Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin büyükelçilerinin bölgesel ve küresel meselelerde görüşleri, fikirleri, kararları merak edilen, sorulan, dikkate alınan diplomatlar olması gerektiğini belirterek,
"Kalıpları aşmak zorundayız, ezberleri bozmak, alışkanlıkları değiştirmek zorundayız. Biz, tribünlerden seyreden değil, hadiselerin, meselelerin içinde yer alan, onları yöneten ve yönlendiren aktörler olmalıyız" dedi.
Erdoğan, 5. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türk büyükelçilerine Ankara Palas'ta verilen akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısının uzaması dolayısıyla geciktiğini belirterek, katılımcılardan özür diledi.
"Büyükelçilerimizin her yıl bir araya gelerek böyle bir geniş kapsamlı durum tespitinde bulunmaları, istişareler yapmaları, gerçekten gerek ülkemizin geleceğe bakışını, hazırlıklarını, atacakları adım noktasında, veyahut da sorumluluğunuz altında bulunan farklı ülkelerle ilişkiler noktasında bizimde çok daha acil kararlar almamızı sağlıyor" diyen Erdoğan, çalışmaları devam ettireceklerini söyledi.
Erdoğan, bu konferansları geleneksel hale getiren Dışişleri Bakanlığı'nı, Bakan ve ekibini tebrik ettiğini dile getirerek, bu konuyla ilgili verimliliğin artarak devam edeceğine inandığını bildirdi.
Oldukça zorlu bir yılın geride bırakıldığına değinen Erdoğan, "Yeni umutlarla yeni hedeflerle ve yeni bir heyecanla 2013'e başladık" diye konuştu.
Erdoğan, 2012'nin özellikle bölgede, yakın coğrafyada yaşanan sıkıntılar nedeniyle zorlu bir yıl olduğunu belirterek, yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Başbakan Erdoğan, 10 yıl önce hükümet görevini devralırken ekonomi, iç politika ve dış politikanın tam bir uyum, tam bir koordinasyon içinde yürütülmesini, birbiriyle paralel şekilde ilerletilmesini öngördüklerini ve bunun vaadlerinden biri olduğunu hatırlattı.
-"On yılda bu üç alanda büyük ilerlemeler kaydettik"-
Bu üç ayaktan birindeki aksamanın diğerlerini de etkileyeceğini bilerek yola çıktıklarını vurgulayan Erdoğan, her üç alanı da eş zamanlı, paralel olarak güçlendirmenin mücadelesi içinde bulunduklarını söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"İçeride gerçekleştirdiğimiz demokratikleşme reformlar, ekonomiyi ve dış politikamızı; güçlü ekonomi, iç ve dış politikamızı; aktif dış politikamız ekonomi ve iç politikayı doğrudan ve olumlu şekilde etkiledi. On yılda bu üç alanda büyük ilerlemeler kaydettik. Büyük reformlar gerçekleştirmekle kalmadık, aynı zamanda her üç alanda da dünyada ilgi çeken, ilgiyle izlenen, takdirleri üzerinde toplayan bir ülke konumuna yükseldik. Bakın şu anda başta büyük ekonomiler olmak üzere tüm dünya küresel krizin etkilerini ağır şekilde hissediyor. Küresel kriz ekonomik boyuta sıkışıp kalmıyor. Ekonomiyle birlikte bu ülkelerde iç siyaseti ve dış siyaseti de yeniden şekillendiriyor. Ekonomik krizin ağır seyrettiği ülkelerde iç siyasette ağır bir istikrarsızlık sinyalleri alınmaya başlandı. Bunu sosyal politikalarda görüyoruz, sosyal harcamalarda yapılan kesintiler, bu ülkelerin kendi vatandaşlarında meydana getirdiği huzursuzlukta çok açık net, sizler de görüyorsunuz, bizler de görüyoruz. Birçok tedirginlikler görüyoruz bu ülkelerde ve artık kitlesel eylemler buralarda yaygınlaşıyor."
Bunların yanında bazı ülkelerin ekonomik krizin etkisiyle uluslararası operasyonlarında, uluslararası girişimlerinde hatta uluslararası ilişkilerinde tasarrufa gitmeye başladıklarını dile getiren Erdoğan, "Dünyada bu olumsuzluklar yaşanırken biz tam aksine, son derece olumlu bir seyir izliyoruz. 2012 yılını önceki 9 yıl gibi ekonomide yine rekor seviyelerde kapattık" ifadesini kullandı.
Enflasyon, işsizlik, faizler ve yatırım harcamalarında tarihin en önemli seviyelerinin yakalandığını belirten Erdoğan, ihracat rakamlarına bakıldığında 2012'nin 152 milyar dolarla kapatıldığını söyledi. Bu rakamın 2002 yılında 36 milyar dolar olduğuna işaret eden Erdoğan, "36 milyar dolardan böyle bir rakama geliş, herhalde durduğumuz, oturduğumuz yerde olmadı. Hep birlikte yapmış olduğumuz gayretli çalışmalarla bunu yakalamış olduk" dedi.
-"Dış politikada 10 yıl boyunca sizlerle birlikte ezberleri bozduk"-
Başbakan Erdoğan, krizden en çok etkilenen Avrupa pazarının Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olduğuna değinerek, böyle olduğu halde hem ürünleri hem ülkeleri çeşitlendirdiklerini ve bu daralmadan Türkiye'nin etkilenmediğini belirtti. Ekonomi ve iç politikada reform sürecini hız kesmeden devam ettireceklerini dile getiren Erdoğan, ekonomi ve iç politikadaki bu sürecin dış politikaya yansıyacağını ancak dış politikanın içerideki vizyonla daha aktif bir hale ulaştırılmasının hayati bir önem arz ettiğini, bu konuda büyükelçilerin üzerinde çok önemli bir görev olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dış politikada 10 yıl boyunca sizlerle birlikte ezberleri bozduk. Önümüzdeki dönemde de ezber bozan bir yaklaşımla hareket etmek zorundayız. Yani, statükocu bir dış politika anlayışıyla bir yere varmamız mümkün değil. Bir defa bunu değiştirmemiz şart. Aktif bir dış politikanın en başta aktif büyükelçiler sayesinde icra edilebileceği hepinizin malumudur. Bir kere her bir büyükelçimiz, yaşantısıyla kararlarıyla temsil faaliyetleriyle icraatlarıyla en önemlisi de vizyonuyla çok büyük bir ülkeyi, büyük bir milleti temsil etiğinin tam şuurunda olmalıdır. Dün, bir Dışışleri Bakanı ziyaretime geldi ve büyükelçim de yanımdaydı. Dedi ki, 'Ben iki büyükelçiyi ailece ziyaret ettim, bir tanesi de sizin büyükelçiniz' dedi. İşte, bizim için gurur budur. Dedim ki 'O zaman siz aile oldunuz' dedim. 'Evet, biz zaten aileyiz' dedi. Mesele, bunu sağlayabilmek. Yani ailece o ülkenin dışişleri bakanıyla gidip gelebiliyorsak, o ülkenin dışişleri bakanı bizim büyükelçimizin evine gelebiliyorsa, geliyorsa biz orada bu işi başardık demektir. Ondan sonra siz, dışişleri bakanına bir telefon açabiliyorsanız, dışişleri bakanı sizinle telefonlarla bu diplomatik ilişkiyi sürdürebiliyorsa, orada bu işi çözdük demektir. Ben, tüm dışişleri bakanlarımın bu kabiliyette, bu inançta, bu anlayışta olduğunu biliyorum ama bu heyecanı 2013'e farklı bir şekilde taşımamızın da gereğine inanıyorum. sizler zaten bulunduğunuz ülkelerde büyük bir ülkenin ve büyük bir milletin temsilcileri olarak bugüne kadar faaliyetlerinizi başarıyla sürdürdünüz. Ancak bu büyük vizyonun bu aşamadan itibaren süreçlere de tam olarak yansıtılması bizim de milletimizin de en büyük arzusudur."
-"Türkiye, bir Avrupa ülkesi olduğu kadar bir Asya ve Afrika ülkesidir"-
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin iddia sahibi bir ülke olduğuna işaret ederek, her ülkenin Türkiye'nin iddia ve hedeflerinin arkasında güçlü bir milli irade, güçlü bir devlet olduğunun farkında olması gerektiğini söyledi.
"Sahip olduğumuz güç asla ve asla kontrolsüz, dengesiz, saman alevi gibi gelip geçici bir güç değildir" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunu göstermeliyiz, çünkü biz gücümüzü tarihten alıyoruz. Medeniyet birikimimizden alıyoruz. Bunun yanında gücümüzü istikrarlı şekilde büyüyen bir ekonomiden, reformist, dinamik bir iç siyasetten alıyoruz. Bir kere şunu herkes, her ülke bilmeli. Türkiye, Balkan coğrafyasını, Balkan halklarını ve Balkan politikalarını çok iyi bilen, tanıyan Balkanları yaşamış ve halen yaşayan bir ülkedir. Aynı bilgi ve donanım Orta Doğu için geçerlidir, Kafkasya için geçerlidir, Asya, Kuzey Afrika, tüm Afrika kıtası için geçerlidir. Türkiye, bir Avrupa ülkesi olduğu kadar bir Asya ve Afrika ülkesidir de. Biz, bu geniş coğrafyanın medeniyet birikiminden istifade ediyoruz. Bu büyük coğrafyada idareci olarak bulunmuş olmanın tecrübesinden hep birlikte istifade ediyoruz. Bu geniş bölgenin halklarıyla kardeşlik hukukunu taşımanın ayrıcalığını taşıyoruz. Bizim, dış politikada işte bu birikim ve tecrübeyi mutlaka ve mutlaka avantaja dönüştürmemiz gerekiyor.
Biz, asla küçük düşünemeyiz. Biz, büyük düşünmeye mecburuz, büyük düşünürsek zaferler ardı ardına gelir ama küçük düşünürsek gelir gideriz. Bizim büyükelçilerimiz bulundukları ülkelerde bizim girişimcilerimizin, yatırımcılarımızın, oradaki insanlarımızın, oraya gelen vatandaşlarımızın mutlaka yanında, önünde olmalılar. Bizim büyükelçilerimiz bölgesel ve küresel meselelerde görüşleri, fikirleri, kararları mutlaka ama mutlaka merak edilen, sorulan, dikkate alınan diplomatlar olmalı ve kalıpları aşmak zorundayız, ezberleri bozmak, alışkanlıkları değiştirmek zorundayız. Biz, tribünlerden seyreden değil, hadiselerin, meselelerin içinde yer alan, onları yöneten ve yönlendiren aktörler olmalıyız."
(Bitti)
Muhabir: Kadir Karakuş - Fatma Can
Yayıncı: Murat Taydaş - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?