Başbakan Erdoğan: Niye İstanbul'a Geliyorsun, Paran Var Mı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, İstanbul'a girişte nakil ilmühaberi istediğini hatırlatarak, "Niye İstanbul'a geliyorsun? Paran var mı? Burada evin var mı? Bunların hiçbir şeyi yok. Sadece daha önce gelmiş olanların verdiği adres var. Esenler'de bir yer var, gelir oraya hemen şöyle dört duvar, bir çatı, oraya yerleş" dedi.

Başbakan Erdoğan, Ramada Plaza Tekstilkent'te düzenlenen Esenler Belediyesi Şehir Yazarları ve Akademisyenler Toplantısı'na katıldı. Şehirlerin çok hızlı ama kontrolsüz şekilde büyüdüğünü belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şehir kültürü, şehirlere yüklediğimiz mana, medeniyetimizdeki o ruh, o incelik ne yazık ki, büyüyen şehirlerimizde göz önünde tutulmadı, ikinci plana atıldı. İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman, İstanbul'da benden önceki belediye başkanı arkadaşlarımızın verdiği emsal, 13-15'ti. 13-15 emsalin verildiği bir şehir, betondan başka ne olur? O zaman 3 emsale indirme kararını verdiğimde, ciddi eleştiriler aldım; ama kararlıydım ve biz onu 3'e indirdik. Şimdi de açlar, oburlar, duymayanlar bu 3 emsali arkadan, sağdan soldan dolanarak, plan notlarıyla oynamak suretiyle 5, 6,7'ye çıkarabiliyorlar. İşte bunlar şehirlere ihanet ediyorlar, şehrin ruhu üzerinde oynuyorlar. Hassasiyetimiz şu olmalı; insan neyse şehir odur, şehir neyse insan odur. O kaybettiğimiz neyse, bizim öncelikle onu bulmamız, ona yeniden sahip olmamız gerekiyor. Şehirlerimizin ruhundaki yıpranma, aslında milletimizin ve medeniyetimizin ruhundaki örselenmenin somut bir neticesidir. Medeniyetleri tek başına idareciler, sultanlar, padişahlar, vezirler, cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar inşa etmezler. Medeniyetlerin asıl mimarı; onların hazırladıkları zeminde yürüyen milletler, o milletlerin içinden çıkan alimler, gönül insanları, yazarlar, şairler, sanatçılardır."

-"BUNLARIN HİÇBİR ŞEYİ YOK"-

"Millet olarak bizim ruhumuzda yüksek bir medeniyet ışığı ziyadesiyle mevcuttur. Bizim bu ışığı bulacak, canlandıracak, ellerinden tutup kaldıracak bir ufka, güvene ihtiyacımız var. Betonun, asfaltın, çimentonun, kaldırım taşının, mevzuatın içinde kaybolmuş değil; bu aziz milletin tarihindeki şehir medeniyetini kavramış belediye başkanlarına ihtiyacımız var" diyen Erdoğan, şehirlerin geleceği konusunda umutlu olduklarını vurguladı. Özgüveni yüksek, umutlu, heyecanlı, birikimli, tarih ve medeniyet bilinci yüksek bir neslin geldiğini söyleyen Erdoğan, şunları ifade etti:

"Kimlik bunalımı yaşayan, özünden, ruhundan uzak nesiller buna göre şehirler kuracaktır. Tarihini bilen, tarihinden aldığı ruhla geleceğine formüller üreten nesiller, inanıyorum ki, yeni şehirlerin de mimarı olacaktır. Bizler, büyük bir tahribata maruz kalmış şehirleri devraldık. Bugüne kadar vaktimizin çok büyük bir kısmını tahribatı tamir etmek için sarf ettik. Gecekondular, bizim geleneksel konut mimarimizi yansıtmıyordu; artan nüfusun, yoğun göçün, plansız kentleşmenin bir neticesi olarak gecekondu sorunu ortaya çıkmış, şehirleri kuşatmış, bir şehir sorunu haline gelmişti. Belediye başkanlığımda, İstanbul'a girişle alakalı bir nakil ilmühaberi istedim. Dediler ki, pasaport getiriyor. Ben İstanbul'a gelen göçü engellemek için böyle bir teklif getirdim. Niye İstanbul'a geliyorsun? Paran var mı? Burada evin var mı? Bunların hiçbir şeyi yok. Sadece daha önce gelmiş olanların verdiği adres var. Esenler'de bir yer var, gelir oraya hemen şöyle dört duvar, bir çatı, oraya yerleş. Şehrin onda hakkı yok mu? Var. Kolundaki bileziği satmak, borçlanmak suretiyle apartman dairesi alıp oraya yerleşen vatandaşımla onun arasında adaleti nasıl tesis edeceğiz? İşte o zaman İstanbul'un nüfusu 8 milyondu, şimdi 15 milyon oldu, 10 yılda. Şimdi başta Ankara ve İstanbul olmak üzere birçok şehirde gecekondu sorununu önemli ölçüde yoluna koymuş bulunuyoruz."

Düne göre daha iyi şeyler yapmaya çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, "Yeni nesiller, bizden daha iyisini yapacak; sonraki nesiller ideali yakalayacak. İşte onun için umudumuzu hiç kaybetmeyeceğiz, ne şehirlerimizden ne insanımızdan umudumuzu hiç kesmeyeceğiz. Bu uzun soluklu bir yürüyüştür" dedi.