş, geri dönmüş olabilir miyim? Hayır. Benim direktifimle olacak olan angajman kuralı uygulamasını, yetkisini, Genelkurmay Başkanına devrettim. Yani bana sormadan da 'Şu şartlar oluşursa siz gerekli talimatı verebilirsiniz.' Genelkurmay Başkanımız da ondan iki gün sonra bu angajman kuralı yetkisini, Hava Kuvvetleri Komutanına devretti. Burada devletin işleyişi böyle. ve doğru olan işleyiş de böyle. Dolayısıyla bu anlamda hava sahamızın korunması talimatını vermemek bana suçtur. Benim için suç olurdu ve onun ötesinde kabul edebileceğim bir şey olmaz. Bir başbakanın, 'Yahu, hava sahamızı bırakın geçsinler' deme şeyi olabilir mi? Fayda zarar analizi yapılmaz burada. Burada yapılacak olan şey, ülke güvenliği söz konusu olduğunda alınması gereken tutumdur. Dolayısıyla işin arka planı bu. Talimat verdim derken spesifik olarak o uçakla ilgili böyle bir şey kullanılmaz zaten, böyle bir uygulama da yok devrede. Şimdi bunu istismar ediyorlar bazı muhalif çevreler. Olayın oluş seyri de olması gereken seyir de bu. Bu arada o pilotun görevini yapmaması da onun için suç teşkil ederdi. Kendisine kadar intikal eden bir angajman kuralı var. Bilgiyi verir, talimatın gereğini yapar."
"Ambargoları Rusya kendisi şikayet ediyordu, kendi bu yöne başvurdu"
Rusya ile iş yapan Türkiye'deki iş adamlarının mağduriyetleri konusunda da Davutoğlu, buna ilişkin tedbirleri aldıklarını bildirdi.
Turizm sektörüne çok ciddi teşviklerin verildiğini dile getiren Davutoğlu, çiftçilerin zararlarının da giderildiğini belirtti.
Turizm konusundaki bazı teşvikleri yaydıklarını ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İnşallah turizmde böyle bir kaygıyı engellemeye çalışacağız. Diğer alanlarda da gerekli tedbirleri alıyoruz. Şu ana kadar da uçağın düşürüldüğü 24 Kasım'dan bu yana Türk lirasındaki, rubledeki değer kaybı, Türk ekonomisindeki etkisi, Rus ekonomisindeki etkisini karşılaştırdığınızda bize olumsuz şekilde yankılanan bir sonucu olmadı. Ambargoları ise Rusya kendisi şikayet ediyordu, kendi bu yöne başvurdu. Herhangi bir ambargodan tek taraflı olarak bir ülke zarar görmez ikisi de zarar görür. Onun için Rusya'nın bütün bu süreçten aklıselimle davranarak çıkması gerektiğini anlamasını bekliyoruz."
"Herhangi bir çıkarı bu konunun parçası yapmayız"
İsrail ile sürdürülen görüşmeler konusunda da Davutoğlu, Türkiye'nin şartlarının açık olduğunu ifade etti. Bu konuda daha önce özür dilendiğini ve tazminat ödenme konusunda bir prensip noktasına gelindiğini aktaran Davutoğlu, " Gazze'ye dönük olarak ambargoların, kısıtlamaların kaldırılması konusunda da bir müzakere süreci var. Bu şartlar sağlandığında ve Gazzeli, Filistinli kardeşlerimiz bu antlaşmayı kendileri açısından da şartlarını iyileştiren bir antlaşma olarak görüp bu konuda destek beyan ettiklerinde, bu meseleyi aşacak şartlar oluşur" dedi.
İsrail ile yürütülen görüşmelerde gaz alımı konusunun da olup olmadığı sorusuna Davutoğlu, "Hayır. Herhangi bir çıkarı bu konunun parçası yapmayız. Burada önemli olan özürdür. Tazminatın parasal boyutu önemli değil. Mesele, işlenen bir suçun karşılığının yapılmış olması. ve nihayet o şehitlerimiz oraya Gazze'ye yardım için gittiler, Gazze'ye yardım kanallarının açılması. Bu üçüdür önemli olan, yoksa Türkiye, gaz veya başka ekonomik çıkarlar sebebiyle bu türlü konuda müzakere etmez."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?