Gazeteci Süleyman Özışık, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a ait olduğu ileri sürülen görüntüler ile ilgili soruşturma kapsamında, "Tanık" sıfatıyla ifade verdi.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısına ifade vermesinin ardından, adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Özışık, konuyu kapsayan bütün bilgi ve isimleri savcıya ilettiğini belirtti.
İsimleri paylaşamayacağını, dosyada gizlilik kararı bulunduğunu anlatan Özışık, şunları kaydetti:
"Görüntü, paralel yapının mensubu olan bir gazeteciden geldi. Açık açık bana o dönem söylediklerini de söyleyeyim. 'Haberi bir internet sitesine gönderdiklerini, bu olayın patlayacağını, benim de kullanmamı' söylediler. 'Bir sahte mail adresiyle benim mail adresime gönderdiğini' söyledi."
Özışık, "Görüntülerin bir, iki dakikasını izledikten sonra zaten neyin ne olduğunu anladım. Tabi bu arada şu ayrıntıyı düşeyim. Görüntüler internet sitelerinde yayınlanan görüntüler değildi. Tamamen ham görüntülerdi. 'Üzerinde istediğin çalışmayı yapabilirsin' diye gönderildi. Yarım saate yakın veya yarım saatten biraz uzundu. Görüntülerin bir kısmını izleyip, Baykal'ı gördüğümde kapattım. Ahlaken bu görüntüleri internet sitemde yayınlamayı uygun bulmuyorum, dedim. AK Parti milletvekillerini, bazı önemli kişileri aradım, böyle böyle bir şey var, dedim. Dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın görüntüleri Habervaktim'de gördüğünü ve derhal kaldırılması talimatı verdiğini söyledi. Benim, AK Parti'lileri aramam arasındaki mesafede görüntüler yayılmış oldu zaten." diye konuştu.
Bir gazetecinin daha önce bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarda, iki milletvekilinden bahsettiğini anımsatarak, "Onlar şimdi Meclis'te mi? Kılıçdaroğlu'na yakın mı?" sorusu üzerine Özışık, "Evet, Meclis'te. En yakını diyebilirim. Şu anda herhangi bir sıfatları yok. Milletvekili olarak görev yapıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın isimler." yanıtını verdi.
Gazetecinin, "Bu işteki fonksiyonu ne?" sorusu üzerine de Özışık, "Kişisel görüşümü söyleyeyim. Doğruya en yakın görüş olarak bunu düşünüyorum. CHP'yi dizayn etme çalışmasında o vaktin cemaat dediğimiz, bugün Paralel Yapı dediğimiz örgütle bir iş birliği halinde Sayın Baykal'ı devirme girişiminde parmakları olduğuna dair ciddi deliller var." ifadelerini kullandı.
Deniz Baykal'ın ifade vermek için gelmediğini, avukatı aracılığıyla ifadesini soruşturmayı yürüten savcıya gönderdiğini aktaran, Özışık, şu bilgileri verdi:
"Benim şahsi kanaatim şu. CHP içerisindeki bazı kişilere de bunu teyit ettirdim. Zaten o dönemde hatırlarsanız şöyle bir ibare vardı, "Varan1, eğer gitmezsen, bizi suçlarsan devamı gelir bunların' diye. Sayın Baykal'ın ekrana çıkar çıkmaz 'Pensilvanya bunu yapmadı' diye mesaj göndermesini çok manidar bulmuştum. Eğer Sayın Baykal, istifa etmeseydi, devamı gelecekti ve bugün Sayın Baykal bu meseleyi çok kurcalamak istemiyor. Başka şeylerin de biraz ortaya çıkmasından çekiniyor. Bir ayrıntı daha vereyim. CHP içerisinde herkes topu yuvarlıyor, lafı da yuvarlıyor. Kapalı kapılar ardında konuşulanlar, bizim kulağımıza gelenler, CHP içinde herkes bu kasetin kimin elinden çıktığını biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu da biliyor, Sayın Baykal da biliyor. Bütün çevresindekiler de biliyor. Ama İstanbul'daki gazeteciler ve hatta CHP içinde bazı isimler, bu iki kişiyi işaret ettiğinde, 'Bunların kaset kardeşliği var, birbirlerini ezmezler' diye yorumlar yapıyor. Herkes tarafından biliniyor."
Eski MHP'lilerin dosyasıyla birleştirilmişti
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Baykal'a ait olduğu ileri sürülen görüntüler ve 2011'de bazı isimlerin MHP'den istifasına yol açan bazı görüntülerle ilgili soruşturma dosyalarını, "Özel hayatın gizliliğine yönelik eylemlerin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin şüpheler" üzerine birleştirilmesine karar vermişti.
Savcılığın birleştirme kararında şu ifadelere yer verilmişti:
"Müştekilere ait olduğu iddia edilen ve internet ortamında yayınlanan video görüntülerini çeken, internet ortamında yayınlanan olay faillerinin eylemlerinin icrasındaki benzerlikler gözetildiğinde aynı örgütsel yapı tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin beyanlar, deliller elde edildiği ve bu yönüyle her iki soruşturma evrakı arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşıldığından, her iki soruşturma evrakının birleştirilmesine karar verilmiştir."
MHP'nin o dönemdeki Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Ekici, Osman Çakır, Ümit Şafak, Deniz Bölükbaşı, Recai Yıldırım, Metin Çobanoğlu, Bülent Didinmez, eski Genel Sekreter Cihan Paçacı ve eski Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak ile eski milletvekili İhsan Barutçu'ya ait olduğu iddia edilen görüntüler, 21 Mayıs 2011'de medyaya yansımıştı.
İhsan Barutçu dışındaki isimler partideki görevlerinden istifa etmiş, milletvekili adaylığından da çekilmişlerdi. İstifa etmeyen Barutçu ise partiden ihraç edilmiş ve seçimlere bağımsız aday olarak girerek, milletvekili seçilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, görüntülerin elde edilmesi ve yayınlanmasıyla ilgili sorumluların cezalandırılması için suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturma başlatmış, ancak dosya yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.
Yetkisizlik kararında, aynı eylemler nedeniyle, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince soruşturma yürütüldüğü belirtilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma dosyasını yetkisizlik kararı vererek, tekrar Ankara'ya göndermişti.
Son Dakika › Güncel › Baykal'a Ait Olduğu İddia Edilen Görüntülerle İlgili Soruşturma - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?