Başbakan Yardımcısı Akdoğan: 62. Hükümet Bir Seçim Hükümeti Değil

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 62. Hükümetin bir seçim hükümeti olmadığını söyledi. 2015 milletvekili seçimlerinden sonra, 2019'a kadar önlerinde 4 altın yıl olduğunu belirten Akdoğan, "Yeni Türkiye'nin inşasında bu dört altın yıl, çok büyük önem taşıyacak" dedi.

Akdoğan, Pendik Belediyesi'ni ziyaret etti. Belediye Meclis Salonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Akdoğan, 2001'de kurulan AK Parti'nin, 2002'de iktidara gelerek yeni bir sayfa, yeni bir çığır açtığını belirtirken, partilerinin büyük dönüşümler gerçekleştirdiğini söyledi.

30 Mart ve 10 Ağustos seçimleri ile 2015 milletvekili seçimlerinin iç içe geçmiş halka olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Yani maçın bir devresini kazanmak yetmiyor, tamamını kazanmak için bütün devreleri almak gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu. Bu üç halkanın birbirini tamamlayan, birbirinin devamı olan seçimler. Hiç soluk alıp vermeden biz aynı heyecanla, aynı kararlılıkla bu süreçleri devam ettirmek, milletimizle kucaklaşma ve milletimize hizmet götürme kararlılığıyla süreçleri devam ettirmek durumundayız. AK Parti şu anda bir hükümet kurdu, 62. hükümet. Bu hükümet 2015'e kadar devam edecek bir hükümet değil. Hükümet programımızı Mecliste okuduk, yarın güven oylaması yapacağız. Bu bir seçim hükümeti değildir şu anda kurulan. Geçici hükümet de değildir. Biz 2023 hedeflerine yol yürürken, 2019'u planlayan bir anlayışıyla hükümet programını hazırladık. Ortaya koyduğumuz projeler, vaatler, hedefler... Bunlar 2019'u, 2023'ü kucaklayan hedeflerdir. Bu yüzden 62. hükümet bir seçim hükumeti değildir. 2015'i hedef alan değil, 2019'u, 2023'ü hedef alan bir hükümettir" dedi.

-"ÖNÜMÜZDE 4 ALTIN YIL VAR"-

2015 milletvekili seçimlerinden sonra, 2019'a kadar önlerinde 4 altın yıl olduğunu belirten Akdoğan, konuşmasını şöyle devam etti:

"Yeni Türkiye'nin inşasında bu dört altın yıl, çok büyük önem taşıyacak. Çünkü hiçbir seçim yok. Yani seçimle bölünmeyen, bir blok dönem yaşanacak. Milletvekilliği seçimi, belediye başkanlığı seçimi, cumhurbaşkanlığı seçimi 2019 yılında yapılacak. İşte bu, 2015-2019 arasındaki blok dönem altın yıllar, Yeni Türkiye'nin inşasında, tesisinde, ihyasında çok önem taşıyacak. Bunun gerçekleşebilmesi için de 2015 seçimlerine şimdiden hazırlanmak gerekiyor. Başbakanımız bütün şehirlere gidecek, büyük ilçelere katılacak, kongre sürecini şubat ayında tamamladıktan sonra mart itibarıyla da kampanya dönemi başlıyor. Yani biz hiç ara vermeden, soluklanmadan, hız kesmeden, siyasi çalışmalara veya kurumsal olarak belediyelerimiz faaliyetlerine devam edecek.

-"PLANLI, PROGRAMLI EYLEMLERDİ"-

Gezi olayları, arkasından yaşanan 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri, 30 Mart ve 10 Ağustos seçimi, AK Parti de genel başkan değişimi, başbakan değişimi, Cumhurbaşkanlığının devir teslimi, çok dinamik bir süreçten geçtik. MİT krizinden itibaren, Gezi olayları, 17 Aralık süreci, bunlar hep hükümete dönük, demokrasiye dönük hamlelerdi, saldırılardı. Planlı, programlı eylemlerdi. Bunları püskürten AK Parti iktidarı, sadece kendi varlığını korumadı. Türk demokrasisinin varlığını da korudu. Millet iradesini korudu ve seçimle sandıkla meşrutiyetini güçlendirerek, Türkiye'nin bütünlüğünü, istikrarını ve huzurunu korumayı becerdi. Süreç yönetimini başarıyla yaptık. Burada AK Parti camiasının, ailesinin, ahlaki bir duruş sergilediğini görüyoruz. Bu kolay bir şey değildir.

-"AK PARTİ'DE YAŞANAN HER ŞEY TÜRKİYE'Yİ İLGİLENDİRİYOR"-

"Devir teslimler, cumhurbaşkanı değişimi, başbakan değişimi, genel başkan değişimi. Türkiye'nin en büyük siyasi hareketiyiz biz. AK Parti'de yaşanan her şey Türkiye'yi ilgilendiriyor. AK Parti'nin geleceği, Türkiye'nin geleceğini etkiliyor. Bu yüzden bu kadar büyük siyasi hareketin, iktidar partisinin yaşayacağı değişim, hem ülkeyi etkiler hem de büyük çalkantılara da sebep olabilirdi. Yani herhangi bir sıkıntı yaşamadan, ülkemizi ve partimizi, hareketimizi türbülansa sokmadan çok başarılı bir süreç yönetimi gerçekleştirildi. Bunda ahlaki bir duruş, erdem sergileyen teşkilatlarımızın çok büyük bir payı olduğunu söylemek istiyorum.

-CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDAKİ UYUM-

Daha öncesinde farklı istişareler olabilir, farklı tartışmalar olabilir, bazı arkadaşlarımız farklı isim önermiş olabilir ama karar alındıktan sonra bütün AK Parti camiasının bir bütün olarak Sayın Genel Başkanımızın ve Başbakanımızın arkasında durması, gerçekten takdir edilmesi gereken bin süreçtir. AK Parti krizlerden sonra kongreye girmiyor, büyüyerek kongreye giriyor ve büyüyerek kongrelerden çıkıyor. Birtakım partilerin, siyasi krizler neticesinde kongrelere girdiklerini ve daha çok sarsıntı geçirerek, parçalanarak kongrelerden çıktığını görüyoruz. Bu yüzden AK Parti bu performansıyla birlik ve bütünlük içerisinde, başarılı bir süreç yönetmesiyle de Türk siyasetine örneklik oluşturmuştur diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızla Başbakanımız arasındaki uyum çok önemlidir. Türkiye'yi şaha kaldıracak olan Erdoğan, Davutoğlu uyumudur."