Musul'da kaçırıldıktan 101 gün sonra özgürlüklerine kavuşan konsolosluk görevlileri yaşadıklarını gazetecilere anlattı.
Rehinelerden Alptekin Esirgün, Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın, IŞİD'in Türkiye adına açıklama yapması yönündeki zorlamalarına karşı koyduğunu belirterek, "Kafasına silah dayandığı halde yine açıklama yapmadı. Süreci çok iyi yönetti" dedi.
Esirgün alıkonuldukları günlerde yaşadıkları sıkıntılara karşı sabrettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Orada metanetle durmamız gerektiğini biliyorduk. Bunu arkadaşlara da telkin etmeye çalıştık. Çünkü aramızda siviller de vardı. Gerekli uyarıları yaparak, dik durarak, inancımızla dik durarak devletimize güvendik ve sonunda güvendiğimizin semeresini aldık. Devlet bizi bu kendi uçağıyla beraber dönüyoruz Ankara'ya. Çok gururluyuz."
Esirgün, bazı zamanlarda ölümle yüz yüze kaldıklarını, ancak birbirlerine destek olarak ayakta durduklarını kaydetti.
'Cehennem azabı bitti'
Başkonsolos Yılmaz'ın eşi Özay Yılmaz da "101 günlük cehennem azabından sonra şimdi çok mutluyuz. Biz yeniden doğduk" diye konuştu.
'Eşimin sayesinde ayakta kaldık'
49 kişi arasında bulunan en küçük rehine, altı aylık Ecrin Ela Ercan'ın babası "Eşimle beraber vatanıma dönme sevincini yaşamak, oradaki sıkıntıların hepsini unutturdu" dedi.
Emin Ercan, alıkonuldukları süre zarfında, küçük Ela'nın annesinin çabalarıyla hayata tutunduğunu söyledi.
Ercan, bir gazetecinin kötü muameleyle karşılaştınız mı sorusuna "O konuda açıklama yapamıyorum" şeklinde yanıt verdi.
Musul Konsolosluğunda emniyet görevlisi olarak görev yapan Alparslan Yel ise esir hayatı yaşadıklarını söyledi. "Müslüman olduğumuz için biraz iyi davrandılar. Yine de o kadar rahat değildik. Orada bir savaş vardı" dedi.
Son Dakika › Güncel › Başkonsolosun Başına Silah Dayadılar' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?