İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde, "FETÖ, istihbarat teşkilatlarını nasıl kör ve sağır bıraktı..", "Yapılan çok üst düzey operasyon neydi?", "FETÖ, Rusların soğuk savaş yıllarında yaptığı operasyonu mu gerçekleştirmek istedi", "'Elemanlar' nasıl sistemin içine monte edildi", "FETÖ'nün abisi şüphe çekmeden içeri girmeyi nasıl başardı", "Davalar istihbarat teşkilatlarının adları kullanılarak nasıl maniple edildi", "Kriptolu programlarla haberleşen kaç FETÖ'cü daha açığa çıkarıldı" sorularına cevap aradı.
Batuhan Yaşar'ın, "İşte FETÖ'nün akıl almaz istihbarat oyunu" başlıklı yazısının tamamı şöyle:
"Türkiye inanılmaz hassas günlerden geçiyor. Bir taraftan da yeniden yapılanıyor.. Askeri, polisi ve istihbarat kuruluşları ile.. Daha da güçleniyor.
Biz özellikle terörle mücadeleye hep olumlu baktık. Bu yüzden eleştirenleriniz oldu.
Bakın PKK adım adım marjinalleşmeye doğru gidiyor.
Türkiye, polisi, askeri ve istihbaratı ile terörün ümüğünü sonuna kadar sıkıyor. Kuzey Irak'ta sıkıyor, Suriye'de sıkıyor.
Her yerde destansı bir mücadele var.
'İşimiz kolay' demiyoruz ama karanlık tünelin ucundaki ışık giderek daha da belirginleşiyor.
Evet konumuz bu değil.
Ama bununla direkt alakalı.
Bugün sizlere, FETÖ'nün istihbarat teşkilatlarımızı nasıl kör hale getirdiğini ayrıntıları ile aktaracağız.
Çok önemli bilgelere ulaştık.
Darbenin neden ve nasıl önceden haber alınamadığını;
Tahşiye, Ergenekon ve Balyoz'un nasıl manipüle edildiğini;
KCK ile istihbarata ilk darbenin nasıl vurulduğunu;
Teşkilatların "elemanlar" vasıtasıyla nasıl kör ve sağır bırakıldığını bütün detayları ile yazacağız.
Yapılan çok üst düzey bir operasyon
Kabul edelim ki hepimiz FETÖ'yü çok hafife aldık. Yine kabul edelim ki 17-25 Aralık sonrasında işi tamamıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sırtına yükledik ve adeta 'bakalım ne yapacak' diye seyretmeye başladık!
Hatırlayın, FETÖ ile mücadele toplantısı bile ancak 1.5 yıl sonra yapılabilmişti.
İşte biz olayları film gibi seyrederken, FETÖ manipülasyonlara çoktan başlamıştı bile.
İstihbarat teşkilatlarının "elemanlarla" hareket kabiliyetlerinin nasıl sınırlandırıldığını birazdan yazacağız.
Ama önce kıdemli istihbarat uzmanlarının şu sözünü aktarmam gerekiyor:
"Çok ama çok üst düzey bir operasyonla, bir oyunla karşı karşıya bırakıldık"
Bunu Ruslar soğuk savaş yıllarında yaptı
17-25 Aralık sonrasında bizler mışıl mışıl uyurken FETÖ hedefine kilitlenmişti. TSK, MİT, Polis ve Jandarma'da adımlarını bir bir atıyordu.
"Elemanları" bilirsiniz, kurumun personeli olmayan kişilerdir. Bunlar dışarıdandır, kurumla bağlantıları yoktur. Kurum adına bilgi toplarlar.
"Elemanların" isimlerine öyle bilgisayar kayıtlarından filan da ulaşamazsınız.
İşte FETÖ "elemanlar" üzerinden ince ince çalışmaya başlamıştı
Tam da Rusların soğuk savaş yıllarında yaptığı gibi.
İstihbarat teşkilatının içindeki 10 kişilik ekibin FETÖ, PKK veya DAEŞ ile ilgili bilgilerin peşinde olduğunu farz ve kabul edelim. Bu noktadan sonra 'ince işçilik' devreye giriyor ve adım adım hedefe ulaşılıyor:
1- FETÖ konusunda çalışan bu 10 kişilik ekibin "abileri" ile düzenli şekilde görüşmesi ve talimatları alması gerekiyor. Bu görüşmeler dikkat de çekmemeli. Hemen dışarıdaki ilkokul öğretmeni olan "abi" veya "ilgili istihbarat teşkilatının imamı" eleman olarak kaydediliyor. (İmam kelimesini çok fazla kullanmak istemiyorum)
2- İşte bu "FETÖ abisi" o dönem paralel yapı dediğimiz güruhla ilgili çok önemli bilgiler veren "FETÖ itirafçısı" gibi lanse ediliyor. Aslında bilinen bazı şeyler allanıp pullanıyor ve sanki bulunmaz Bursa kumaşı bulunmuş gibi parlatılıyor.
3- Bununla kalmayıp bazı oyunlarla "eleman" bir anda çok gözde biri hüviyetine dönüştürülüveriyor.
4- Alınan bilgiler istihbarat teşkilatları tarafından kayda geçirilmeye başlanıyor. Görünürde her şey yolunda. FETÖ işi sağlam ellerde. Gerçekte ise durum tam tersi: Adım adım darbeye gidiliyor, Pensilvanya'nın talimatları işlerlik kazanmaya başlıyordu.
İşte bu yüzden FETÖ'yü izleyen daireler darbeye karşı kör ve sağır hale getirildi.
2009 yılından beri çalıştırdıkları bu yöntemle aslında 4 şeyi yapmaya çalıştılar;
Teşkilatlar içindeki kendi adamlarına FETÖ'nün talimatlarını direkt ve şüphe uyandırmadan uzun süre aktardılar. MİT, Jandarma ve Polis İstihbarat içindeki FETÖ'cüleri uzun süre gizlediler.
Bir olay, bir dava ile ilgili karalama kampanyası yapılacağı zaman devreye girdiler. Tahşiye, Balyoz ve Ergenekon'da yaptıkları gibi. Hatırlayın gazete haberlerini, "Polis İstihbarattan, MİT'ten gelen bilgiye göre" diyordu! O bilgiyi zaten ilgili istihbarat teşkilatına kendi adamları veriyordu, yazdırıyordu.
Sahte bilgi ve belgelerle kolluk kuvvetlerine istedikleri operasyonları yaptırdılar, istediklerini içeri aldılar. (TSK içinde kendi generallerinin önünü de bu şekilde açtılar, kilit noktalara getirdiler)
Teşkilatların dikkatini manipülasyonlarla çok başka noktalara çekmeyi başardılar. Darbe planının sızmasını önlediler.
Düşünebiliyor musunuz;
FETÖ'yü izleyen ekip FETÖ'cü..
İtirafçısı FETÖ'nün büyükbabası..
Elemanı FETÖ'nün ağababası..
Çok ama çok üst düzey bir operasyon.
Bu arada 236 bin FETÖ'cünün kriptolu bir şekilde haberleştiği 'By Lock' programını kullanan 150 bin kişinin kimlik bilgileri deşifre edildi.
Bir aya ya kalır ya kalmaz hepsi isim isim bilinir hale gelecek.
Ne dersiniz, FETÖ'cüleri hala hafife alıyormuşuz gibime geliyor". - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Batuhan Yaşar: 'İşte Fetö'nün Akıl Almaz İstihbarat Oyunu' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?