Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Fransa'nın başkenti Paris'teki haftalık mizah dergisine yapılan saldırıya ilişkin, " Bu olayda 12 kişi hayatını kaybetti, yaralılar var. Bu kabul edilebilir bir hadise, eylem değildir, bunu şiddetle kınamak gerekiyor" " dedi.
Akdoğan, TRT Haber'deki Özel Yayın programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Paris'te meydana gelen saldırının" sorulması üzerine Akdoğan, olayın şok edici, sarsıcı olduğunu söyledi.
Hükümet olarak, olaya ilişkin temel yaklaşımlarının, "her türlü terör hadisesini reddetmek, kınamak ve telin etmek" olduğunu belirten Akdoğan, "Kim yaparsa yapsın, kimden gelirse gelsin, kime karşı olursa olsun, aktörlerden bağımsız olarak olayın, hadisenin, eylemin kendisini kınıyoruz ve lanetliyoruz. Bu olayda da 12 kişi hayatını kaybetti, yaralılar var. Bu kabul edilebilir bir hadise, eylem değildir, bunu şiddetle kınamak gerekiyor" dedi.
Saldırıya uğrayan derginin, daha önce yaptığı yayınların eleştiri konusu olabileceğini ifade eden Akdoğan, şunları kaydetti:
"Her basın organının yayınları eleştiri konusu olabilir. Bunlar eleştirilebilir, kınanabilir. Bunun bağlamı ayrıdır, bu hadiseyi kendi bağlamında değerlendirmek lazım. Kategorik, prensip olarak terör hadisesini ve bu tür eylemleri öznelerinden bağımsız olarak reddetmek ve kınamak gerekir, telin etmek gerekir. Bu olay gerçekten daha çok konuşulacak ama baştan peşin hükümle hareket etmemek, aceleci olmamak ve konuşmamak lazım. Olayın biraz daha aydınlanmasını beklemek lazım. Fransa devletiyle diplomatik anlamda ilgili birimlerimiz temas halinde. Bakanlarımız muadilleriyle görüşüyorlar. Bu tür konularda ortak bir dayanışma, mücadele içerisinde olmak önem taşıyor. Aslında bu bizim de yıllardır ıstırabını çektiğimiz bir konu. Yani terörle ortak mücadele vermeliyiz. Bu bir insanlık sorunudur. Hangi ülkede, coğrafyada, kim tarafından yapıldığının önemi yok. Terörle ortak mücadele konseptinin, anlayışının geliştirilmesi gerekir. Bu bizim yıllardır söylediğimiz şey. Çünkü biz, terörden muzdarip olan, çok çeken, insanlarını kaybetmiş olan bir ülkeyiz."
İstanbul'da dün meydana gelen terör saldırısını hatırlatan Akdoğan, şehit olan polise Allah'tan rahmet diledi.
Ortak mücadele geliştirmenin çok büyük önem taşıdığını belirten Akdoğan, "Bu mesele üzerinden algı operasyonlarına karşı da dikkatli olmak lazım. Bu meseleyi İslam ile özdeşleştirmek, Hazreti Peygamberimizin karikatürünü vesaire çekip, bunun üzerinden birtakım algı operasyonlarına çanak tutmak bu da tehlikeli bir durumdur. Çünkü bunun ıstırabını orada yaşayan insanlar çekiyorlar. Yani kültürler arasında çatışmayı besleyecek şekilde konuşmak, yorumlar yapmak doğru değil" diye konuştu.
-"Büyük fotoğrafı görmek lazım"
Daha önceki hadiselerden sonra Fransa'da ciddi bir ırkçılığın, İslam düşmanlığının, göçmenlere karşı bir dalganın geliştiğini, Avrupa'nın bunu uzun bir süredir tartıştığını hatırlatan Akdoğan, "Bu tür olaylar, bu ekmeğe yağ sürmemeli. Bu konuda müteyakkuz olmak lazım. Bu, terörün tuzağına düşmek olur. Eğer bu tür yeni bir ırkçılık dalgası, göçmenlere veya Müslümanlara karşı yeni bir dalgayı bu beslerse, bu terörün tuzağına düşmek olur. Çünkü terör bunu arzu eder. Toplumdaki fay hatlarını tetikler, harekete geçirir, bölünme meydana getirir" dedi.
Akdoğan, bunun Avrupa'nın değerlerinde de bir çatlamaya sebep olabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Eğer burada İslam'a, Müslümanlara karşı bir nefret dili gelişmesine bu zemin hazırlarsa, Avrupa'nın temel değerlerinde de bir çatlamaya sebep olabilir. Buna karşı da müteyakkuz olmak lazım. Daha soğuk kanlı, serin kanlı değerlendirmeler yapmak lazım. Son günlerde Avrupa'da birçok hadise meydana geldi. Camilere karşı birtakım hakarethane saldırılar oldu, başka birtakım hadiseler oldu. Böyle baktığımızda, zaten böyle bir dalga var. Bunu daha fazla besleyecek, destekleyecek şekilde algılar üretmemek lazım. Bunlardan da kaçınmak lazım. İnşallah bir an önce bu olay aydınlanır. Nedir, ne değildir ortaya çıkar. Ama bu tür terör hadiselerinde veya siyasi cinayetlerde, kimin kime ne yaptığından ziyade, başka bir amaç vardır ulaşılmak istenen. Başka bir maksada hizmet etmek için bunlar yapılıyordur. Bu tuzağa da düşmemek lazım. Büyük fotoğrafı da görmek lazım. Kim bundan ne murat ediyor, ne yapmak istiyor? Bu fotoğrafı da doğru okumak gerekir diye düşünüyorum. Ümit ederiz, bir an önce bu olay aydınlanır, herkes serin kanlı bir şekilde değerlendirmeler yapar ve ırkçılığı, nefret dilini geliştirecek söylemlerden ve yorumlardan da kaçınılır."
-"Bir takipsizlik niteliğindedir"
4 eski bakanla ilgili Meclis Soruşturma Komisyonunun kararını verdiği hatırlatılarak, "Ancak tartışma bitmedi. Neden bitmedi" sorusuna, Akdoğan, "Komisyon kararını verdi ama komisyonun yaptığı çalışmaya saygı duyuluyor mu? Komisyon yokmuş gibi yorumlar yapılıyor, tartışma bitmedi. Burada Yüce Divan'a gidilseydi de tartışma bitmeyecekti. Komisyon kararına saygı duymayanlar, Anayasa Mahkemesinin kararına da saygı duymayacaklardır. Yine benzer yorumlar yapılacaktı. Çünkü bunların adalet diye bir derdi yok. Burada siyasi bir kavganın malzemesi olarak bunu kullanıyorlar" yanıtını verdi.
Akdoğan, muhalefetin temel tezinin "Niye yargıdan kaçıyorsunuz" olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oysa kaçılıyor mu? Soruşturma komisyonunun kurulması zaten bu sürecin başlatılmasıdır. Soruşturma komisyonu hukuki, adli bir görev, fonksiyon icra etti. Ceza muhakemeleri usulüne göre çalışan bir komisyon bu. Yani siyasi bir komisyon değil. Hukuk işlemi gören bir komisyondu ve onlar aylarca lafını ettiler. AK Parti bu komisyonu kurdurdu. Yani bizim kurdurduğumuz bir komisyon, hukuki bir işlem yaptı. İddiaları araştırdı, delilleri inceledi ve böyle bir karar çıktı. Bu karar AK Parti'nin kararı değildir, AK Parti'nin bir kurulu değil bu. Meclis'in bir komisyonu ve adli, hukuki bir işlem sayılıyor bu. Nasıl birinci derece mahkemenin verdiği takipsizlik kararı bir anlam ifade ediyorsa aynı şekilde bu komisyonun verdiği karar da aynı mahiyettedir. Bir takipsizlik niteliğindedir çünkü komisyon bir savcı vasfıyla iddianame hazırlıyor, bu işi yapıyordu. Bu da yargılamanın bir parçası olarak değerlendirilebilir. Eğer böyle bir kaçma durumu olsaydı, bu komisyon kurulmazdı. Bu komisyonu biz kurdurduk."
-"Komisyonu biz kurduk"
Komisyona saygı gösterilmediğini ifade eden Akdoğan, "Komisyon kurulduktan önce de çalışırken de yargısız infaz yapar şekilde, peşin hükümle her türlü suçlamayı yaptılar, her türlü hakareti ettiler. Oysa komisyona saygı duysalardı, çalışmasını bekleselerdi, yani peşin hükümle hareket etmeselerdi daha doğru olurdu. Şimdi gerekçeli kararı beklemeden aynı yorumları yapıyorlar. Önce bir gerekçeli kararı görmek lazım, iddialar, bulgular nedir, komisyon ne için böyle bir karar vermiştir? Öncelikle bunu görmek lazım" dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, soruşturma komisyonu sürecinin, bir adalet arayışı olarak değil de birtakım kişileri veya partileri itibarsızlaştırma çabası olarak kullanılmaya çalışıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bugün komisyona itibar etmeyen, saygı duymayan, önem vermeyen ve hala tartışmayı devam ettirenler, Anayasa Mahkemesine bu mesele gitseydi ona da saygı duymayacaklardı, onun kararını da eleştireceklerdi. Çünkü baştan bir yargısız infaz, peşin hükümle hareket etme durumu var. Öncelikle bunu görmek lazım. Bizim hiçbir şeyden kaçtığımız, korktuğumuz yok. Komisyonu biz kurdurduk. Komisyon, hür ve bağımsız bir şekilde çalıştı. Herhangi bir talimat, yönlendirme vesaire kesinlikle söz konusu olmadı ve hukuki bir işlem yaptı. Bunu da görmek ve doğru bir yere konumlandırmak lazım. Bu da bir yargılama sürecedir ve komisyon takipsizlik kararı vermiştir. Gerekçeli kararı görmek gerekir. Bunun neticesinde Meclis Genel Kuruluna bu konu gelecek, muhtemelen muhalefetin vereceği önerge oylanacak. Orada da yine milletvekillerimiz, hür bir şekilde, vicdanlarıyla muhasebe ederek gereken iradeyi ortaya koyacaklar."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?